Sevilay Yılman'ın karonavirüs kabusu: Ailemize giriş yaptı!
Habertürk yazarı Sevilay Yılman'ın Fransa'da yaşayan oğlu için aldığı koronavirüs önlemleri başarılı olamadı. Yılman, kötü haberi köşesinden duyurdu.
Habertürk yazarı Sevilay Yılman, Bordeaux’da yaşayan
oğlunun ve arkadaşlarının enfekte olduğunu söyledi.
"Ne zaman görüntülü ya da sesli konuşmak istesem
reddediyor ve yazışmayı tercih ediyordu. En sonunda bu haline daha
da evham yaptığımı görünce görüntülü aramamı eli mahkum kabul etti
ve tabii beni gerçekle yüzleştirdi." diyen Yılman,
hemen hemen Fransa ile aynı şeyleri yaşadığımızı ve gidişhatın iyi
olmadığını belirtti.
Ve virüs ailemize giriş yaptı!
Biliyorsunuz oğlum Fransa’da.
Corona virüsün Çin’den sonra görüldüğü ilk ülkelerden, hatta
şehirlerden Bordeaux’da yaşıyor.
Daha önce virüsten korunma çabalarını bir yazımda aktarmıştım
sizlere…
Ancak maalesef gösterdiği çaba da başarılı olamamış ve sonunda
birkaç arkadaşı ile birlikte enfekte olmuş.
Geçmiş zaman kullanıyorum çünkü bana da endişe etmeyeyim,
korkmayayım diye ancak 8. gününde söyledi.
Onda da mecbur kaldı.
Çünkü ne zaman görüntülü ya da sesli konuşmak istesem reddediyor ve
yazışmayı tercih ediyordu.
En sonunda bu haline daha da evham yaptığımı görünce görüntülü
aramamı eli mahkum kabul etti ve tabii beni gerçekle
yüzleştirdi.
Çok korktum… Çok üzüldüm ama o, o kadar aklı başında ve sakin
olabilmeyi başaran bir çocuk ki…
Enfekte olup iyileşmiş olmasının aşılanma ile aynı şeye denk
geldiği konusunda ikna etti beni ve bir şekilde rahatlattı…
Çok şükür… Dün 15. günüydü ve neredeyse tamamen iyileşmiş
durumda.
Sadece kız arkadaşı konusunda endişeli. Çünkü onun astımı var.
Hemen hemen aynı günlerde virüsle tanışmalarına rağmen arkadaşının
öksürmesi ve iniş çıkışlı ateşi devam ediyor.
Bu da virüsün, genç de olsa kronik hastalıkları olanlara daha fazla
etki ettiğini kesin ispat eden bir durum.
Bu arada Fransa’da sağlık sistemi neredeyse kilitlenmiş
durumda.
Çünkü ikisi de ve diğer arkadaşları da corona virüs ile ilgili
semptomlar taşımalarına rağmen gittikleri hastane tarafından hiçbir
test filan yapılmadan; “Siz gençsiniz… Sizin yaşınızda olumsuz etki
eden bir virüs değil. Evde kendinizi karantina edip iyileşmeye
çalışın!” deyip eve gönderilmişler.
Adeline’in yani kız arkadaşının öksürüğü ve ateşi devam ettiği için
bir daha gitmişler ancak aynı cevabı almışlar.
Fransa’da hastanede kontrol altına alınmak için önce yaşa bakılıyor
ve sonra da virüsle ilgili tüm semptomları taşıyıp
taşımadığınıza…
Ateş, kuru öksürük en önemlileri ama tabii yaş 60’ın üzerindeyse
test yapılıyor.
Hiçbir ilaç önerisinde filan da bulunulmuyor.
Sadece; “Ateş olursa paracetemol içerikli bir ilaç alabilirsiniz”
deniliyor.
Bu arada sokağa çıkma yasağı var Fransa’da.
Ve çok katılar.
1 ekmek dahi almak için sokağa çıkıyorsanız devletin dağıttığı
dilekçeye ne için çıktığınızı ve açık kimliğinizi yazmak
zorundasınız.
Aksi halde 38 Euro ceza ödemek zorundasınız.
Bu arada yurt dışında okuyan öğrencilerin ülkeye getirilmesinin de
hiç doğru bir hamle olmadığını söyleyeyim.
Son gelenler Samsun ve Sakarya’daki yurtlarda karantina altına
alınmış olabilirler ama ilk gelenlerle ilgili hiçbir tedbir
alınmadığını hatırlatayım.
Ben de oğluma çok büyük bir özlem duyuyorum.
Ona virüsün bulaşmasından evvel Fransa’da okullar tatil edildiğinde
de gelebilirdi oğlum.
Ama o, o kadar bilinçli bir çocuk ki; “Anne şu anda bende bir şey
yok ama gençler potansiyel taşıyıcı! Gelip sana, size etrafa
bulaştırabilirim!” deyip gelmeyi kendisi reddetti.
Neyse…
Oğlumun şu anda kendi ile ya da kız arkadaşı ile ilgili bir
endişesi yok.
Endişesi biziz.
Yani ailesi ve akrabaları…
Çünkü Türkiye’de bu olayın hâlâ ciddiye alınmadığının çok
farkında.
Diyor ki; “Fransızlar da en başında böyle umarsız davrandılar.
Devlet okulları kapattı ama Fransızlar bunu tatil sayıp kendilerini
sokaklara attılar. Şimdi burunlarını bile çıkarmıyorlar ama tabii
iş içten geçti artık! Baştan önlem alsalardı. Evde izolasyon
çağrısına uysalardı durum bu kadar kötü olmayacaktı!”
Özetle hemen hemen aynı şeyleri yaşıyoruz Fransa ile.
Bu gidişimiz gidiş değil!
65 yaş üzerine gelen sokağa çıkma yasağı makul ama yeterli mi emin
değilim.
Çünkü dün de görüldü ki başta virüsün kol gezdiği İstanbul olmak
üzere ahmaklar sürüsü yine umarsızca sokakta!
Dün bir arkadaşım söylüyor…
Ahbaplarının yurt dışında eğitime ara verildiği için Türkiye’ye
getirdiği çocuklar sokaklarda cirit atıyormuş.
Zaten biz ne yaşayacak isek…
Ne ile karşılaşacak isek…
İşte bu yurt dışından gelip de kayıtsızlıkları ile ortalarda
dolaşan gençler ile umreden gelenler yüzünden yaşayacağız.
Yazık!