Samanyolu TV

STV

GAZETECİLER.COM
Ramazan'la birlikte yoğunlaşan dini programların yanısıra gündüz kuşağındaki kadın programları da iftar ve sahur sofrasını zengileştirme amaçlı bir içerik kazandı. Ancak STV'nin bu kuşaktaki çok izlenen yapımlarından Yeşil Elma eşine Flash TV ya da Beyaz TV'de bile rastlanmayacak bir özensizlik örneğiyle gündemde.

Programda ev hanımlarına yemek tarifleri sunulurken stüdyo ise bir mutfak gibi dekore ediliyor. Ancak STV'nin Yeşil Elma için hazırladığı stüdyo herhangi bir kasap vitrinini aratmadı. Programın yayınlandığı saatler itibariyle oruçlu olan STV izleyenleri kilolarca çiğ etin yığılı olduğu masa karşısında muhtemelen çok zor anlar yaşadılar. STV, efektlerini unuttuğu dizilerdeki teknik zayıflıklarından sonra bu kez daha önemli bir zaafını gösterdi ve ne kadar incelikten yoksun olduğunu da açık etti.

Adeta bir et reyonu şeklinde düzenlenen stüdyosuyla pes dedirten STV sadece televizyonculuk kültürü, estetik duyarlılığı, ekran adabı açısından değil kendi seyircisiyle kurduğu bağın hakikati açısından da es geçilmeyecek bir gafa imza atmış oldu. Kanalın ve programın seyirci kitlesinde dini hasassiyetleri güçlü ama alım gücü zayıf bir profil ağır basıyor. Kırmızı etin gerçek anlamda "pahalı" olduğu bir ülkede kasap vitrini şeklinde düzenlenmiş stüdyolar kuruyorsanız kendi seyirciniz ile aranızdaki mesafe hayli açılmış demektir. Ramazan ve oruç ibadetinin temelinde yer alan tevazu, paylaşım, sadelik, gösterişten kaçınma gibi değerleri sayıp olayın ilahiyata uzanan boyutlarına girmiyoruz çünkü haddimiz değil. Sucuk reklamları bile eleştirisi konusu olup RTÜK tarafından yakın takibe alınırken o kadar etin seyircinin gözüne sokulmasının hukuki boyutundan da söz etmeyeceğiz çünkü işimiz değil...

Bütün personeline yetecek kadar kırmızı eti tezgaha yığıp seyircisine zor anlar yaşatan Samanyolu TV bir kez daha günün televizyoncusu oldu...

[photos]