Reytingler ne kadar gerçek?
İzleyiciler artık takip ettiği programı sadece televizyondan izlemiyor. İnternet, Tivibu, Digiturk gibi platformlar da sıkça takip ediliyor. Bu durumda reytingler ne kadar gerçeği yansıtıyor?
Sabah Gazetesi yazarı Yüksel Aytuğ bugünkü köşesinde televizyon sektörünün vazgeçilmesi reyting konusunu kaleme aldı ve bir izleyicinin kendisi ile paylaştığı konuya dikkat çekti. Aytuğ, "İzleyicinin onayını almadan lütfen programlarla oynamasınlar." dedi.
İŞTE YÜKSEL AYTUĞ'UN YAZISI
Reyting ölçümleri, televizyon sektörünün olmazsa olmazı. Aslında
bu ölçümün sadece reklam veren ile kanal yönetimlerini
ilgilendirmesi gerekirken, sıradan televizyon izleyicileri de
reytinglerle fena halde meşgul.
Okurumuz Emin Güven ise, reyting konusunda dikkatlerden kaçan bir
nüansı yakalamış.
Güven; sadece 'anlık' ölçümlerin değerlendirildiğini, ancak
kaydedilip sonradan izlenilen dizi, film ve programlarla ilgili
herhangi bir ölçüm yapılmadığını vurgulayarak, reyting sonuçlarının
gerçekliğini sorgulamış:
"Yüksel Bey merhabalar.
Televizyon sektöründe malumunuz her şey reytinglere göre
planlanıyor.
Film, dizi ve programların gün ve saatleri, hatta bazı dizilerin
'Bu dizi tutmadı' zannıyla sona erdirilmesi de buna bağlı. Peki bu
konuda neye göre karar veriliyor?
Türkiye genelinin fikrini ne kadar yansıttığı belirsiz bir kısım
kişilerin izlediği televizyon programlarına göre...
Bu izleyiciler gerçekten adaletli bir şekilde tespit edildiyse
belki sistem doğru işleyebilir. Ancak, bence bu sistemin ya sona
erdirilmesi, ya güncellenmesi ya da sadece ve sadece programların
reklam pastasındaki paylarını belirlemek için kullanılması
gerekir.
Diyeceksiniz ki 'Niye?' 15-20 sene önce TV programları sadece
televizyondan izleniyordu, alternatif başka sistemler yoktu. Ama
günümüzde öyle mi? Çoğu TV kanalının ya da yapımcının (TRT, Pana
Film, vb.) YouTube kanalları, internet siteleri var. Yani bir
şekilde TV programını (film, dizi, yarışma) kaçıranlar; internette
online olarak, üstelik 'hiç reklamsız', istediği zaman başlayıp
istediği zaman mola vererek izleyebiliyorlar.
Bazı dizilerin p2p (bilgisayardan bilgisayara paylaşım)
programlarıyla internette el değiştirdiği de günümüzün
gerçeklerinden. Ayrıca Tivibu, Digiturk gibi bazı platformlar ve
bazı yeni nesil TV'ler; bir yandan bir kanalı izlerken, diğer
yandan başka kanaldaki programı daha sonra izlemek üzere
kaydedebiliyorlar. Olmadı, çoğu dizinin yeni bölümü öncesi bir
önceki bölümünün geniş özeti yayınlanıyor. Gereksiz sahneler
atıldığı için, hap gibi olan bu geniş özetleri tercih eden birçok
izleyici tanıyorum. Uzun lafın kısası, reyting sistemi gerçek
izlenme oranlarını yansıtıyor mu? Bence hayır.
Hemen sebebini açıklayayım müsaadenizle...
Diyelim ki, çarşamba geceleri 'Diriliş: Ertuğrul' izliyorum.
Yeni program ne başladı?
'Popstar Türkiye'.
İkisini de izlemek istiyorum, ne yapacağım? Varsa 'Diriliş:
Ertuğrul'un YouTube kopyasını izleyip 'Popstar'ı canlı
izleyebilirim. Ya da, 'Diriliş'i tercih edip 'Popstar'ı ya
YouTube'dan ya da TV'den belleğe kayıt ederek, yani bir şekilde
izlerim. Ancak benim evimde reyting ölçüm cihazı olsaydı, sadece ve
sadece o gece, o saatte TV'de ne izlediysem onu kaydedecek, diğer
programı da izlemiş olmama rağmen izlenmemiş yani reytingi düşmüş
görünecekti.
İşte bu yüzden reytingler sadece reklamlar için düzenlenmeli,
sadece ilgili reklam kuruluşlarına ve TV kanallarına aktarılmalı.
Yoksa, aslında reyting değerleri izleyiciyi pek
ilgilendirmiyor.
Üstelik, bu reyting değerlerine göre programların gün ve
saatlerinin değiştirilmesi, hatta yayından kaldırılarak seyircinin
ve programda emeği olanların cezalandırılması da cabası. Severek
izlememize rağmen kaç tane program maalesef ki yayından
kaldırıldı.
Siz ikaz ederseniz, ilgili kurum ve kuruluşlar buradaki çelişki
üzerinde mutlaka düşüneceklerdir.
İzleyicinin onayını almadan lütfen programlarla oynamasınlar.
Saygılarımla."