Sevilay Yılman'dan çarpıcı iddia: Daha önceki seçimlerde olduğu gibi bunda da...
31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerin büyük önem taşıdığına dikkat çeken Habertürk yazarı Sevilay Yılman, vatandaşların daha önceki seçimlerdeki aynı yolu izleyeceğini ifade etti.
Habertürk yazarı Sevilay Yılman, bugünkü köşesinde 31 Mart'taki kritik seçime değindi. Vatandaşın bu seçimde de farklı bir yöntem izlemeyeceğini iddia eden Yılman, "Mutlaka bir kısım seçmen siyasi görüşüne göre oyunu kullanacak ama sonuçları kim yaşadığı kenti yönetmeye daha fazla layık ise ondan yana tercihini kullanacak olan seçmen belirleyecek." dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları
Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu , Ankara adayları Mehmet Özhaseki
ve Mansur Yavaş… İzmir Adayı Nihat Zeybekci, Tunç Soyer… Antalya
adayları Menderes Türel, Muhittin Böcek’i kutladığını belirten
Yılman, bu isimlerin siyasetten uzak bir dil kullandığını ve
vatandaşın karşısında proje odaklı konuşmalar yapmayı uygun
gördüklerini söyleyerek yazısını şöyle
noktaladı:
"Katılır ya da katılmazsınız bilmiyorum ama 31 Mart seçimlerine giderken… Sahada sadece mevcut adaylar olsa… Yani kentleri bizzat yönetmeye talip olanların kendisi… Bence Türkiye ilk kez bir seçime giderken bambaşka bir atmosfere bürünür."
Keşke sadece adaylar konuşsa
31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler kesinlikle çok önemli,
kritik bir seçim.
Ancak bu kritiklikten sakın ola bir beka sorununun olduğunu
filan kastettiğim anlaşılmasın. Ben böyle bir endişe
taşımıyorum…
Bence önceki yerel seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de çok
farklı bir yol ve yöntem izlemeyecek vatandaş.
İddia ediyorum… (Güneydoğu’daki bazı iller hariç ama… Çünkü
oradaki seçmen meseleye bu defa da ideolojik
yaklaşabilir.)
Mutlaka bir kısım seçmen siyasi görüşüne göre oyunu
kullanacak ama sonuçları kim yaşadığı kenti yönetmeye daha fazla
layık ise ondan yana tercihini kullanacak olan seçmen
belirleyecek.
Yakından takip ettiklerimden örnek vermem gerekirse… Mesela
başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayları Binali Yıldırım
ve Ekrem İmamoğlu olmak üzere, Ankara adayları Mehmet Özhaseki ve
Mansur Yavaş… İzmir Adayı Nihat Zeybekci, Tunç Soyer… Antalya
adayları Menderes Türel, Muhittin Böcek’i yürekten
kutluyorum.
Çünkü gördüğüm kadarıyla bu isimler seçimin sonucunu en
nihayetinde; “Yaşadığım kenti en iyi kim yönetir, en iyi kim bana
hizmet verir”ci anlayışında olan seçmenin belirleyeceğinin
farkındalar.
O nedenle de mümkün olduğunca siyasetten uzak bir dil
kullanıyorlar ve vatandaşın karşısında proje odaklı konuşmalar
yapmayı uygun görüyorlar.
Misal Cumhur İttifakı’nın İBB adayı Binali
Yıldırım…
Bağlı olduğu ittifakın liderlerinin 31 Mart seçimlerine dair
kullandıkları ifadeleri kullanmamaya ve verdiği söyleşilerin
tamamında da İstanbul ve düşündüğü projeler dışına çıkmamaya çok
özen gösteriyor.
Ve bunu da bir araya geldiği gazetecilere; “Bana İstanbul’u
ilgilendiren sorularla gelin” diyerek açık açık ifade ediyor
zaten…
Aynı şekilde Millet İttifakı’nın Ankara adayı Mansur
Yavaş…
O da Yıldırım’la aynı politikayı izliyor ve kesinlikle
Ankara’ya dair düşüncelerinin dışında sorulan sorulara yanıt
vermemeye çalışıyor ve ısrarla içine çekilmeye çalışılsa da genel
siyaset üzerinden polemiklere girmiyor.
Dikkat ediyorum… Sayın Yavaş, bağlı olduğu ittifakın
liderleri Akşener’in ve Kılıçdaroğlu’nun genel siyasette
takındıkları tavra aykırı bir profil çiziyor.
Uzlaşmacı ve tüm Ankaralıları kucaklayan bir
profil…
Bu arada hakkını teslim etmem gerekiyor ki; bu hususta en çok
takdir edilmesi gereken isim Cumhur İttifakı’nın İzmir adayı Nihat
Zeybekci’dir.
Farkında mısınız bilmiyorum ama Nihat Bey rakibi Tunç
Soyer’in babası üzerinden başlatılan 12 Eylül tartışması ve onun
devamında yaşanan sert tartışmalardan hep uzak durdu.
Sorulduğunda da yumuşak ifadelerle geçiştirmeye çalıştı
rakibiyle ilgili polemiği…
Kazanma olasılığı en zayıf halkalardan biri olan İzmir gibi
bir yerde inanılmaz bir profille seçmenin karşısına çıktı ve hâlâ
da o şekilde var olmaya çalışıyor.
Ayrıca şunu da eklemek istiyorum…
Muhafazakar kesim tarafından eleştiriliyor, muhalifler
tarafından küçümsenerek alaya alınıyor olsa da şahsen Zeybekci’nin
şarapla ilgili yapmış olduğu; “Haramdır ama belediye başkan adayı
olarak benim böyle bir tartışmaya girmem doğru olmaz. İzmir’de bir
marka çalışması olduğunda bunu desteklemem mümkündür. Ben lafını
evirip çeviren bir adam değilim. İçimden geçenleri söyledim. Kimse
kimseye dini terbiye vermeye kalkışmasın!” açıklamalarını çok
samimi ve gerçekçi buldum.
Doğru demiyor mu?
Evet. Şarap İslamiyet’e göre haram ama bir kent yöneticisinin
işi midir böyle bir tartışmaya dahil olmak!
Kaldı ki bu ülkenin kentlerinde sadece Müslümanlar mı
yaşıyor?
Başka dine mensup insanlar yok mu? Bırakın bir dine mensup
olmayı dinsiz olanlar yok mu?
Zeybekci ya da diğer tüm isimler sadece şarabın haram
sayıldığı İslamiyet’e mensup insanlara kent hizmeti vermek için mi
adaylar?
Özetle değerli okurlarım…
Katılır ya da katılmazsınız bilmiyorum ama 31 Mart
seçimlerine giderken… Sahada sadece mevcut adaylar olsa… Yani
kentleri bizzat yönetmeye talip olanların kendisi… Bence Türkiye
ilk kez bir seçime giderken bambaşka bir atmosfere
bürünür.
Haksız mıyım?