Sevilay Yılman: Seri gazeteci cinayetleri de böyle başlamıştı
Habertürk yazarı Sevilay Yılman, gazeteci Yavuz Selim Demirağ'ın ardından Sabahattin Önkibar'a yapılan saldırı üzerine bugün köşesinden hatırlatma ve uyarılarda bulundu.
Yazısında "Hiç istemezdim elbette
sizlere o dönemi yeniden hatırlatmayı ancak son günlerde
gazetecilere yönelik sıklaşan saldırılar o kadar ürkütmeye başladı
ki..." ifadelerini kullanan Sevilay Yılman, 90'lı yıllarda yaşanan
korkunç gazeteci cinayetlerini hatırlattı.
Sabahattin Önkibar'ın da Yavuz Selim Demirağ gibi ucuz atlattığını
belirten Yılman, "O da Yavuz Selim Demirağ gibi ucuz
atlatmış çok şükür ama ya atlatamasaydı!
Ya bu olay başka türlü sonuçlansaydı! Neler olurdu ülkede
düşünebiliyor musunuz? Söyleyeyim... 90’lı yılların yeni
sürümü başlatılmış olurdu." dedi.
İŞTE SEVİLAY YILMAN'IN O
YAZISI
Daha geçtiğimiz hafta evinin önünde sopalarla saldırıya
uğrayan gazeteci Yavuz Selim Demirağ şokunu atlatamadan önceki gün
benzer başka bir saldırı yaşandı.
Gazeteci-Yazar Sabahattin Önkibar da tıpkı Demirağ gibi Ankara’daki
evinin yakınlarında pusu kurup bekleyen 3 kişi tarafından yumruklu
şiddete maruz kaldı.
Dün Gazeteciler Sendikası Twitter hesabından yaptığı paylaşımda
gazetecilere son iki haftada beşinci saldırının gerçekleştiğini
duyurdu.
Öncelikle Sabahattin Bey’e büyük geçmiş olsun diliyorum.
Anlattığına göre eğer saldırıyı görüp de müdahale eden o duyarlı
esnaf olmasaymış daha ağır bir darbe alabilirmiş.
O da Yavuz Selim Demirağ gibi ucuz atlatmış çok şükür ama ya
atlatamasaydı!
Ya bu olay başka türlü sonuçlansaydı!
Neler olurdu ülkede düşünebiliyor musunuz?
Söyleyeyim...
90’lı yılların yeni sürümü başlatılmış olurdu.
Hatırlayın lütfen...
Hatırlamıyorsanız da girin bakın arşivlere…
Böyle başlamıştı işte o karanlık dönemdeki seri gazeteci
cinayetleri de!
Önce mafyöz yöntemlerle tehdit ediliyordu gazeteciler…
Korkusundan susan susuyordu… Susmayan, tehditlere aldırış
etmeyenler ise hunharca katlediliyordu.
İlk katliam Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç’le
başlamıştı.
7 Mart 1990‘da işine gitmek üzere İstanbul, Suadiye‘deki evinden
çıktığı sırada şoförü ile birlikte öldürüldü rahmetli.
Hemen ardından da Turan Dursun…
Eski bir vaiz, imam olan Dursun da 4 Eylül 1990 tarihinde İstanbul,
Koşuyolu'ndaki evine giderken katledildi.
24 Ocak 1993’te arabasına yerleştirilen bombayla öldürülen
Cumhuriyet Yazarı Uğur Mumcu’nun arabasının evinin önünde olduğunu
hatırlatmama gerek yok sanırım.
“Karanlık yıllar” yani “90’lı yıllar” olarak bilinen, anılan o
dönemin son cinayeti ise Ahmet Taner Kışlalı oldu.
Kışlalı da, 21 Ekim 1999’da Çayyolu Engürü Sitesi‘ndeki evinin
önünde uğradığı bombalı saldırıyla hayatını kaybetti.
Tabii o dönem içerisinde katledilen gazeteci sayısı sadece saydığım
bu 4 isim değildi.
Bu isimler kamuoyunun yakından bildiği tanıdığı isimler…
Bir de adları duyulmamış, ancak o karanlık dönemin kirli pasaklı
ilişkilerini, askeri vesayeti arkasına alanların yaptığı zulmü,
faşizan uygulamaları dünyaya haber etmek için kelle koltukta görev
yapan gazeteciler vardı.
Ve çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu’da görev yapan o gazetecilerle
birlikte 90’lı yıllar olarak anılan o 9 yıl boyunca öldürülen
gazeteci sayısı kaç biliyor musunuz?
Tamı tamına 37! (Kaynak: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti)
Velhasıl… Hiç istemezdim elbette sizlere o dönemi yeniden
hatırlatmayı ancak son günlerde gazetecilere yönelik sıklaşan
saldırılar o kadar ürkütmeye başladı ki...
Bu hatırlatmayı yapmak zorunda kaldım.
Umarım Sabahattin Önkibar’a karşı yapılan saldırı son saldırı
olur.
Ve umarım devlet; “Sevmediğin, beğenmediğin, fikirlerine
katılmadığın gazeteciyi yumruklama” işinin son günlerde alenen bir
modaya dönüştüğünün gerçekten farkına varıp hakikatli önlemler
alır.
Ve umarım bu yumruklar bizi o berbat, karanlık, kabus dolu 90’lı
yıllara götürecek başka bir şeye dönüşmeden son bulur!