Mikrofonda 50. yılını doldurup bırakacak
"50'nci yılımı doldurup Guinness Rekorlar Kitabı'na başvuracağım. İki yıl önce başvurmuştum ama bana '47 yıldır maç anlatan başka bir spiker yok. Siz 50. yılda gelirseniz daha iyi olur' dediler.
Yeniyetmeler belki televizyondaki 'Wipeout' yarışmasından tanır ama o, iki-üç kuşak için efsane spikerlerdendir. Özellikle radyoda anlattığı futbol ve televizyondaki boks maçlarıyla 49 yıldır kulağımızda olan efsane bir ses, Orhan Ayhan...
Radikal'den Kenan Başaran'ın haberine göre Türkiye'nin duayen spikerlerinden Orhan Ayhan, gelecek yıl mikrofondaki 50'nci yılında Guinness Rekorlar Kitabı'na adını yazdırıp maç spikerliği kariyerine son noktayı koyacak.
Orhan Ayhan ise sınavla bu işe başlayan ilk spikerdir: "Tercüman'da muhabirken ve mikrofonla hiçbir alakam yokken arkadaşlar Türkiye Radyoları'nın açtığı sınava adımı yazdırmışlar. 1962'de açılan imtihana dönemin ünlü gazetecileri, hakemleri dahil 56 kişi katılmıştı. Birinci ben oldum. İkinciliği Tercüman Spor Müdürü Alp Zirek, üçüncülüğü ise Tercüman Spor İstihbarat Şefi İhsan Biricik kazandı." İlk üçü Tercüman kapatınca haliyle geçmişe 'aktüel bir pas' atıyorum: "Şike yapmadınız değil mi?" "Olur mu? Düşünebiliyor musun, muhabir birinci, şefleri ise ikinci ve üçüncü... Semih Balcıoğlu kurtardı beni İhsan Biricik'in elinden!"
'Stattan kaçacaktım'
49 yılda anlatılan maç sayısı 9 bine dayanmış. Bütün bunların içinde en unutulmazı ise ilki: "22 Ocak 1963... Galatasaray'ın 3-1 kazandığı Milan maçı. Dört spiker adayı gittik. Sırayla anlatacağız. Sıra bana geldi. 15 dakikam bitti ama 'Devam' diyorlar sürekli. Arkamda ise müdürüm Alp Zirek sırasını bekliyor. Birden Zirek'i kolundan tuttuğum gibi mikrofona getirdim ve kalktım. Ana kumanda çok kızdı. Yukarıdan maçı sonuna kadar benim anlatmam emri gelmiş çünkü benden önce çok sayıda tepki telefonu gelmiş. Devam et dediklerinde, 'Şuradan kaçayım mı' dedim ama kapılar kapatılmıştı."
Cemal Kamacı ve Muhammed Ali'nin boks maçlarını da unutamıyor Ayhan. Muhammed Ali'nin maçlarında Türkiye adeta sahura kalkar gibi hazırlanırmış: "Sabaha karşı TRT'ye giderken Kızılay'dan geçiyordum. Ben adım attıkça her dairenin lambaları böyle 'pat, pat' yanmaya başlıyor. Beyler, hanımlar çayları hazırlıyor Muhammed Ali'nin maçı için."
Mikrofonlarımızı yeniden futbol maçlarına çevirelim: "Orhan Ayhan maçın dışına çıkıyor eleştirisi var..." "Siz öyle sanıyorsunuz" diyerek sözü alıyor: "Radyoda daldan dala atlarım. Birden maçtan çıkar, sonra geri dönerim. Bu bir numaradır, roldür ki ilgiyi yeniden maça çekmek için yaparım. İçeriye bir kedi girmiştir, 'Aa bilmem ne' dersin, bir espri gelir patlatırsın. Kültür-edebiyat çok olacak bu işte."
Bazen uzun bir es verince anında tepki alırmış ama bakın nasıl: "Dolmabahçe'de maç anlatırken bazen durakladığımda hemen taraftarlar ellerindeki radyolarını havaya kaldırırlardı. Ama utandıkları için bunu arkaları dönük yaparlardı."
Yeniden ringe bağlanalım: Orhan Ayhan, milli maçlarda açık açık taraf tutar ve "Ciğerine vur, ciğerine vur" diyecek kadar da 'acımasız' anlatır: "Biraz değil çok tarafımdır. Eleştirsinler başımla beraber. Ülkemin formasıyla mücadele eden sporcuyu elbet kendi gözümle anlatacağım.Hakemlerin numaraları da çok iyi bilirim."
'Boksöre taktik veririm'
Duayen spiker, maç anlatırken aynı zamanda boksöre taktik
verdiğini de açıkça söylüyor: "Ringin yanında anlattığımda
anlatımımla boksöre taktik de veririm ve benim taktiğim
antrenörünkinden daha değerlidir. Boksör duyar beni, kulak
tamamiyle bendedir. Ben de ona duyuracak şekilde anlatırım."
"Hocaya ayıp olmuyor mu?" diyecek oluyorum ama Orhan Ayhan
bir kroşe daha indiriyor: "Hocanın da hocası benim.
Dolayısıyla orada bizim borumuz öter!"
Ve final pası... Tam 49 yıl söylenen "Vurdu ve
gol" sözünü 74 yaşındaki Orhan Ayhan, 2013 yılında son kez
söyleyip maç anlatımına son noktayı koyacak: "50'nci yılımı
doldurup Guinness Rekorlar Kitabı'na başvuracağım. İki yıl önce
başvurmuştum ama bana '47 yıldır maç anlatan başka bir spiker yok.
Siz 50. yılda gelirseniz daha iyi olur' dediler. Maç dışında
sunuculuğa devam ederim. Son maçım için hiçbir talebim yok. Bakalım
kim ne yapacak. Bekleyip göreceğiz. Ben talepkâr
olamam."