Sedat Ergin'den Erbil Tuşalp yazısı

Sedat Ergin, KOAH ile mücadele sırasında hayatını kaybeden gazeteci yazar Erbil Tuşalp ile ilgili bir yazı kaleme aldı.

Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, Cumhuriyet gazetesinde 1979 yılından itibaren sekiz sene boyunca mesai arkadaşlığı yaptığı gazeteci yazar Erbil Tuşalp ile ilgili bir yazı kaleme aldı. Geçtiğimiz hafta hayatını kaybeden Erbil Tuşalp'in, "darbe dönemindeki karanlığın aslında gördüklerimizden çok daha koyu olduğunu belgelerle, tanıklarla gözler önüne serdiğini, gazeteci olarak karanlığın derinlerine kadar inebildiğini" kaydetti:

ÖLÜMÜNDEN SONRA YAZILAN YAZILAR

Ölümünden sonra hakkında çıkan yazılar geride bıraktığı gazetecilik mirasıyla ilgili önemli bir farkındalığa işaret etti. Birlikte çalıştığı meslektaşları tarafından kaleme alınan bu yazılar büyük ölçüde aynı ortak temalar üzerinde şekillendi...

ERBİL'İN İZ BIRAKAN GAZETECİLİĞİ

Birlikte çalıştığımız ve bir bölümünde büroda istihbarat şefliği de yaptığı yıllar bu çizgisini yakından izleyebildim. Tabii özellikle 12 Eylül darbesi sonrasındaki mesaisi Erbil’in gazeteciliğinin en çok iz bırakmış olan, en çok hatırlanan dönemidir.

MASASINA GELEN HER "İNSAN HAKLARI İHLALİ" HABERİNDE SİGARAYI DAHA DERİN ÇEKİYORDU CİĞERLERİNE

Cumhuriyet Ankara Bürosu, Milli Güvenlik Konseyi’nin baskı rejiminin yol açtığı ağır ihlallerle ilgili haberlerin, enformasyonun ilk geldiği adreslerden biriydi. O dönemde askeri cezaevlerinde, polis merkezlerinde yapılan yaygın, sistematik işkenceler, bu işkencelerde meydana gelen ölümler, hapishanelerde kötü muamele, rutin dayak atma gibi uygulamalar, özetle sınır tanımayan hukuksuzluklar, eziyetler...

İşte bu konulardaki haberler çoğunluk Erbil’in masasına geliyordu. 12 Eylül’ün mağdurlarının yakınları, avukatları için kapısı güvenle çalınacak bir durak, bir soluklanma, nefes alma mekânıydı Erbil’in masası. Muazzam bir disiplinle her şeyi not ediyor, gelen her belgeyi arşivliyordu. Ve duydukları karşısında her seferinde sigarayı daha çok ciğerlerine çekip yutuyordu.

SON YAZILARI

Faruk Bildirici’nin onunla ilgili ‘T24’te kaleme aldığı çarpıcı yazıda belirttiği gibi, Erbil, darbe dönemindeki karanlığın aslında gördüklerimizden çok daha koyu olduğunu belgelerle, tanıklarla gözler önüne serdi. Gazeteci olarak karanlığın derinlerine kadar inebildi. Bu, bir gazeteci için geriye bırakılacak çok değerli bir miras olmalıdır.

Yazının tamamı için tıklayınız