Melih Altınok'tan yeni 'mahalle' çıkışı...
Sabah yazarı Melih Altınok, bu bahsi açanların genelde "bürokrasiden, siyasetten, partiden, teşkilattan gelmiş tipler yani 'medya atanmışları' olduğunu" yazdı...
Medyadaki "mahalle kavgası"na Sabah yazarı Melih Altınok'tan yeni bir açılım geldi...
Medyada 'mahalle kavgası' çıkaranların ya da 'var
diyenler'in medya mahallesinden olmadığını, bu bahsi açanların
genelde "bürokrasiden, siyasetten,
partiden, teşkilattan gelmiş tipler olduğunu" belirten
Melih Altınok, bu tipler için de "medya atanmışları"
dedi.
"HAZİNEDEN GEÇİNMELİ"LER
Rahmetli Çetin Altan'ın bu tiplere "hazineden
geçinmeli" dediğini belirten Melip Altınok, "Genç
yaşta emekli oldukları danışmanlıktan,
müdürlüktün ya da vekillikten
aldıkları maaşları, gazete telifinden önce hesaplarına
düşenler yani." ifadelerini kullandı.
GAZETECİDEN BAŞKA HERŞEYE BENZİYORLAR
Ve Altınok şu soruyu sordu: "E gazeteciden başka her şeye benzeyenlerin, işi gazetecilik olduğu için siyasi yelpazenin çeşitli gazetelerinde çalışmış gazetecileri mahallenin muhtarı pozlarıyla medyadan aforozetmeye kalkmaları saçma olur değil mi?"
İşte Melih Altınok'un o yazısı:
İŞTE BUNLARIN HEPSİ MAHALLE!
Aylardır medyada bir "mahalle" tartışması
var, şahit oluyorsunuzdur.
"Sen o mahalledensin..."
"Bu şu mahalleden..."
"Onun bu mahallede ne işi
var..."
Peki, neresi bu sözünü ettikleri ütopik
mahalle?
Ve tabii ki bunlar kim?
Çözeniniz var mı?
Benim aklımda deli sorular var.
Örneğin, önce "medya mahallesini"
kastediyorlar sanıyorsunuz. Ama bu bahsi
açanların daha ziyade bürokrasiden, siyasetten,
partiden, teşkilattan gelmiş tipler
olduğunugörüyorsun. Bildiğin medya atanmışları
yani.
Rahmetli Çetin Altan "hazineden geçinmeli"
derdi bu türe. Genç yaşta emekli oldukları
danışmanlıktan, müdürlüktün ya da
vekillikten aldıkları maaşları, gazete
telifinden önce hesaplarına düşenler yani.
E gazeteciden başka her şeye
benzeyenlerin, işi gazetecilik
olduğu için siyasi yelpazenin çeşitli
gazetelerinde çalışmış gazetecileri
mahallenin muhtarı pozlarıyla medyadan
aforozetmeye kalkmaları saçma olur değil mi?
Diplomasi muhabirlerimizin çok sevdiği o kalıpla
söylersek, "Günün sonunda, sen kimsin hacı abi" derler
adama. "Burası parti çay ocağı, devlet dairesi kantini, dernek,
vakıf balkonu değil, basın."
O zaman kasıtları başka olmalı.
Ettikleri büyük politik laflara,
"dava" falan diye söylenmelerine
bakılırsa "siyasi birmahalleden" de
bahsediyor olabilirler.
Okurun bu aforozcu tiplerin varlığından, Erdoğan sayesinde
haberdar olduğunudüşünürsek sıkı birer Erdoğan
taraftarı olmaları gerektiği de ortada.
YouTube'daki videosu yüzbinlerce tık alan sokaktaki o
bilge kardeşimiz gibi söylersek: "Amma velakin öyle
değildir."
Zira "bu mahalle bizim ulen" diye naralar atanların
hedefe koydukları gazeteciler, Erdoğan muhaliflerinden
ziyade, "aşırı Erdoğancı" dedikleri, Erdoğan
taraftarlarının yoğun olarak takip ettiği isimlerdir.
Yani hallerini, hırçınlıklarını, "dava
için, Erdoğan'ın siyasi perspektifi için" diye
izahetmeleri koca bir yalan.
Dedikleri gibi olsa, Erdoğan'ın evet diyeceğini tahmin
edebileceğimiz referandumun"gizli, sinsi,
ürkek, Hürriyet tipi hayırcıları kimlerdir" sorusunu duyunca
okurun aklına onların isimleri gelmezdi değil mi?
Bu arada merak edenlere, benim mahallem Beşiktaş ilçesinde.