Salih Tuna'dan Füsun Demirel'e cevap
Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna bugünkü yazısında "3 yıldır işsizim, çalışmak istiyorum" diye sitem eden oyuncu Füsun Demirel'e cevap verdi. Salih Tuna, Füsun Demirel'e bunun yapımcı şirketlerin iki yüzlülüğü olduğunu belirtti.
Sabah
gazetesi yazarı Salih
Tuna bugünkü yazısında "3 yıldır işsizim, çalışmak
istiyorum" diyen Füsun Demirel'in mahallesinin gazına geldiğini
vurguladı.
Salih Tuna, Füsun Demirel'in "gerilla annesini oynamak isterim"
sözlerine benzer sözleri başka oyuncularında söylediğini ama iş
bulabildiklerini vurguladığı
yazısında "Çocuğum olsa askere
göndermem" diyen, PKK elebaşını öven (kendisine çırak
olamayacak yetenekteki) o oyuncu hiç boşta
kalmıyor. DHKP-C'li o çocuk da!
İsmi bende mahfuz bir başka başrol oyuncusu da
"Şehid Mehmetçik" repliğini
söylemekten bile imtina etmişti ama şu an bir dizide çalışıyor"
ifadesini kullandı.
İŞTE SALİH TUNA'NIN O
YAZISI
Görüşlerine sıklıkla başvurulan adı lazım değil "özgürlükçü
solcu" bir profesör vardı.
Gezi zekâlıların ayaklanması sırasında
telefonla uzun uzun hasbihâl etmiştik.
Ben ne dediysem bir fazlasını söylemişti.
Mahut kalkışmayı çok vahim bulmuş, oluşturulmaya çalışılan
ortamı
da 60 İhtilali öncesine
benzetmişti.
"Hocam bunları canlı yayında da
söyler misin?" deyince,
"hayhay, seve seve"
karşılığını vermişti.
Neyse, uzatmayayım; o dönemde program yaptığım televizyon
kanalına davet ettim, geldi.
Fakat...
Canlı yayında tam tersini söyledi.
Ama hocam telefonda böyle konuşmuyordunuz,
demedim. Deyip de küçük düşürmek, utandırmak istemedim.
Dahası, utandırmaktan utandım...
Sadece acıdım; mahalle baskısı koca profesörü ne hale
getirmiş, dedim.
Bilenler bilir, mahalle baskısı sinema- dizi sektöründe
bin kat daha fazladır.
O kadar ki, Erdoğan
karşıtlığı uğruna
istersen PKK'yı
istersen FETÖ'yü destekle, ne
gam.
Erdoğan'dan nefret et yeter!
Kimi "oyuncular" da mensubu oldukları mahallenin atmosferiyle
hepten kaptırıp gidiyorlar. Mesela, Füsun
Demirel, "gerilla annesini oynamak istiyorum"
demişti.
Ne zaman mı?
Kılıçdaroğlu'nun PKK'lılara
"hendekteki arkadaşlar" şeklinde
hitap ettiği, Ataol Behramoğlu gibi
"aydınların" da bir bildiri yayımlayarak "hendek terörüne" karşı
Mehmetçiğin verdiği savaşa,
"Saray savaşı" dediği
günlerde.
Demem o ki...
Böylesi bir dönemde mensubu olduğu mahallenin iltifatını
kazanmak için Füsun
Demirel mahut çıkışı yapmıştı.
Gerçi o bu çıkışı çok farklı (biraz da komik) şekilde tevil
etmişti. "Bahsettiğim, İtalya iç
savaşında faşistlere karşı
mücadele vermiş, ülkesinin
kurtuluşu için savaşmış milis
kadınlardır" demişti.
Demek Türkiye'de İtalyan iç savaşı çekilecek, Füsun Hanım da
milis annesi oynayacaktı.
Gülmeyin.
Önemli olan tevil etme gereği duymasıydı.
Geçen gün Twitter hesabından, "Üçüncü yılım ve
sadece işimi istiyorum... Çalışmak...
Herkes gibi... Hiç mi yürekli bir
yapımcı yönetmen kalmadı (...)
Sadece bir işi bile çok gördüler. Ben
iyi değilim..." ifadelerini
paylaştı.
Üzüldüm!..
Bu tweetini paylaşan Toros Tarık gibi kaçak FETÖ'cüleri
görünce onun adına daha da üzüldüm.
Zira, "gerilla annesini oynamak
istiyorum" derken, FETÖ'cülere anne
olmuş gibi birduruma düşmüştü.
Füsun Hanım'ın şuncağızı aklına düşürmesini
isterim:
"Çocuğum olsa askere göndermem" diyen, PKK
elebaşını öven (kendisine çırak olamayacak yetenekteki) o oyuncu
hiç boşta kalmıyor.
DHKP-C'li o çocuk da!
İsmi bende mahfuz bir başka başrol oyuncusu da
"Şehid Mehmetçik" repliğini
söylemekten bile imtina etmişti ama şu an bir dizide
çalışıyor.
Mesele cesaret
değil Füsun Hanım.
Mesele, sizin mahalleye mensup milyon dolarlar kazanan o
yapımcı şirketlerin ikiyüzlülüğü.
Öyle dolduruşa getirirler sonra da yüzüstü
bırakırlar.
Bu da yeni bir şey değil hep
böyleydiler.