Referandumun kazananı belli gibi...
Umarım… Dilerim… Dua ederim ki… Referandumdan sonra: Kavga, gürültü, hır, gür, hakaret, küfür ve iftiralar son bulur…
Referanduma 3 gün kala…
Demokrasi, istikrarsızlıktan bıkan seçmenin yarısından çoğunun
umurunda bile değil…
*
Referanduma 3 gün kala…
İstikrarsızlıktan bıkan seçmenin yarısından
çoğu…
Tek Adam tarafından yönetilecek olmaktan şikâyetçi de
değil…
*
Referanduma 3 gün kala…
İstikrarsızlıktan bıkan seçmenin yarısından
çoğu…
1 Kasım 2016 seçimlerinde Ak Parti’ye % 49’5 oy getiren sebebi hatırlayarak gidecek
sandığa…
*
Yani…
İstikrarsızlıktan bıkan halkın yarısından
çoğu…
Demokrasiye…
Ya da…
Hukuk Devletine olan aşkıyla değil…
Son 15 yıldaki kazanımlarını kaybetme korku ve kuşkusunun etkiyle “Evet” diyecek…
*
Nitekim…
Piyasalar ve bankalar da referanduma 3 gün kala “Evet” çıkacağı sonucunu satın
aldılar…
*
Umarım…
Dilerim…
Dua ederim ki…
Referandumu kazanan taraf…
Türkiye’nin asıl sorununun sistem değil
“üslûp” olduğunu kabul eder…
*
Umarım…
Dilerim…
Dua ederim ki…
Referandumdan sonra:
Kavga, gürültü, hır, gür, hakaret,
küfür ve iftiralar son
bulur…
HİÇ DE ADİL
DEĞİLLER…
Özel televizyon
kanallarının referandum öncesinde hayır cephesine adil davranmadığı iddiası
yanlış…
Çünkü…
Adalet, hak edene bir hakkın
verilmeyişidir…
*
Özel mülkiyet de bir
haktır…
Ve…
Mülkiyetin
sahibi, o hakkını dilediği gibi
kullanmakta özgürdür…
Tıpkı…
Bir zenginin kendi parasını veya malını kime verip kime vermeyeceği
tercihinde özgür olduğu gibi…
*
TRT’ye
gelince…
TRT “adil” olmalıdır
tabii ki…
Ama…
TRT’den ise “eşitlik” beklemek
yanlıştır…
TRT, bir kamu kurumu olarak imkânlarını eşit değil,
sayısal ve oransal güce göre dağıtmakla
mükelleftir…
*
Yani...
Yarışta
imkân eşitliği
adına…
Seçime katılan her parti için eşit süre verilmesi teknik olarak da mümkün
değildir…
*
Ancak…
TRT’yi yönetenler şunu da kabul etmelidirler
ki…
İşte bu noktada hiç de adil
değiller…
Yani…
İki tarafa da adaletli bir propaganda hakkı tanımayarak yanlış
yaptılar…
ÇOK ESTETİK EĞİLİP
BÜKÜLÜYOR…
Oray Eğin’in “2017’nin en başarılı köşe
yazarı” seçileceğinden eminim…
Çünkü…
Çok kıvrak…
Dönüşleri muhteşem…
Çok güzel sema yapıyor…
Çok estetik eğilip bükülüyor…
*
Hâsılı…
Kıvraklık konusunda…
Ahmet Hakan’ı “sulu götürür, susuz
getirir”…
CEPHE SAVAŞ MEYDANI
MI?..
“Evet Cephesi” ya da “Hayır Cephesi” denilmemeliymiş…
Çünkü…
“Cephe” savaş meydanlarını
hatırlatıyormuş…
*
Saçma…
Ne yani?..
Bir binanın…
Ön cephesi…
Veya arka cephesi…
Savaş meydanı mı?..
HAKARET ETMEDEN DURAMIYOR…
Emin Çölaşan dünkü yazısında…
Anayasa değişikliğinden sonrası için
soruyor:
“Hakaret cumhurbaşkanına mı olacak?.. Parti
başkanına mı?”..
*
Yahu efendi…
Sen hakaret etmeden yazmayı bilmez misin?..
ONLARIN SAYESİNDE ÇIKACAK…
Referandum sandıklarından
“evet” çıkacak…
Ama…
Kılıçdaroğlu ve ekibinin beceriksizliği yüzünden
değil…
Muhalif medyanın Çölaşanları
sayesinde kazanacak evetçiler…
SAKIN TÜRKİYE’YE
UĞRAMA…
The Times gazetesinin yazarlarından
Roger Boyes "Orta Doğu'nun daha güçlü
Erdoğan'a ihtiyacı var" başlıklı makalesinde diyor
ki:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
referandumu kazanması Türkiye'deki muhalifleri üzecek ama Orta Doğu
için iyi olacak”…
*
Bay Roger Boyes…
Bugünlerde sakın Türkiye’ye uğrama…
Uğrarsan da…
“Hayır Cephesi” tarafından çok fena yapılacağını
unutma…
GÜNÜN EN…
Erzurum’da yaptığı açıklama
ile…
15 Temmuz gecesi uçakta birlikte olduğu
Kılıçdaroğlu’nu tongaya düşüren Hayati Yazıcı:
“Günün en ‘He is such a him mother's eye politician
man’i”…