Sevilay Yılman'dan bomba benzetme: FETÖ de Palu Ailesi gibi!
Habertürk yazarı Sevilay Yılman, Palu Ailesi'nin hastalığının “paylaşılmış paranoid bozukluğu” olduğunu ve bunun FETÖ'de de bulunduğunu yazdı.
Bir anda Türkiye gündemine oturan Palu Ailesi için
uzmanlar "“paylaşılmış paranoid bozukluğu” teşhisi koymuştu.
Habertürk yazarı Sevilay Yılman, bu hastalığın yaygın olduğunu
hatta FETÖ'nün de bu hastalıktan olduğunu yazdı.
"Birkaç dakikalığına şu sapık, sapkın, ruh hastası damadın
Tuncer Ustael'in yerinde ağlak imam Fethullah Gülen olduğunu ve
Palu Ailesi bireylerinin de o ağlak imamın peşinden giden ahmaklar
sürüsü olduğunu düşünün!" diyen Sevilay Yılman
"Örtüşmüyor mu gerçekten “paylaşılmış paranoid bozukluğu”
hastalığı ile FETÖ denilen o baş belası yapı!" ifadelerini
kullandı.
İŞTE SEVİLAY YILMAN'IN O
YAZISI
Hikayelerinde gasptan tutun da, çocuk istismarı, tecavüz ve cinayet
gibi binbir çeşit suçun ve ahlaksızlığın yaşandığı Palu Ailesi
sonunda gözaltına alındı (hatta ben yazıyı yazarken aileden 6
kişinin tutuklandığı bilgisini geçti ajanslar) ama tabii
yaşadıklarını, nasıl ve neden yaşamış oldukları ile ilgili
tartışmalar da bitmedi.
Aile fertlerinin bizzat kendilerinin canlı yayınlarda
aktardığı konular öylesi şaşkınlıklara neden oldu ki toplumda… Bu
şaşkınlığı gidermek için memlekette ne kadar psikiyatrist,
sosyolog, psikolog, antropolog varsa tamamının yorumlarına
başvuruldu.
Ve birçok psikiyatrist, psikolog ailenin psikolojide,
“paylaşılmış paranoid bozukluk” denilen bir hastalığı olduğunu
iddia etti.
Biliyorum ki çoğunuz benim gibi ilk kez duydunuz bu hastalığı
ama hastalıkla ilgili yapılan tarifi Palu Ailesi’nin yaşadıkları
ile kıyaslayınca gerçekten hiç mantıksız gelmiyor yapılan bu
teşhis!
Ve bence biraz daha düşününce üzerinde bu hastalığın esasında
epeyce de yaygın bir hastalık olduğunu görüyorsunuz.
“Yok artık! Daha neler?” demeyin sakın!
Çünkü aslında sandığımızdan çok daha yaygın bu
hastalık.
Tam olarak ne demek istediğimi anlayabilmeniz için
“paylaşılmış paranoid bozukluğu”nun ne olduğunu kısaca özetleyeyim
sizlere…
Efendim… Önce şunu bir belirteyim… Bu hastalıkta mutlaka
baskın karakterli bir insan oluyor. Bu bir lider de olabiliyor, bir
cemaatin başı ya da bir ailenin reisi (Palu Ailesi’nde bu
baskın karakter damat oluyor).
Ve garip hezeyanlara sahip bu baskın karakter önce
etrafındakilere kendisinin diğer insanlardan farklı yeteneklere ve
üstün özelliklere sahip olduğuna inandırıyor. Sonra da sözüm ona bu
üstün özelliklerini kullanarak gerçekle hiç alakası olmayan
düşünceleri kendisine ölümüne bağlı ve inanan insanlara empoze
ediyor ve beyinlerini resmen teslim alıyor…
Şimdi…
Eğer bu hastalığı sadece Palu Ailesi üzerinden, onların
hikayesinden okursanız benim, ”yaygın bir hastalık” tezime karşı
çıkmanız gayet doğal olur.
Ama ne demek istediğimi tam kavrayabilmek için Palu
Ailesi’nin yerine başka bir yapıyı, aileyi, organizasyonu koyup,
onun üzerinden muhakeme etmeye çalışırsanız söylediklerimde ne
kadar haklı olduğumu göreceksiniz.
Mesela ben Palu Ailesi yerine, adına şimdi FETÖ dediğimiz
ancak daha öncesinden Gülen Cemaati olarak anılan o gudubet yapıyı
koyuyorum… Ve o korkunç yapının kesinlikle böyle bir hastalığın
neticesinde ortaya çıktığını görüyorum.
Siz de deneyin benim yaptığımı lütfen.
Birkaç dakikalığına şu sapık, sapkın, ruh hastası damadın
Tuncer Ustael'in yerinde ağlak imam Fethullah Gülen olduğunu ve
Palu Ailesi bireylerinin de o ağlak imamın peşinden giden ahmaklar
sürüsü olduğunu düşünün!
Örtüşmüyor mu gerçekten “paylaşılmış paranoid bozukluğu”
hastalığı ile FETÖ denilen o baş belası yapı!
Bence bire bir aynı ve emin olun bu hastalık sadece Palular
da ya da FETÖ’de gördüğümüz bir hastalık değil.
Başka yapılarda, organizasyonlarda da var.
Misal Adnan Oktar ve müritlerinde de aynı hastalık var
bence.
Ve bu son derece tehlikeli ve bulaşıcı hastalık sayesinde
sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok yerinde özellikle inanç
organizasyonları üzerinden insanların ruhu, bedeni, beyni teslim
alınıyor.
Ki bazılarında bu hastalık öylesine ileri derecede seyrediyor
ve derinleşiyor ki toplu intiharlar boyutuna varabilen vakalar dahi
yaşanabiliyor.