“Muhafazakar sanatçılar bu çağrıya cevap vermeli” demişti! Umduğunu bulamadı
“Muhafazakar sanatçılar bu çağrıya cevap vermeli” yazısına Ahmet Yenilmez'den cevap geldiğini ve bunun kendisini umutlandırdığını söyleyen Cengiz Semercioğlu hayal kırıklığı yaşadı.
Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu, Fazıl Say, Bülent Ortaçgil, Mahzar Alanson'un tepki çeken açıklamalarını köşesine taşımış bu sanatçıların açıklamalarının toplumsal barışın kapılarını araladığını belirtmişti. Semercioğlu'nun "Şu sıralar en çok muhafazakâr sanatçılardan da benzer çıkışlara ihtiyacımız var. Muhafazakâr dünya görüşüne sahip sanatçılar bu uzatılan elleri havada bırakmamalı, aynı heyecanla sıkmalı..."çağrısına Güneş gazetesi yazarı-sanatçı Ahmet Yenilmez'den cevap geldi ama Semercioğlu umduğunu bulamadı. Semercioğlu, "Muhafazakar sanatçılardan beklediğim yanıt bu değildi...Ama ben hâlâ umutluyum, Ahmet Yenilmez olmadı ama bu sürece pozitif katkıda bulunacak sanatçılar çıkacaktır.." dedi.
Toplumsal uzlaşmadan anladığın bu mu
“Muhafazakar sanatçılar bu çağrıya cevap vermeli” diye yazdığım
önceki gün, Twitter’da oyuncu Ahmet Yenilmez’den gelen, “Çağrınızı
duyduk yarın Güneş gazetesindeki köşemde yanıt veriyorum” mesajını
görünce ne yalan söyleyeyim çok umutlandım...
Dün sabah da ilk elime aldığım gazete Güneş oldu...
Acaba Fazıl Say’ın, Bülent Ortaçgil’in, Mazhar Alanson’un
söylediklerine bir sanatçı olarak Ahmet Yenilmez nasıl bir katkı
sunacaktı...
Toplumsal uzlaşma adına muhafazakar sanatçıların cephesinden nasıl
bir adım gelecekti?
Aralanan kapı, sonuna kadar açılacak mıydı?
O da ne...
Heyecanla başladığım yazının daha ikinci cümlesinde, büyük bir
hayal kırıklığı yaşamaya başladım...
Ne bizim Beyaz Türklerin gazetesi Hürriyet yazarları olarak bu
sanatçılara kol kanat gerişimiz kalmış...
Ne Bülent Ortaçgil’in şehit anne Nurcan Karakaya ve 11 aylık
bebeğinin ardından tek bir paylaşım yapmaması...
Gezi Parkı’ndan girmiş, milletin moral değerlerini aşağılayan
sanatçılar diye çıkmış...
“Her ne kadar Sayın Semercioğlu ve söz konusu sanatçılar tarafından
sanatçı olarak görülmesem de” diye bizim adımıza kendi hakkında da
karar vermiş...
Estağfurullah Yenilmez kardeşim, kendi adıma ne haddimize sizi
sanatçı olarak görmemek...
Ankara’da açtığınız sanat merkezini de bilirim, Ekmek
Teknesi’ndeki, Acı Hayat’taki, Kurtlar Vadisi’ndeki rollerinizi
de...
Ama biz nasıl sizin oyunculuğunuza burun kıvırmıyorsak,
sanatçılığınızı parantez içinde ünlemlerle yazmıyorsak, sizin de
Fazıl Say’ın piyanistliğine, Bülent Abi’nin sanatına, “Beyaz
Türklerin mahalle basını” diyerek bizim gazeteciliğimize burun
kıvırma hakkınız yok...
Birbirimizi suçlayarak değil, fikirlerimize katılmasak da
birbirimizi anlamaya çalışarak yol alabiliriz ancak...
Siz geçmiş defterleri karıştırmak, şunu yapmadılar, bunu yapmadılar
diye suçlamaktan başka tek bir pozitif cümle kurmuyorsunuz
hâlâ...
“Gelin sözlerine kulak verelim” demeye bile diliniz varmıyor...
Onların kendi mahallerinden çekindiklerinden çok daha fazla siz
kendi mahallenizden korkuyorsunuz...
Muhafazakar sanatçılardan beklediğim yanıt bu değildi...
Ama ben hâlâ umutluyum, Ahmet Yenilmez olmadı ama bu sürece pozitif
katkıda bulunacak sanatçılar çıkacaktır...