Ruşen Çakır
12 Eylül Faşistleri hayatlarını yaşar, 28 Şubat generalleri keyif çatarken; 50 kuruşluk bir CD
Aslına bakarsanız Ruşen Çakır öyle derin
içerikli bir "makale" yazmış değil bugün...
Hasdal Cezaevi'nden gelen bir mektubu yayımlıyor
köşesinde...
Bir haykırışı...
Geçmişin darbeci generallerine yüklenemeyen bütün suçların bütün
günahların "sorumlularından" biri olarak
"tutuklu" yargılanmayı bekleyen bir generalin
feryatlarını...
12 Eylül Faşistleri hayatlarını yaşar, 28
Şubat generalleri keyif çatarken; 50 kuruşluk bir
CD (terim kendine aittir) şahitliğinde(!) tutuklanan,
mesleki hayatı karartılan, bütün terfilerinin önüne geçilen bir
askerin isyan çığlıkları...
Kim mi bu asker?..
Söyleyelim:
Balyoz Davası’nın 35 nolu sanığı Tümgeneral Ahmet
Yavuz...
Çakır'a gönderdiği mektubun bir yerinde bakın ne
diyor:
"Hasdal’da benimle birlikte olanlar arasında 12
Eylül’de tutuklanmış ve sizinkine benzer acılara maruz kalan
arkadaşlarımız mevcuttur. Yine 1982 Anayasası’na ‘Hayır’ demiş
olanlar vardır. Burada yatan insanlar, geçmişle yapılan
hesaplaşmanın kurbanlarıdırlar. Onlardan istenen bir bedel
ödemeleridir. Biz bu bedeli ödemeye bin kere razıyız. Ancak hukuk
sınırları içerisinde ve yeter ki çok sevdiğimiz ülkemizin evrensel
hukuk ilkeleri doğrultusunda evrilmesine katkı sağlasın,
cumhuriyetimizi güçlendirsin ve demokrasimizi geliştirsin."
Biz bu mektubun sahibi general
"masumdur" demiyoruz...
"Aksi ispatlanana kadar masumdur" diyoruz...
Biz, "bu generalleri suçlamayın" da
demiyoruz...
Biz, "Geçmişin kötücül generallerinin suçlarını bu
generallere yüklemeyin, yargılanma bitmeden onları mahkûm etmeyin,
yargılarken hükümsüz cezaya tabi tutmayın"
diyoruz...
Ve...
Bize göre 12 Eylül'de çektiği acıları bugünün
generallerine yükleyen Ruşen Çakır'ın da
"haksız" olduğunu ana aynı generallere
"savunma" hakkı verişini takdir ediyor,
"Ruşen Çakır Günün Köşe Yazarıdır" diyoruz...
.