Nagehan Alçı Fatih Altaylı'ya gönderme mi yaptı?
Habertürk'ün iki yazarı Fatih Altaylı ve Nagehan Alçı arasında 'FETÖ' polemiği mi patlak verdi?
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, "Hem sağa, hem
sola saldırtan, ülkeyle hamur gibi oynamak için her türlü
provokasyonu yapan bir akıl hep vardı. FETÖ de bu gerçeğin üzerine
oturup kendi hesabını görmek istedi. Ama böyle oldu diye Ergenekon
Terör Örgütü’nü unutturamazsınız" ifadesine ilişkin olarak bazı
meslektaşlarının "Eskiden beri çetelere karşıydık" tepkisini
gösterdiğini söyledi.
Alçı, sözlerine "Bu kişilerin devletin zaman zaman böyle illegal
adamlara ihtiyacı vardır' cümlelerini kaleme alarak resmen devletin
hukuksuz faaliyetlerini ve mafyalaşmayı rasyonelleştiren yazıları
olduğunu da hatırlatmak isterim" diye devam etti.
Ardından "Birbirimizi kandırmayalım" diyen Alçı'nın sözleri,
"Köşe komşusu Fatih Altaylı'ya 'gönderme' mi yaptı?" sorusuna neden
oldu.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, "AKP politikalarının
savunucusu bazı gazetecilerin", “İşin içinde FETÖ komplosu olması,
Ergenekon’un ve TSK içinde darbe yanlılarının olmadığı anlamına
gelmez" görüşünde olduğunu belirterek "O gün kayıtsız şartsız bir
biçimde FETÖ tezlerini destekleyenler ve TSK içinde FETÖ’cülerin
yolunu temizleme operasyonuna bilerek veya bilmeyerek kayıtsız
şartsız destek verenler, bugün 'Evet ama devlet içinde çeteler
vardı' diyorlar" ifadesini kullanmıştı. Altaylı, sözlerinin
devamında şunları kaydetmişti:
"Evet çocuklar vardı ve biz bunlarla 1990’ların başından beri
mücadele edilsin istiyoruz. Ama bunu paralel devleti değil, hukuk
devletini güçlendirmek için istedik."
Nagehan Alçı'nın "Birileri bu gerçeklerin hiç
var olmadığını söylüyor" başlığıyla yayımlanan
yazısının ilgili bölümü şöyle:
Mafyalaşmış
devlet ve Ergenekon
Askeri vesayet döneminin gazetecilerinin, “Devletin içinde
çete vardı. Çeteleşmiş devlet yoktu” söylemini de kasten yanıltıcı
buluyorum. O dönem açıkça tamamen çeteleşmiş bir devlet sistemi
vardı ve işte bunun adı Ergenekon’du. Oramiral Atilla Kıyat’ın
itiraf ettiği gibi faili meçhul cinayetler bir devlet
politikasıydı. Devlet adam öldürtmek için mafyaları istihdam
ediyordu. Böyle devlet olur mu? Açıkça çeteleşmiş, mafyalaşmış
devletti bu! Tüm o faili meçhul katliamları aslında kimlerin
işlediği belliydi ama devlet politikası gereği üstü örtüldü. İşte
bu Ergenekon’du!
Katliamlarla beraber gözaltında kayıplar, işkenceler,
dayaklar, adam kaçırmalar, cayır cayır köyleri yakmalar her gün
yaşanan rutin gelişmelerdi. Uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile
fidye, haraç olayları zaten vaka-i adiye olmuştu. İşte bu Ergenekon
terör örgütüydü!
Şimdi birileri bu gerçeğin hiç var olmadığını söylüyor
bize... FETÖ hukuken bu Ergenekon’u sözde akladı; çünkü kendisi de
kirli ve karanlık bir çeteydi. Türkiye şükür ki bir şekilde bu iki
örgütten de kurtuldu. Ergenekon terör örgütü de, Fethullahçı terör
örgütü de ayrı ayrı gerçeklerdir. Bunu dürüstçe ifade etmemiz
gerek.
Yalnız “Eskiden beri çetelere karşıydık” diyenlerin,
“Devletin zaman zaman böyle illegal adamlara ihtiyacı vardır”
cümlelerini kaleme alarak resmen devletin hukuksuz faaliyetlerini
ve mafyalaşmayı rasyonelleştiren yazıları olduğunu da hatırlatmak
isterim. Birbirimizi kandırmayalım...