Salih Tuna: Muhalif takım dip dalgayı yanlış anladı
Sabah gazetesi yazarı Salih Tuna, Atilla İlhan'ın "dip dalga" kavramsallaştırmasını muhalif takımın yanlış anladığını belirterek aslında ne anlama geldiğini yazdı.
Muhaliflerin "dip dalga" meselesini yanlış anladıklarına
dikkat çeken Salih Tuna, "Merhum, söz konusu
kavramlaştırmayla... Mustafa Kemal'in
"bağımsızlık benim karakterimdir" ifadesinin de
karşılığı olan "İstiklâl-i Tam" şiarı için inisiyatif
alacakların sessiz ve derinden yola çıktığını
müjdeliyordu. Nitekim, öngörüsü
tuttu. Zira, 15
Temmuz'daki işgal girişimini çıplak
ellerle durduran işte bu "dip
dalgasıydı." Komik olmayın!.."
ifadelerini kullandı.
İŞTE SALİH TUNA'NIN O YAZISI
Bukowski demişti
galiba, "Dibe vurduğunu sanıp, bir dip
daha olduğunu
keşfedebiliyordu insan."
Bizdeki muhalif takımı nasıl
dibe yuvarlanmışsa
artık, Attila
İlhan'ın "dip
dalgasını" bile
yanlış temellük etti.
Merhum, söz konusu kavramlaştırmayla...
Mustafa Kemal'in "bağımsızlık benim
karakterimdir" ifadesinin de karşılığı olan
"İstiklâl-i Tam" şiarı için inisiyatif alacakların
sessiz ve derinden yola çıktığını müjdeliyordu.
Nitekim, öngörüsü tuttu.
Zira, 15 Temmuz'daki işgal
girişimini çıplak ellerle durduran işte bu "dip
dalgasıydı."
Komik olmayın!..
Bu şanlı direnişe "tiyatro" demek veya "tiyatro"
diyenlerle ittifak kurmak "dip dalgası" falan değil, düpedüz dibe
vurmaktır.
Yanlış anlaşılmasın, tüm muhalifleri aynı kefeye
koymuyorum.
Enva-i çeşit muhalif var.
Özünde iyi canlar, naifler, mürailer, her pozisyona
oynayanlar, FETÖ ve PKK mensupları, CHP'liler,
sinsiler ve hatta Erdoğan karşıtı AKP'li
fırıldaklar...
Artık işi aleniyete döktüler.
Mesela, Fetullah adlı
cani HDP'yi destekleyin talimatını verdi. HDP,
Ahmet Şık'ına kadar ikinci turda CHP'yi destekleyeceğini ilan
etti. CHP Grup Başkan Vekili Özgür
Özel de adayları İnce'nin
ikinci tura kalması halinde, HDP'nin
adayı Demirtaş'a Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı
teklif edeceğini açıkladı.
Bir de "kozalak muhalifler" var!
Muharrem İnce'nin bir kadının (Fatma Büyükkömürcü) kapısına
dayanıp cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla ilgili yazım üzerine,
"n'olmuş yani çapkınlık yaptıysa"
diyecek kadar acayipler.
Belli ki, taciz ile çapkınlığı aynı şey sanıyorlar. (Bu
maskülen dile de gıcığım; erkeğe gelince çapkın, kadına gelince O
nokta nokta.)
Sayın kozalaklar!
Mesele sandığınız gibi "çapkınlık" olsa elbette bizi
ilgilendirmezdi. Özel hayatıdır, tecessüs geliştirmek bile
ayıptır.
Özel hayat konusundaki tavrım her daim böyledir.
"Baykal" başlıklı yazımda sıcağı sıcağına,
"Kimsiniz lan siz? İnsanların
özel hayatlarına tecavüz etmehakkını kimden
alıyorsunuz? Sizde hiç mi
Allah korkusu yok?.."
(Yeni Şafak, 8 Mayıs 2010)
demiştim.
Gelgelelim...
İnce hakkındaki iddia
"çapkınlık" falan değil dünyanın her yerinde yüz
kızartıcı suç kabul edilen "tacizden"
ibarettir.
Böylesi yüz kızartıcı suçlarda zaman aşımı da
olmaz.
Bakınız, 71
yaşındaki Sylvester Stallone'nin
(Rambo) 28 yıl önce bir kadına
tecavüz ettiği iddiası Los Angeles
Bölge
Savcılığı tarafından yeniden
inceleniyor.
Stallone "iftira bu, yok öyle bir şey" diye
isyan ediyor ama gözünün yaşına bakılmıyor.
Bir muhalif kozalak da
"Muharrem'e bel altından vurmayın"
diyor... Bizvurmuyoruz muhterem, yüzlerce
sayfayla Google vuruyor.
Sayın İnce şayet iftiraya maruz
kalmışsa...
CHP Kadın Kolları'nda görev yapmış, Atatürk
Düşünce Derneği'nin bilmem kaç nolu
üyesi Fatma Büyükkömürcü'yü
attığı o müstekreh iftiradan dolayı
neden mahkûm ettirmedi?
Tam aksine...
O kadına para teklif ederek anlaşma yolu aradığı doğru
mu?