Sen de yanılıyorsun Haşmet Babaoğlu...

“Batı'ya neden kendimizi anlatamıyoruz?", “Batı neden bizi anlamıyor?”, “Batı neden bizi anlamaya yanaşmıyor?” sorularını soranlar, başkaları için yaşayanlardır…

Neden mi yanılıyorsun?..

Çünkü…

Yanlış” bulduğun “Batı'ya neden kendimizi anlatamıyoruz?" sorusuyla…

Senin sual ettiğin:

Batı neden bizi anlamıyor?”

Batı neden bizi anlamaya yanaşmıyor?” soruları arasında hiç fark yok…

Her iki soru da kendileri değil, başkaları için yaşayanların sorusu…

Zira onlar…

Sokağa çıkmadan önce giysi tercih ederken; “acaba el âlem ne der?” diye düşünürler…

Zira onlar…

Konuşmadan önce “acaba el âlem ne der?” diye düşünürler…

Zira onlar…

Yazmadan önce; “acaba el âlem ne der?” diye düşünürler…

Zira onlar gülmeden önce “acaba el âlem ne der?” diye düşünürler…

Hâsılı…

Batı'ya neden kendimizi anlatamıyoruz?"

Batı neden bizi anlamıyor?”

Batı neden bizi anlamaya yanaşmıyor?” sorularını soranlar, başkaları için yaşayanlardır…

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’da geçtiğimiz hafta sonu şöyle dedi:

“…. ‘Şu ne der, bu ne der?’ diye bir ölçü yoktur. Artık bizim ölçümüz, ülkemizin, milletimizin bekası için ne yapılması gerekiyorsa, onu yapmaktır.”

Evet arkadaş…

Artık bizim ölçümüz ülkemizin, milletimizin bekası için ne yapılması gerekiyorsa, onu yapmaktır…

* * *

Haliyle sevgili Babaoğlu

Senin eleştirdiğin sorular da…

Sorulması gerektiğini savunduğun sualler de:

Yapılan doğrulara

Ve…

Düşülen yanlışlara hep…

Başkaları ne der?” kuşkusu, korkusu, endişesi ve düşüncesiyle bakanların sorularıdır…

* * *

Aynı kişilerin ülke yönetiminde, siyasette ve medyadaki “başkaları” ise:

Başta AB ülkeleri ve ABD olmak üzere…

Arap Müslümanlarıdır…

Tabii ki Kuzey komşumuzla Doğu’daki akrabalarımızdır…

Ve Çin’dir…

Ve Japonya’dır falan…

* * *

Nereden mi çıkardım?..

Anlatayım o halde…

Kendi ülkesi için yaşayan siyasetçi…

Kendi ülkesi için yaşayan gazeteci…

Kendi ülkesi için yaşayan halk…

Batı'ya neden kendimizi anlatamıyoruz?" diye ağlaşmaz…

Batı’nın kendisini neden anlamadığı umurunda bile olmaz…

Batı’nın kendisini anlamaya çalışmamasından da kahrolmaz…

Çünkü…

* * *

Kendi ülkesi için yaşayan siyasetçi…

Kendi ülkesi için yaşayan gazeteci…

Kendi ülkesi için yaşayan halk kendi kendine sorar soruları…

Ve…

Sorularına doğru cevap arar…

Bulur…

Ve…

Yanlışlarını düzeltir…

İşte o sorular…

Cevapları da zaten içinde açıkça görülüyor…

* * *

  • Demokratik hukuk devleti olabilmek için ne yapmalıyız?..

  • Neden, hukukun üstünlüğü ilkesini bütün iliklerimize kadar hissedemiyoruz?..

  • İnsan Hakları” sözcüğü niçin, bizim için hiçbir şey ifade etmiyor?..

  • Niye sivil toplum örgütlenmeleri yerine dini cemaatleri ve tarikatları tercih ediyoruz?..

  • Niçin hukuk ahlâkını hiçe sayıyoruz ama din ahlâkına saygı göstermeye çalışıyoruz?.. Ve fakat onu da niye asla başaramıyoruz?..

  • Demokrasinin sadece seçim sandığında tecelli etmediğini niçin anlamak istemiyoruz?..

  • Milli iradenin ancak ve ancak Yargının seçilen kişinin seçildiğini tescil etmesiyle gerçekleştiğini niçin görmezden geliyoruz?..

  • Yani… Yargının, milli iradeyle birlikte demokrasimizin mütemmimi olduğunu kabul etmemekte niye direniyoruz?..

  • Gerçek demokrasi için güvenilir, güçlü, itibarlı bir kuvvetler ayrılığı ilkesine sahip olunması gerektiği konusunda niye hemfikir olamıyoruz?..

  • Yeni yapılması düşünülen anayasada Kuvvetler Ayrılığı İlkesi’nin olmazsa olmazımız olması gerektiğini niçin haykıramıyoruz?..

  • Gerçek laik devleti gerçekleştirmek için siyasetçiler, din insanları ve yurttaşlar olarak niye el ele vermiyoruz?..

  • En çok ihtiyacımız olan “Küresel Sermaye” için “Yabancı sermaye” deyip onu yabancılaştırdığımız gibi niçin engelliyoruz gelmesini?..

  • Niçin, ekonomik büyümeyle insani gelişmişliğin farklı şeyler olduğunu kabul etmiyoruz?..

  • Neden ekonomimiz büyüse bile kalkınamıyoruz (Gelişemiyoruz.)?..

  • Halkımızın % 80’e yakını ne gördü, ne yaşadı ki Yargıya güvenmiyor?..

  • Halkımızın % 80’i niçin sokaklara tükürüyor?..

  • Halkımızın % 80’i niye piknik yaptığı yeri terk ederken etrafa saçtığı çöpü toplamayı akıl edemiyor da arkasında devasa bir çöplük bırakıyor?..

  • Erkeklerimizin sayıca çok büyük bir bölümü neden kadınlara sadece ve sadece “seks objesi” olarak bakıyor?..

  • Erkeklerimizin sayıca çok büyük bir bölümü niçin kadınlara şiddetten vazgeçmiyor?..

  • Erkeklerimizin sayıca çok büyük bir bölümü saçı açık bir kadın görünce niye hemen orasını kurcalıyor?..

  • Vs…

  • Vs…

  • Vs…

* * *

Hâsılı değerli kardeşim…

Bütün bu soruların doğru cevaplarını bulmadan…

Sonra da o doğruları yapmadan…

Batı’ya kendimizi anlatsak ne olur, anlatamasak ne olur?..

Ya da…

Batı bizi anlasa ne olur, anlamasa ne olur?..

Hem sen de biliyorsun ki…

Biz “Muasır Medeniyetler” seviyesine çıkmakta kararlı ve samimiysek eğer…

Yapılması gerekenleri yaparız…

Ve…

O zaman da Batı’nın bize söyleyecek sözü kalmaz zaten…

Yakup MURAT