Selçuk Türkyılmaz'dan Yıldıray Oğur'a gönderme: Anlaşılan Fransız mandasını özleyenler yalnızca Lübnan’dakilerle sınırlı değil

Yeni Şafak yazarı Selçuk Türkyılmaz, Karar yazarı Yıldıray Oğur'un "Lübnanlılar da mı vatan haini?" yazısını eleştirerek, "Fransa’nın manda yönetimini özleyenlerin Lübnan’dakilerle sınırlı olmadığına hükmedebiliriz" dedi.

Yeni Şafak gazetesi yazarı Selçuk Türkyılmaz, bugünkü köşesinde "Muhafazakâr muhalefetin Fransa hayranlığı" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Türkyılmaz, yazısında isim vermeden Karar gazetesi yazarı Yıldıray Oğur'u eleştirdi. Oğur'un "Lübnanlılar da mı vatan haini?" yazısındaki mesajların "Fransız mandasına özlem" olduğunu söyleyen Türkyılmaz, D. K. Fieldhouse’un “Ortadoğu’da Batı Emperyalizmi 1914-1958” ve Adid Davişa’nın “Arap Milliyetçiliği” adlı kitaplarınIı önermesinin ardından şunları kaydetti:

"MUHAFAZAKAR, DİNDAR, MİLLİYETÇİ KİMLİKLE TARİHİMİZE DÜŞMANLIK YAPILACAĞINI DÜŞÜNMEZDİM"

"Türkiye’de farklı ideolojilerin etkisiyle tarihimize düşmanlık oluşturuldu. Fakat bu düşmanlığı muhafazakâr, dindar veya milliyetçi kimliği ile sahiplenecek ve propagandasını yapacak kimselerin çıkacağını düşünemezdik. Muhafazakâr muhalefetin sesi olan gazetede Beyrut Limanı’nda meydana gelen patlama vesilesiyle kaleme alınmış yazıyı görünce yanıldığımı anladım. Yazıda şunlar dile getiriliyor: “Suriye’de ve Lübnan’da Fransız mandası özlem duyulacak bir yönetim sergiledi, Fransa (Chirac-2005) zor gününde Lübnan’ın yanında duran tek ülkeydi, Osmanlıya karşı bağımsızlık savaşı verirken de Suriye ve Lübnan’daki Arap milliyetçilerin destekçisiydi, Osmanlı Arap coğrafyasında kolonyalistti, Araplar için Osmanlı dört dörtlük zorba bir kolonyalizm tecrübesiydi. Fransa, bu sert Osmanlı tecrübesinden sonra Arap milliyetçilerine yıllardır uğruna mücadele ettikleri bağımsızlığı veren ülkedir.”

"FRANSIZ MANDASINA ÖZLEM"

"Yazıda Cemal Paşa’dan, Beyrut’taki Zeytindağı’ndan ve bu dağda Cemal Paşa’nın sarayından da bahsediliyor. Bir kere dağ değil, tepe demek gerekiyor ama önce Zeytindağı Beyrut’ta değil, Kudüs’tedir demek lazım. O bina da saray değildi fakat yazarın “saray” kelimesini de vurgulamak istediği açık. Bu iddiaların muhafazakâr muhalefetin sesi olan gazetenin okuyucularından, siyasî destekçilerinden ve yazarlarından tepki görmemesi de ilginç. Fransa’nın manda yönetimini özleyenlerin Lübnan’dakilerle sınırlı olmadığına hükmedebiliriz."

YILDIRAY OĞUR NE YAZMIŞTI?

Karar yazarı Yıldıray Oğur, Beyrut patlamasının hemen ardından 10 Ağustos tarihinde kaleme aldığı "Lübnanlılar da mı vatan haini?" yazısında 61 bin Lübnanlının imzaladığı ve "Lübnan’ın 10 yıl Fransa mandasıyla yönetilmesine" yönelik kampanyayı ve yankılarını değerlendirmişti. 

