Onları da Çölaşanlar'ı çökertecek...

Son 7 yıldır… Ak Parti cephesinin Emin Çölaşanları türedi... Onların da İslâm’la ilgileri yok… Kimisi “simitçi, çaycı, gazozcu” gibi “İslâmcı”… İslâm’ı satarak kazanıyor iaşe ve ibadesini…

Emin Çölaşan için:
- İnançlı…
- Temiz ahlâklı…
- Dürüst

Ve aynı zamanda…
- İnançlarının emrettiği tarz giyinen…
- İnançlarının emrettiği gibi yaşayan…
- Başı örtülü
kadınlar ile…
-
Ak Parti’ye oy veren herkes “kara cahil”dir…
*
Bu:
Bencil hesapçının…
Bu:
Kibir kumkumasının
...
Bu:
Fanatik laikçinin üslûbu…
Son
25 yılda…
CHP
'yi de…
Sosyal demokrasiyi de göçertti...

*
Son 7 yıldır…
Ak Parti cephesinin Emin Çölaşanları türedi...
Onların da
İslâm’la ilgileri yok…
Kimisi
“simitçi, çaycı, gazozcu” gibi “İslâmcı”
İslâm’ı satarak kazanıyor iaşe ve ibadesini…
Kimisi Liberal felsefenin yanından geçmemiş bencil hesapçı…
*
Lütfen not edin…
Bunlar da…
Son
25 yılda CHP'yi ve sosyal demokrasiyi göçerten Çölaşan üslubu ile…
Ak Parti'yi göçertecekler...



BENİM MÜSLÜMANLIĞIM BANA, ONUN İSLÂMCILIĞI ONA…

Ahmet’le (Hakan) ben meğer ne kadar ayrı dünyaların insanlarıymışız…
Ben…
Ömrüm boyunca sadece iki kelime işittim çevremdekilerden...
Sadece iki kelime söyledim
dinimle ilgili:
“Elhamdülillah Müslüman’ım…”
*
Ahmet ise tek kelime duymuş…
Ve belli ki…
Tek kelime terennüm etmiş:
“İslâmcıyım…”…
*

Benim Müslümanlığım bana…
Ahmet’in İslâmcılığı ona…


O YİNE KORKMAYA DEVAM EDECEK…

Arslan Bulut medyanın “en dürüst, en samimi, en inançlı” yazarlarından biridir…
Ve fakat…
Ve tabii ki…
Pek çok kuruma kendi penceresinden bakar…
*
Bugünkü
Yeniçağ’da:
“Turpun büyüğü kimin heybesinde?” başlığı altında yayımlanan yazısını okudum…
Elbette ve yine…
Kendi penceresinden gördüklerini yazıyor…
*
Aslında
Arslan’la ben aynı manzaraya bakıyoruz…
Ama…
O kadar
farklı
O kadar uzak ki
durduğumuz yer…
Onun gördüklerini ben göremiyorum…
Benim gördüklerimi de o göremiyor…
*
Haliyle…
O, bana her ne kadar
“kork” diyorsa da…
Ben şahsen hiç korkmuyorum…
Aksine…
Daha çok
umutlanıyorum…
*

Biliyorum ki ben de ona:
“Korkma be Arslan’cığım… Yarın bugünden güzel olacak” desem…
O yine korkmaya devam edecek…


TEŞEKKÜRLER FEHMİ BEY…

Fehmi Koru bugünkü yazısının bir yerinde ABD’nin kurucu babalarından Benjamin Franklin’e (1705-1790) ait bir özlü sözü paylaşıyor okurlarıyla:
“Bir kölenin en büyük arzusu.. azad olmak değil.. kendine ait bir köleye sahip olmaktır…”
*
Teşekkürler
Fehmi Bey…
Ne iyi ettin de bu güzelim durum tespitini hatırlattın bizlere…
*
Ama…
Lütfen şunu da
unutma…
Köle
de bir insan olduğu için böyle düşünür…
Oysa bu düşünce…
On binlerce yıldır
insana kölelik eden hiçbir eşeğin aklının ucundan bile geçmez…


ÇOK KIYAK OLMAZ MI?..

Tamam…
Kabul…
Çok
üretmek
Çok
tüketmek…
Harika
bir şey…
*
Ama be
arkadaş…
Bu arada…
“Çok mutlu olmak” diye de bir “Talep” olduğunu…
Mutlaka da
üretilmesi gerektiğini hatırlasak nasıl olur?..
*
Hani diyorum ki…
Şu…
“Kişi Başına Milli Gelir”
Ve…
“Gayrı Safi Milli Hâsıla” gibi bir de:
*
“Kişi başına Mutluluk”…

Ve…
“Gayri Safi Milli Mutluluk” ölçüleri koysak…
Çok kıyak olmaz mı?..