Muharrem İnce’nin TV karnesi kırık
Sabah gazetesi yazarı Yüksel Aytuğ, Muharrem İnce'nin Fox TV'de katıldığı ve büyük tartışmalara neden olan programı köşesinde değerlendirdi.
Sabah gazetesi yazarı Yüksel Aytuğ, Muharem İnce'nin Fox'ta katıldığı programı televizyon eleştirmeni gözüyle dikkatlice izlediğini ve CHP'nin adına üzüldüğünü söyledi. Yüksel Aytuğ, İnce'nin önemli bir imaj sorunu olduğunu ve uzlaşmacı, barışçıl bir lider gibi görünme gayretinin de 'iğreti' durduğunu açıkladı.
YÜKSEL AYTUĞ'UN YAZISI
FOX'taki programda CHP'nin
cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'yi her türlü siyasi düşünceden
soyutlanmış şekilde, sadece 'televizyon eleştirmeni' gözüyle
dikkatlice inceledim ve bir kez daha CHP adına üzüldüm. Eğer
anketler sonucunda en 'etkileyici' aday olarak buldukları kişi
buysa, vay hallerine...
İnce ve CHP'liler yatsın kalksın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın "Kendimi kullandırmam" diyerek diğer adaylarla birlikte
canlı yayına çıkmama kararına şükretsin. Zira ikisi eğer ekranda
karşı karşıya gelseydi, sonuç, İnce aleyhine kesin bir hezimet
olurdu.
Bir kere İnce'nin önemli bir 'imaj sorunu' var. Halka yakın
durmanın ve doğal görünmenin tek yolunun 'kravat takmamaktan'
geçtiğine inanıyor. Gömleğinin kolunu sıvamakla, kasket giymekle
'halk adamı' görüntüsü vereceğini sanıyor. Oysa o devirler çoktan
geçti. Halk; artık rahatlık, doğallık ve samimiyetin boyun bağına
bağlı olmadığının ayırdında. İnce bu haliyle 'Çakma Çipras'
olmaktan öteye gidemiyor.
İnce'nin uzlaşmacı, barışçıl bir lider gibi görünme gayreti
de fena halde 'iğreti' duruyor. Kendi partisi içindeki liderlik
mücadelesinde en agresif tavırları sergileyen, meclisin en
'kavgacı' milletvekili İnce'nin yeni hali inandırıcılıktan pek uzak
görünüyor.
İnce, uzlaşma ile eğilme, bükülme arasındaki 'ince nüansı' da
ıskalamış görünüyor. "Uzlaşmak, en sevdiğinden vazgeçmektir" diyor.
Siyasette bunun 'ilkelerinden taviz vermek' ya da 'inandığı yoldan
sapmak' anlamına geldiğini fark edemiyor. Muharrem İnce'nin "Bir
daha CHP
Genel Başkanlığı'na aday olur musunuz?" sorusuna verdiği
yanıt da imajını zedeleyecek cinstendi. İnce, şöyle dedi: "Ben
vefalı bir insanım.
Kurultaydaki rakibini kendi yerine cumhurbaşkanlığına aday
gösteren Kılıçdaroğlu'nun karşısına bir daha asla çıkmam." Yani...
Kendisine bir koltuk şansı tanındığında 'her şeyden' kolayca
vazgeçebileceğini itiraf ediyor.
FOX Haber kurmaylarının canlı yayındaki 'tam desteğine' ve
'olağanüstü hoşgörülerine' rağmen (Fatih Portakal, "Onu fena
terleteceğim" demişti.
Hamamdan mı bahsetti acaba?) İnce'nin bu büyük şansı
değerlendiremediğini düşünüyorum. Zira somut bir plan, program
sunamadı. yapacaklarını net olarak ifade edemeyip ya kaçak güreşti
ya da gerçekleşmesi asla mümkün olmayan hayaller kurup durdu. Bu
nedenle, mantıklı ve sağduyu sahibi hiçbir seçmenin bu 3 saat 15
dakikalık 'İcraatsızlığın İçinden' programı bittiğinde tatmin
olduğunu düşünmüyorum.
Zaten düşük reyting sonuçları da bunun ispatıydı.
Millet, İnce'ye kulak tıkayıp 'Sen Anlat Karadeniz'
dedi!