Sevilay Yılman, mezhepçi yorumlara fena kızdı: Esad kadar başınıza taş düşsün!

Habertürk yazarı Sevilay Yılman, dün hükümetin Esad ile görüşmesi gerektiğine ilişkin yazdığı yazıya "alevilik üzerinden" yorum yapanlara sert çıktı. Yılman, "Esad kadar başınıza taş düşsün" diyerek veryansın etti.

Dün "Esad ile görüşmenin zamanı gelmedi mi?" diye soran Sevilay Yılman, birçok olumlu yorumların kendisine ulaştığını dile getirdiği bugünkü yazısında olumsuz yorumların içerisinde bulunan mezhepçi eleştirileri ve hakaretleri sarf edenlere açtı ağzını yumdu gözünü.

Kendisinin alevi olması ile ilgili yapılan yorumlar karşısında kızan Yılman, "Esad kadar başınıza taş düşsün" dedi.

Mezhepçi yorumları yazanlara "cahil sürüleri" diye hitap eden Yılman, Esad'ın Nusayri olduğunu, Alevilik ile Nusayrilik arasında benzerlik olmadığını belirtti. 

İşte Sevilay Yılman'ın sitem ettiği yazısı:

Şimdi izninizle değerli okurlarım…

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la masaya oturulmasının Türkiye’nin bekası açısından hayırlı bir politika olduğu tavsiyemi -CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da işin içine katarak- Esad ile mezhep köklerimizin ortaklığına bağlayanlara dair iki çift lafım var!

Birincisi bunun nedeni Esad’a bir hayranlığımdan ya da onun gelmiş geçmiş ya da mevcut politikalarını beğendiğimden filan değil.

Dün Esad için ne düşünüyor idiysem bugün de aynı noktadayım!

Zalim bir diktatördür ve eli kanlı bir katildir evet!

Ama kendisi hâlâ burnumuzun dibindeki baş belamız bataklığın da olduğu SURİYE’nin başkanıdır ve görülen odur ki daha uzun zaman da öyle olmaya devam edecektir.

İkincisi ise...

Cahil sürülerinin haberi olsun…

Esad Alevi değil, Nusayri’dir!

Nusayrilik ve Alevilik birbiri ile alakası dahi olmayan bambaşka iki farklı inanç biçimidir.

Bu cahiller sürüsüne önerim iki dakika vakitlerini ayırıp Google Baba’ya; “Nusayrilik neymiş, ne değilmiş ve Alevilik ile ortak noktaları var mıymış?” diye bir zahmet sormalarıdır!

Şaşıracaklar ama yok!

Ha... Olsa n’olur?

Diyelim ki Esad ile ben ve Kemal Kılıçdaroğlu aynı mezhepteniz... Hatta ve hatta aynı aşiretteniz falan!

Gerçeği değiştirir mi bu durum?

Var olan doğruyu terse döndürür mü!

Soruyorum Esad ile ilgili ilişkiye geçilmesi yönündeki önerim üzerine şahsıma ve dolayısıyla köklerime nefretlerini öfkelerini kusan ırkçı, şovenistlere!

Esad ile yıllardan beri olmayan, olamayan bir ilişkimiz var zaten!

Var da ne oldu?

Nasıl bir kazanç sağladık biz bundan!

Söyleyin ne getirdi bize Esad ile düşmanlık?

Suriye Devleti ile kavgalı olmak ne fayda getirdi?

Bakın… Bu düşmanlık bizden başka herkesin işine geldi ve devam ettiği sürece de hep öyle olacak!

O nedenle lütfen aklınızı başınıza devşirin artık arkadaşlar!

Ayrıca ben bu öneriyi yaparken... Gidilsin eskiden olduğu gibi adama; “Kardeşim Esad” denilsin ve eskisi gibi yağlı ballı olunsun filan demiyorum.

“Uluslararası teamüller çerçevesinde masaya oturulsun ve Suriye'de kalıcı çözüm için makul bir yol haritasında anlaşılsın, sözleşilsin!” diyorum…