Serdar Turgut'un bu yazısı ders niteliğinde! Gazeteci ve kaynağa olan güven
Habertürk yazarı Serdar Turgut, gazeteci ile kaynağının arasındaki güven ilişkisine dair ders niteliğinde bir yazı kaleme aldı. Turgut, Akşam gazetesinde iken yaşadığı bir olayı aktararak bu güven ilişkisini örneklendirdi.
Rahmi Turan ve Talat Atilla'nın ortaya attığı "Külliye" iddialarının ardından tartışmaya açılan konulardan biri de gazeteci ve kaynak ilişkisiydi.
"Gazeteci, kaynağını açıklamalı mı yoksa buna mecbur değil mi?" tartışmaları süregelirken Serdar Turgut, gazeteci ve kaynağının arasındaki güven ilişkisini konu edindi.
İşte ders niteliği taşıyan yazısı:
Gazetecinin kaynağı ile ilişkisi daima sorunludur.
Bir defa aralarında güven ortamının oturmasına kadar geçen sürede
birbirlerini sürekli denemektedirler.
Gazetecinin kafasında "Acaba manipüle mi ediliyorum" kaynağın
kafasında ise "Bakalım dediklerimi çarpıtacak mı, sıkıştığında
benim ismimi açıklar mı" sorusu daima vardır. Yani güveni sağlamaya
giden yolda temelde karşılıklı güvensizlikler vardır hep.
Birbirlerini karşılıklı deneye deneye sonunda güven ortamını
oturttuklarında ise gazetecinin kafasında "Acaba bunları neden bana
anlatıyor, nihai çıkarı nerede acaba" sorusu hep olacaktır ve
olmalıdır da.
*
Yani gazeteci ile kaynağı arasındaki ilişki hiç bir zaman ideal
olmaz. Kaynak ne kendini konumladığı gibidir ne de gazeteci
öyledir. Anlayacağınız karşılıklı bir oyundur bu ilişki.
Janet Malcolm 'Gazeteci ve Katil' (Journalist and Murderer) adlı
kitabının girişinde "Gazeteci yapmakta olduğu işin aslında ahlaken
savunulacak yanı olmadığını bilir" diye başlar mesleğimizi
sorgulamaya.
Aslında ne gazetecinin yaptığı ne de kaynağın yaptığı ahlaken tam
savunulabilir değildir. Etik açısında problemlerle dolu bir zorunlu
ilişkidir gazeteci ile kaynağı arasındaki bağlantı.
*
Tamamen bitirilmesi imkansız olan zorunlu bir bağlantıdır bu. Bu
ilişki kurulmadığı takdirde belki de haber bulmak, özellikle
Ankara’da imkansız hale gelecektir, sadece yorumdan ibaret bir
gazete olamayacağına göre, sorunlu da olsa, etik problemler bulunsa
da gazeteci ile kaynağı arasındaki bağlantı sürdürülecektir.
Gazeteci kaynağının temelde farklı çıkarları olduğunu ve aslında
kendini manipüle ettiğini bile bile, kaynak da gazetecinin başka
kaynaklarla kendisi aleyhine konuştuğunu bildiği ve gerektiği
takdirde kendi aleyhine de adımlar atabileceğini bildiği halde
ilişkilerini ‘daha büyük işler için’ sürdürmek zorundadırlar.
*
Bu haber kaynağı meselesi hakkında bir hatıramı
anlatmalıyım.
Akşam Gazetesi'nde yayın yönetmeni olduğum yıllarda daha sonra FETÖ
çetesi olduğu net biçimde ortaya çıkarılan kişiler, yine daha sonra
net olarak ortaya çıkarılan askere yönelik komploları için hemen
her gün gazetelere yalan belge sızdırmaktaydılar.
Bir sabah toplantısına girmeden önce Ankara büromuzdan bir haber
geldi.
Akşam Gazetesi'ne de bir belge verilmişti. Dönemin genel kurmayı
aleyhine olan bu belgeler üstelik muhabir arkadaşa genel kurmayın
önünde üniformalı bir asker tarafından verilmişti.
Bir yandan hepimiz ortada bariz bir manipülasyon, oyun olduğunu
düşünüyorduk öte yandan da muhabir arkadaşlar kaynağın verdikleri
kullanılmazsa bir daha ondan yeni belge alınmasının imkansız
olacağını düşünüyor ve endişelerini söylüyorlardı.
Herkes haklıydı aslında.
Yazı işleri toplantısında şöyle bir çözüm önerdim.