Nedim Şener'den Selahattin Demirtaş'a kitap önerisi

Nedim Şener, İBB'ye ait İstanbul Kitapçısı'nda HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın kitaplarının satılmasına isyan etmiş ve Şener'e cevap Demirtaş'ın kız kardeşinden gelmişti. 'Kitap ' polemiği dün de sürmüştü. Nedim Şener bugün kaleme aldığı yazısında meselenin Demirtaş'ın kitabı olmadığını ve yürütülen siyasi proje olduğunu söyledi.

Yazdıklarının ardından sosyal medyada kötülük ittifakının saldırıya geçtiğini söyleyen Şener "Şahsen gurur duydum, saldıranlardan biri övseydi insan içine çıkamazdım. " diye yazdı.

Demirtaş'a bir de kitap önerisinde bulunan Şener şu ifadeleri kullandı:

Ağzından hak hukuk sözü düşmeyen Selahattin Demirtaş’a bir kitap önerim olacak. O da bir Kürt kızı, adı Gülay. Hatırlayamayacaktır, çünkü o teröristler tarafından dağa çıkarılanlardan değil.Gülay’ın hayatı ne senaryo ne tiyatro, kanlı bir gerçek, PKK’nın akıttığı kanla yazıldı. Şimdi romanını yazmak Demirtaş’a düşer...

MESELE DEMİRTAŞ’IN KİTABI DEĞİL

TAM bu gelişmeler yaşanırken İBB’nin internet sitesinde Selahattin Demirtaş’ın kitapları satışa çıktı. Benim tepkim, kitabın yazılması, yayınlanmasına değil, tıpkı sahnelenen “tiyatro” gibi yürütülen siyasi projeye oldu. Terörü ve teröristleri övüp özendirmediği, şiddet çağrısı yapmadığı sürece her kitap basılabilir. Demirtaş’ın yazdıkları kendisiyle okuru arasındadır. Kültür Bakanlığı’nın bandrol vermesi, PTT’de, D&R’da satılması, kütüphanelerde bulunması o kurumların sorunudur. Mesele, CHP’nin HDP ile kurduğu ve gizlemeye çalıştığı ilişkiye dayalı projenin yürütülüş biçimidir. Neler olduğunu görüyoruz. O yüzden düşüncemi şöyle dile getirdim: “İBB Demirtaş’ın kitaplarını da satmaya başlamış!! Yavaş yavaş, alıştıra alıştıra, tiyatro ile kitap ile şiir ile türkü ile yavaş yavaş alışacaksınız. Bir gün şehitleri hatırlayıp ‘Ben neyi alkışlıyorum’ dediğinizde kızarmış avuçlarınızla yüzünüzü kapatacaksınız ama geç olacak.”

İSTEĞİM KABUL OLDU

Sosyal medyada kötülük ittifakı harekete geçti; ne kadar PKK’lı, FETÖ’cü, HDP’li, CHP’li, DHKP-C’li varsa saldırıya geçti. Şahsen gurur duydum, saldıranlardan biri övseydi insan içine çıkamazdım. Zaten, 1 Ocak günü Hürriyet’te “Nefretlerine layık olacağım” diye yazmıştım, isteğim kabul oldu. Aygül Demirtaş, ağabeyi Selahattin Demirtaş’ın, 23 Ocak 2012’de benim de adım geçen, “Herkese günaydın, Ahmet ve Nedim’in duruşmaları var bugün, umarım serbest kalırlar” mesajına atıf yaparak, sosyal medyada bana yönelik şöyle bir tweet paylaştı: “Sayın Demirtaş, o gün de her zaman olduğu gibi haksızlıkların karşısında, haklının ve hukukun yanındaydı. Nedim Şener’e bugün de haksızlık edilse aynı davranışı sergiler. Çünkü o kendine değil, herkese demokrat.”

Arşive girmesi için Aygül Demirtaş’a verdiğim cevabı burada paylaşıyorum: “Aygül Hanım, hukukun yanında olan kişi, PKK elebaşı teröristin heykelini dikmez. Türk-Kürt demeden masum insanları katleden PKK’ya ‘terörist’ diyebilir. Twit ise benimle değil daha sonra HDP milletvekili olanla ilgilidir. PKK’ya ‘terörist’ diyebildiğinde demokratlığa adım atabilir.”

Hak, hukuk, insan hakları diyen birisi önce PKK’ya terörist diyebilecek. Yoksa ona ne gazeteci ne akademisyen ne de siyasetçi denir, nokta.

DEMİRTAŞ’A BİR KİTAP ÖNERİSİ: GÜLAY

AĞZINDAN hak hukuk sözü düşmeyen Selahattin Demirtaş’a bir kitap önerim olacak. O da bir Kürt kızı, adı Gülay. Hatırlayamayacaktır, çünkü o teröristler tarafından dağa çıkarılanlardan değil.

Babası Mehmet Şirin Demir’i terörist PKK/YPG’nin Suriye topraklarından attığı havan mermisiyle kaybeden kızlardan birisi. Cenazesinde Kürtçe ağıtlar yakılmıştı. Dün Gülay AKP grup toplantısına babasının mezarından alınmış toprağa ekilmiş çiçekler olan bir saksı getirdi. Sonra da şunları söyledi: “Kürt çocuklar üzerinden tiyatrolar yapıldı, artık bilmelidirler ki perdeler kapandı. Kürt çocukları kendi filmlerinin kahramanı oluyorlar. Mardin’de doğup büyümüş bir Kürt kızıyım. 81 şehrin her toprağı benim memleketim. Ben babamdan en çok affetmeyi, teşekkür etmeyi öğrendim. Bir insanın kalbini kırmanın da canını almak kadar günah olduğunu yine babamdan öğrendim.”

Gülay’ın hayatı ne senaryo ne tiyatro, kanlı bir gerçek, PKK’nın akıttığı kanla yazıldı. Şimdi romanını yazmak Demirtaş’a düşer...