Osman Kavala ve Gezi davası başka kimlere uzanacak? Cem Küçük yazdı
Osman Kavala’nın tutuklu bulunduğu Gezi Parkı eylemlerine ilişkin soruşturma kapsamında, Can Dündar ile oyuncu Mehmet Ali Alabora hakkında nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliğince tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmıştı.
Osman Kavala’yla bağlantılı olan ve Gezi’de seçilmiş meşru hükûmeti devirmek isteyen herkese hesap sorulacağını söyleyen Türkiye yazarı Cem Küçük, Gezi kalkışmasının bir darbe teşebbüsü olduğunun altını çizdi ve bu darbe teşebbüsünü desteklemiş gazeteci, akademisyen ve kim varsa bunların yargılanacağını belirtti. Küçük, "Hukukun gereği budur. Bu suçu işlemiş olanlar bundan kaçamazlar" dedi.
Osman Kavala ile bağlantılı bazı gazetecilerin de ileride bu darbe girişiminden ötürü yargılanacağını iddia eden Küçük, "Kimse ifade özgürlüğünden bahsetmesin. Kavala’ya kol kanat gerenler, onu her gün övenler, PR’ını yapanlar hukuken bedel ödemeye hazır olsun. Benden söylemesi. "dedi.
Osman Kavala ve Gezi davası başka kimlere uzanacak
Türkiye son beş yılda çok badire atlattı. Bu badirelerin hemen
hepsi seçilmiş hükûmeti indirmek içindi. Türk tarihinde 27 Mayıs
1960 darbesinden beri sokak hareketlerinden medet umuldu ve
bunlardan sonuç alındı. Üniversiteler, yargı, ordu, sendikalar,
medya eliyle bu ülkede darbeler yapıldı.
Gezi olayı da aynen böyle bir örgütlenmeydi. Sokaklar yakılacak,
halk isyana davet edilecek, ordu harekete geçecek, medya çağrı
yapacak, yargı anayasal düzeni yıkmaktan davalar açacaktı. Gezi
başarılı olsa iddia ediyorum Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve ailesi
rahmetli Menderes’ten beter edilecekti.
İşte bu gezinin finansmanını sağlayan Osman Kavala şu an tutuklu.
Hain Can Dündar ve “Mesele ağaç değil, hâlâ anlamadın mı?” diyen
Mustafa Alabora hakkında gözaltı kararları çıktı. Bu isimlerin
hiçbiri masum değil. Kavala elimizde ama diğer iki isim firari ve
nereye kaçarlarsa kaçsınlar onları da bu ülkeye getireceğiz.
Burada özellikle Osman Kavala’ya dikkat etmek lazım. Kavala, HDP ve
Selahattin Demirtaş’ın sıklıkla kullandığı “Seni başkan
yaptırmayacağız” sözünün sahibi. Çözüm sürecini bitiren isimlerden.
Kürt vatandaşlarımıza, “Devletin verdikleriyle mi yetineceksiniz?”
diyerek onları kışkırtan isim. Masayı deviren ve HDP’ye “Asla
barışmayın” diyen Kavala, bağlantılı olduğu dış istihbaratlarla
Türkiye’ye âdeta meydan okudu. Şimdi ağlamanın zamanı değil. Bu
arada 2015’te "hendek savaşları"yla devletimizi bölmek isteyip
Türkiye’nin sınırlarıyla oynayan iki ismin aldığı cezalar onandı.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş “terör örgütü propagandası
yapmak" suçundan 4 yıl 8 ay, Sırrı Süreyya Önder de aynı suçtan 3
yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sırrı da ait olduğu cezaevine
girdi. Artık ağlaşan bu isimler zamanında devlete meydan okurken
düşüneceklerdi...
Yeniden Kavala ve Gezi’ye dönersek. Kavala’yla bağlantılı olan ve
Gezi’de seçilmiş meşru hükûmeti devirmek isteyen herkese hukuken
hesap sorulacaktır. Gezi kalkışması Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti’ne
yönelik bir darbe teşebbüsüdür ve bu aşağılık darbe teşebbüsünü
desteklemiş tüm gazeteciler, akademisyenler vs. yargılanacaktır.
Hukukun gereği budur. Bu suçu işlemiş olanlar bundan kaçamazlar.
6-8 Ekim 2014 cinayetlerinin bedelini Selo gibiler nasıl ödüyorsa
bu darbe teşebbüslerine destek veren her gazeteci, akademisyen vb.
bedelini ödeyecekler. DEVLET anında ceza verecek diye bir şart yok
ama DEVLET mutlaka cezasını verir. Yıllar geçse de bedelini
ödetir.
Şunun altını bir daha çizmek isterim: 6-8 Ekim 2014’ten 7 Haziran-1
Kasım 2015’e kadar ve sonrasında PKK terör örgütünün siyasi kolunu
destekleyen herkesin sonu aynı olacak. Cumhurbaşkanımız artık
gidici diye 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP ve dolayısıyla PKK’yı
destekleyenler de hukuktan kaçamaz. Kaçamayacaklarını
göreceğiz.
Hem 7 Haziran 2015 ila 1 Kasım 2015 arası PKK’yı destekleyenler,
Gezi’de sokağa çağrı yapan gazeteci ve akademisyenler yaptıklarının
bedelini ödeyecekler. Bu soruşturmaları yürüten savcı ve
hâkimlerimizin ne kadar istekli olduklarını görüyoruz. O yüzden
“geçti unutalım”, “Gezi darbe girişimi değildi” diyenler fena hâlde
yanılıyorlar.
Osman Kavala ile bağlantılı bazı gazeteciler de ileride bu darbe
girişiminden ötürü yargılanacaktır. 15 Aralık 2017’de bu köşede
Kavala olayını yazmıştım.. Osman Kavala ile düzenli irtibat ve
iltisakı DEVLET tarafından kesin olarak tespit edilmiş suçlular
var. Suçluların HTS, SMS, WhatsApp, FaceTime kayıtları gün gün
belirlenmiş durumda. Cürüm net. Zaten Kavala tutuklandığında
sıvışan, köşesini bırakıp kaçanlar belli. Son bir yıldır
köşelerinde Osman Kavala’yı en çok savunanlara bakın. Bu
mücrimlerin ortak özelliği başta Cumhurbaşkanımız Erdoğan olmak
üzere Hakan Fidan’a, Süleyman Soylu’ya, Hulusi Akar’a ve diğer
vatansever insanlara saldıran aynı alçaklardır.
Tayyip Bey’e, Hakan Fidan’a, Süleyman Soylu’ya, Hulusi Akar’a en
çok saldıranlar hem Kavala ile yakın bağlantısı olup hem de bu
davaları götüren savcı ve hâkimlerimize sövenlerdir. Bunların hepsi
biliniyor. İşte şimdi ne yaparsanız yapın kaçamayacaksınız.
Yok akademisyenmiş, yok gazeteciymiş onu bu haltları yerken
düşünecektiniz. Kimse ifade özgürlüğünden bahsetmesin. Kavala’ya
kol kanat gerenler, onu her gün övenler, PR’ını yapanlar hukuken
bedel ödemeye hazır olsun. Benden söylemesi. Gezi Davası ve Kavala
olayı çok su kaldırır. Ne olursa olsun bu davaları takip edeceğiz
ve suçluların gereken cezayı alması için var gücümüzle
çalışacağız.