Salih Tuna'dan bomba 24 Haziran yazısı: Benim oyum Akşener’e ama bir şartla
Sabah yazarı Salih Tuna, oyunu bir şartla İyi Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener'e vereceğini açıkladı.
Sabah yazarı Salih Tuna, "Bahçeli, HDP'nin dışarıdan destekleyeceği hükümete başbakan olmayı kabul etmemişti" diyerek, "Akşener hiç olmazsa HDP'nin desteklediği bir cumhurbaşkanı adayını ben desteklemem desin, hadi bakalım. Şayet derse, benim oyum Akşener'e, aha da buraya yazıyorum" ifadesini kullandı.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, 7 Haziran seçimlerinin ardından yapılan koalisyon görüşmeleri üzerine, HDP'li hiçbir formülde yokum, demesini hatırlatan Tuna, yazısında şunlara değindi:
İlgi odağı olduğum bir partiden yeni döndüm. Espriler
dudaklarımdan dökülüyordu. Herkes güldü ve bana hayran kaldı. Evet,
etrafımdaki koşuşturmalar dünyanın yörüngesi kadar uzundu ve ben
kendimi vurmak istedim.
Yukarıdaki satırlar Kierkegaard'a ait.
Akşener'in "S-400'lerin
sarayın korunması için
alındığına dair bir duyumaldım" sözünün mizahını
çıkarmak için masaya oturduğumda mezkûr ifade çağrıştı ve
utandım.
Henüz niyet aşamasındayken vazgeçtiğim için kendimi vurmak
duygusunu yaşamadım ama gerçekten utandım.
Naçar, İnce üzerinde çalışayım,
dedim.
Der demez de ışık hızıyla uzaklaştım. Zira Sayın Cumhurbaşkanı
anayasayı kaynak gösteriyor,
o Kemal Sunal'ın Tosun
Paşa'sını.
Hayret ki ne hayret...
Erdoğan'ın bilgi birikimine 16 yıl boyunca cart curt ettikten sonra
karşısına çıkardıkları adaylara bakın!
Bütün numaraları algı faaliyeti. Güvenceleri de
unutkanlık. Malum, insanoğlu nisyan ile maluldür.
Yoksa 15 Temmuz öncesi
söyledikleri ne varsa aynı şekilde tekrar etmezlerdi.
Yıkım ekibi, yine yan yana geldi.
FETÖ'cü savcı ve hâkimlerin müstevlilerin infaz memuru gibi
hareket etmesini hukukun üstünlüğü diye pazarlayan çakma
liberallerden AKP'li fırıldaklara, Sözcü'nün
PKK yandaşı
Atatürkçülerinden "bölücülere" kadar hepsi bir arada
şimdi.
Tek hedefleri var: Erdoğan'ı devirmek.
Bu uğurda hiçbir ilkeleri de kalmadı.
Algı operatörlerinin 2011'den beri sistemli şekilde
oluşturdukları "Erdoğan nefreti" üzerinden tüm ilkelerini
buharlaştırdılar.
O kadar ki kim ilke gözettiyse dışlandı,
itibarsızlaştırılmaya çalışıldı.
Mesela, Vatan Partisi'ne reva
görülen budur.
MHP de ilkeler üzerinde muhalefet yaptığı
için operasyona maruz kalmadı mı?
Bahçeli, 7 Haziran seçimlerinin ardından yapılan koalisyon
görüşmeleri üzerine, HDP'li hiçbir formülde yokum, dedi.
Demirtaş, Kılıçdaroğlu vekaletiyle başbakanlık
teklif etti.
Bahçeli, PKK destekli başbakan
olmayı içine
sindiremedi, elinin tersiyle
reddetti.
Yani...
AKP'li fırıldakların Gül'ü, Erdoğan'ı
düşürme projesinin adayı olmak için muhalefette ittifak ararken,
Bahçeli kendisine ittifakla sunulan başbakanlığı ilkeleri uğruna
kabul etmedi.
Erdoğan'ı devirmek için HDP'nin barajı
aşması yetmemişti.
Ya Bahçeli'yi (HDP ile bir şekilde yan yana gelmeye) ikna
edecekler ya da MHP'yi böleceklerdi.
Bahçeli'yi ikna edemeyince karşısına Akşener'i
çıkardılar.
Şimdi durum şudur: HDP, ikinci tura kaldığı
takdirde, İnce'yi destekleyeceğini ilan
etti.
Akşener'de tık var mı?
Bir başka ifadeyle, PKK / HDP'nin destekleyeceği hiçbir adayı
desteklemem diyebiliyor mu?
Hele bir desin, ossaat siyasi hayatını bitirirler.
Bahçeli, HDP'nin dışarıdan destekleyeceği hükümete başbakan
olmayı kabul etmemişti. Akşener hiç olmazsa HDP'nin desteklediği
bir cumhurbaşkanı adayını ben desteklemem desin, hadi
bakalım.
Şayet derse, benim oyum Akşener'e, aha da buraya
yazıyorum.