Oray Eğin Howard'ı yazdı ve ekledi: Cumhuriyet gazetesi derhal Merve Kavakçı'dan özür dilemeli
Cumhuriyet gazetesi yazarı Miyase İlknur, kaleme aldığı yazıda İBB'den burs alarak yurt dışında eğitim alan isimleri listeledi. Listenin sonunda Kavakçı ailesinin Howard Üniversitesi'nde eğitim aldığını söyleyen İlknur, Howard'ı ABD'nin en kötü üniversitesi ilan edince Habertürk yazarı Oray Eğin'den cevap geldi. Eğin, "Cumhuriyet, Kavakçı'dan derhal özür dilemeli" dedi.
AK Partili Milletvekili Ravza Kavakçı, İBB'den burs alarak yurt dışında eğitim aldığı iddialarıyla daha önce gündeme gelmişti.
Cumhuriyet yazarı Miyase İlknur, konuyu yeniden gündeme getirerek hem Kavakçı ailesine hem de ABD'de bulunan Howard Üniversitesi'ne yüklendi.
Kavakçı'nın eğitim aldığı Howard Üniversitesi'ne "ABD'nin en kötü Üniversitesi" diyen Miyase İlknur'a cevap Habertürk yazarı Oray Eğin'den geldi.
Eğin, kendisinin de yakınlığı olduğu Howard'dan mezun olan ünlü isimleri tek tek sıraladı ve Kavakçı ailesinin Howard'ı tercih etmesinin nedenini açıkladı.
Eğin, yazısında "Cumhuriyet, Kavakçı'dan derhal özür dilemeli" ifadesini kullandı.
İşte Eğin'in yazısı:
Cumhuriyet’ten Miyase İlknur büyük bir gazetecilik yaparak
belediye bursuyla yurtdışında eğitime giden isimleri sıralamış.
Aralarında eğitimini tamamlamadan, sertifika almadan bile dönenler
var. İsraf tartışmalarına kuvvetli bir belge, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nin paralarının nasıl sokağa atıldığını anlamak için
ibretlik.
Her şey iyi hoş ama yazının tam sonunda bir ifade bir çuval inciri
berbat edecek nitelikte.
Ravza Kavakçı’nın aldığı bursa değinirken “Ayrıca ABD’nin en kötü
üniversiteleri arasında yer alan Howard Üniversitesi’nde doktora
yapmak için niçin bu kadar borçlanır anlamak mümkün değil,” diye
yazıyor İlknur. “Gerçi Howard Üniversitesi’ne ailece bir
bağlılıkları olduğu kesin. Ablası Merve Hanım da bu üniversitede
eğitim aldığına göre...”
Howard’a benim de bir duygusal bir bağlılığım var. ABD’de yaşayıp
adaletsizliğe isyan eden, kurumların sistem için ne kadar önemli
olduğunu yaşadıkça anlayan birinin Howard’a saygı duymaması mümkün
değil.
Washington’da yaşarken evimin yakınındaki Howard kampüsüne gider,
bazen bir bankta oturur ve “Bastığın yeri toprak deme, tanı!”
misali havayı koklardım. Çünkü bu üniversite büyük acıların, büyük
bir özgürlük mücadelesinin simgesi.
OKUL DEĞİL ADETA MEKKE
Amerika’nın en önemli siyah üniversitelerinden biri burası.
Siyahların ayrı çeşmeden su içmeye mecbur olup ikinci sınıf
vatandaş muamelesi gördükleri bir ülkede ayakta kalabilmiş, toplumu
şekillendiren mezunlar yaratmış bir kurum.
Amerika’nın en kötü üniversitelerinden biri mi dediniz? Keşke her
yerde Howard olsa.
Bugün ABD’nin en önemli entelektüellerinden biri olarak anılan
Ta-Nehisi Coates “Between the World and Me” kitabında Howard’da
geçirdiği iki senenin nasıl karakterini şekillendirdiğinden
bahseder. Amiyane tabirle Howard’da “adam olmuştur” Coates ve tüm
mezunlar gibi bu okuldan “Mekke” diye söz eder. Howard’ın böyle
adeta ibadet edilesi bir önemi vardır Amerika’daki siyah hareketi
için; onlara yön veren, yollarını bulmalarını sağlayan bir
kıbledir.
O kampüsten mezunlar kültürü, Amerika’yı ve dünyayı
şekillendirdiler.
Anayasa Mahkemesi’nin ilk siyah hakimi (ve sokaklara adı verilen)
Thurgood Marshall da rap yıldızı P. Diddy de, “Black Panther”
Chadwick Boseman da buradan mezun. Tıpkı gerçek Kara Panterler’in
liderlerinden, Amerika’nın Deniz Gezmiş’i Stokely Carmichael gibi.
Roberta Flack bir başka mezun…
Say say bitmiyor isimler.
Bugün Amerikan başkanlığına oynayan Kamala Harris de Howard
diplomalı, Kongre’nin en önemli üyelerinden Elijah Cummings de.
“Cosby Show”un annesi Phylicia Rashad da Howard mezunu. (Ek bilgi:
Bill Cosby dizide siyah üniversitelerin önemini vurgulamak için
kendisini ve babasını hayali siyah koleji Hillman’dan mezun etmiş,
dizinin büyük kızı da aile geleneğini sürdürmek için Hillman’a
gitmişti.)
Zaten bu yüzden de başkanlığının son yılında mezuniyet konuşmasını
Barack Obama burada yaptı.
KAVAKÇI AİLESİ NEDEN BU OKULU TERCİH ETTİ
Tabii Kavakçı ailesinin geleneksel olarak siyah bir okul olan
Howard’ı neden seçtiği sorgulanabilir. Akademiyi ve Amerika’da
kurumların işleyişini, ülkenin sivil tarihini iyi bilmediğim
yıllarda ben de merak ederdim.
Doktora öğrencileri için kurumlar kadar önemli olan kişilerdir de.
Kavakçı’nın araştırma konusuna uygun isim belli ki Howard öğretim
üyesiydi. Kavakçı doktorasını yaptığı Howard’dan önce de UT-Dallas
ve Harvard’da okudu zaten; belli ki Howard’ı da bilinçli olarak,
hedefine yönelik tercih etti.
Dahası Amerika’da siyahlarla İslam arasında tarih boyudur süregelen
geçişkenlik, karşılıklı etkileşim de malum. Siyahlar, İslam’ı “renk
körü” bir din olarak görüp beyaz adamın dini Hıristiyanlıktan
Müslümanlığa dönerler.
İslam ülkesinden başörtüsü yüzünden milletvekilliği düşen mağdur
Kavakçı’ya Howard kapısını sonuna kadar açar, onu bağrına
basar.
Merve Kavakçı’ya körü körüne düşmanlık yüzünden Howard’ı küçümsemek
ayıp ve haksızlık. Kişisel hesaplaşma gibi duruyor ve haberin daha
önemli olan diğer unsurlarını da zayıflatıyor. Kavakçı,
Cumhuriyet’ten bir özrü hak ediyor.
Laik mahalle neden hep aynı hataya düşüyor peki?