Salih Tuna kazandı...
Türkiye’nin en çok okunan, en üst düzey gazetelerinden biri olan SABAH’ta yazmaya başlayan Salih Tuna kazandı…
Salih Tuna Yeni
Şafak’tan
ayrıldığında çok yakın arkadaşlarından biri telefonda şöyle
demişti:
“Abi Salh haklı. Ona sahip çıkmalıyız. Çok
baskı görüyordu ayrılmak zorunda kaldı… Açıkçası nazikçe
kovuldu”.
*
Ben de o kocaman kahkahalarımdan birini
atıp:
“Yakında SABAH’ta yazmaya başladığında seni
arayacağım” dedim…
Ve aradım…
*
Bu sefer kahkaha atma sırası
ondaydı.
“Başından beri çok istiyordum
oldu” dedi…
“Ben aldırdım” demek istemişti
sanki…
*
Ona anlattığım ve acayip güldüğü minik fıkrayı
sizlerle de paylaşayım.
*
Nasrettin Hoca iftara davet edilir.
Ezan okunacağına yakın sofraya
oturulur.
Hoca’nın önünde küçük bir kaşık, ev sahibinin
önünde ise kocaman bir kepçe dikkatini çeker
Hoca’nın ama soramaz…
Az sonra mis gibi bir çorba gelir tencere içinde, sofranın ortasına
konur…
Ezan başladığında evin sahibi elindeki kocaman
kepçeyi tencereye daldırırken Hoca ise küçücük kaşıkla zar zor bir şeyler
atıştırmaya çalışır…
Ev sahibi kepçeyi her ağzına boşaltmadan sonra
“ohhh be öldüm!” der ve kepçeyi tekrar tencereye daldırır.
Bu arada Hoca bir iki kaşık ya atmıştır ağzına ya
atamamıştır…
Boş kaşık elinde ev sahibine bakar:
“Yahu bırak da azıcık ben öleyim”
der…
*
Hâsılı…
Türkiye’de ve bilhassa iktidara yakın
medyada Salih Tuna gibi baskı görmek ve kovulmak isteyen kim
bilir kaç yazar vardır...
*
Sevgili Salih…
Senin ki de o hesap…
Ölmek ama SABAH’ta ölmek…
*
Türkiye’nin en çok okunan, en üst düzey
gazetelerinden biri olan SABAH’ta yazmaya başlayan
Salih Tuna kazandı…
Hem de ne kazanmak…