OĞUR, TÜRK YEKİLİLERİN ve MACRON'UN ZİYARETİNİ KIYASLAMIŞTI

Oğur, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Beyrut ziyaretiyle Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron'un ziyaretini kıyaslamış, Türk yetkilileirn Türk bayraklarıyla karşılanmasına, Türkmenlere vatandaşlık verileceği duyurusuna dikkat çekmişti:

"Üstelik Macron’u kimse Fransız bayraklarıyla karşılamamıştı. Demek ki mesele Lübnanlıların ülkelerine ihaneti değil, hangi ülke için ihanet ettiklerinde. Kolonyalizmin Fransız olanını istemek fena ve vatana ihanet, Türkiye’nin himayesine sığınmak meşru, haklı ve göz yaşartıcı. Ayrıca Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Ben Türküm, Türkmenim diyen soydaşlarımıza Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı vereceğiz” derken, Macron, 'kendisini Fransız hissedenlere Fransa vatandaşlığı vereceğiz' de demedi, bütün Lübnanlılara seslendi “Beyrut’u yeniden inşa edeceğiz, sizi asla yalnız bırakmayacağız, yaptığımız yardımların yolsuzluklara gitmesini engelleyeceğiz” dedi. Yine de eski kolonyalist devlete, gel tekrar bizi yönet diye 61 bin imza vermek epey radikal bir talep."

LÜBNAN'DA YÖNETİM SORUNUNA DEĞİNMİŞ, CHIRAC'I HATIRLATMIŞTI

Oğur, liman patlamasına neden olan maddenin nasıl buraya getirildiğine ilişkin hiçbir muhatap bulunamamasına ve yalnıca bir kadın bakanın istifası dışında kimsenin sorumluluk almamasına dikkat çekerek; Lübnan'ın kanlı iç savaş yıllarını hatırlatmış, Refik Hariri suikastine atıf yapmıştı: "Çünkü kimse hesap vermiyor.. Tıpkı bundan 15 yıl önce arabası geçerken patlayan bombalarla öldürülen Sünni Başbakan Refik Hariri’den geriye bombalarla Beyrut’un ortasında açılmış derin bir çukurdan başka bir şey kalmaması gibi. Onun da hesabı sorulamadı, failler bulunamadı. 15 yıl önceki cenazeye de gelen tek yabancı lider Fransa Cumhurbaşkanı Chirac olmuştu. Chirac, zor günde Lübnan’ın yanında olmakla kalmamış, 2005’de ülkeden suikastın baş şüphelisi olan Suriye ordusunun çekilmesini de sağlamıştı."

CEMAL PAŞA ve LÜBNAN'IN ŞEHİTLER MEYDANI

Hariri suikasti ve Chirac'ın tutumuna ilişkin "Lübnanlılar için Fransa’nın böyle bir sonuç değiştirici gücü var hala. Lübnanlıların devletlerinden ümidi kesince ilk akıllarına gelen ülkenin Fransa olmasının yakın tarihi böyle" diyen Oğur, "Tabii bunun bir de uzun  tarihi var" diyerek; Cemal Paşa'yı hatırlatmıştı:

"Hatta İttihatçıların kudretli Suriye valisi Cemal Paşa, 1916’da Şam’da terkedilen Fransa elçiliğinde bulunduğu söylenen belgeleri delil göstererek yüzlerce Suriyeli ve Lübnanlı siyasetçi, yazar, gazeteci, aşiret reisini ya sürgüne göndermiş ya da tutuklatmıştı.  6 Mayıs 1916 günü mahkemeleri süren bu Arap milliyetçisi siyasetçi, gazeteci ve şairlerin en önde gelenleri Şam ve Beyrut’un meydanlarında aynı gün idam edilmişlerdi. Hala iki şehrin merkezinde bu meydanlar o günün anısına Şehitler Meydanı adını taşıyor..."

"ARAPLAR İÇİN DÖRT DÖRTLÜK BİR KOLONYALİZM TECRÜBESİ"

"...Türkiye, bu yılları adını Cemal Paşa’nın Beyrut’taki sarayının bulunduğu dağdan alan Falih Rıfkı’nın Zeytindağı gibi kitaplarla, hoş imparatorluk hatıraları olarak hatırlarken, Araplar için bu yıllar dört dörtlük zorba bir kolonyalizm tecrübesiydi. Yeni kuşaklara da böyle aktarıldı..."

"...Fransa, bu sert Osmanlı tecrübesinden sonra Arap milliyetçilerine yıllardır uğruna mücadele ettikleri bağımsızlığı veren bir ülke olarak ve 26 yıllık manda rejiminin çok kötü olmayan hatıraları yüzünden hala Lübnanlılar için o cazibesini koruyor..."

Yazının tamamı için tıklayınız