Mehmet Barlas Refik Erduran'ı anlattı
Gazeteci Refik Erduran 88 yaşında hayatını kaybetti. Mehmet Barlas bugünkü yazısında Refik Erduran'ı "anektodlarla dolu bir gazeteci" olarak tanımladı.
Önce Milliyet'te ardından Sabah'ta beraber çalışmışlardı Mehmet Barlas ve Refik Erduran. Usta gazeteciyi bugün yine usta bir gazetecinin kaleminden okuduk.
Mehmet Barlas bakın Refik Erduran'ı nasıl anlattı Sabah'taki köşesinde:
Yılları birlikte geçirdiğiniz, belleğiniz ortak anılarla dolu
meslektaşlar ve arkadaşlar birer birer sonsuz yolculuğa çıkıyorlar.
İlhan Selçuk, Çetin Altan, Yaşar Kemal, Hasan Pulur derken dün de
Refik Erduran, kayıplar listesinde yerini aldı... Refik Erduran'la
önce Milliyet'te son olarak da Sabah'ta beraber olmuştuk. Dünyaya
açık ve anekdotlarla dolu bir gazeteci-yazardı.
Yıllar önce Los Angeles'a yaptığı bir seyahatte bir yol üstü
motelde kalmış. Gece yanındaki odada; bir topluluğun aralarında bir
cinayeti nasıl yapacakları konusunda tartıştıklarını duymuş. Bu
topluluktakilerden bazıları müstakbel maktulün boğularak
öldürülmesini, bazıları bıçaklanmasını, bazıları da diri diri
yakılmasını öneriyorlarmış...
Meğer senaristmişler
Refik Erduran'ın gözüne doğal olarak uyku girmemiş. Güneş doğarken
ayaklarının ucuna basarak motelin idarecisinin olduğu odaya gitmiş
ve "Yanımdaki odada kalanlar bir cinayet planlıyorlar" demiş.
Motelin idarecisi gülmüş ve "Evet onlar Hollywood senaristleri, bir
cinayet filminin senaryosu üzerinde tartışıyorlardır" diye cevap
vermiş.
Anılar ve anekdotlar
Refik Erduran bir romanında da iki arkadaşı kavga ettirirken,
bunlardan biri Dale Carnegie'nin "Dost Kazanma Sanatı" ile
arkadaşının kafasına vurup onu yaralıyordu.
Evet... "Refik Erduran anekdotlarla dolu bir gazeteci yazardı"
dedim. Nazım Hikmet'i Malik Yolaç'ın sürat motoru ile Karadeniz'e
kaçırıp, bir Rumen gemisine bindirmesi bu anekdotlardan sadece bir
tanesiydi.
Prokopius'un "Anekdota'sı"
Bu "Anekdot" kelimesi Yunan dilinde "Yazılı olmayan" anlamına
geliyormuş. Bizans İmparatoru Justinianus'un resmi tarihçisi
Prokopius, yaşarken yazamadığı anılarının öldükten sonra
yayınlanacağı kitaba "Anekdota" demiş. Bu kitapta imparatorun eşi
Teodora'nın babasının bir ayı bakıcısı olduğunu bile yazmış.
Yaşarken yazdığı "Savaşlar"da imparatoru överken, "Anekdota"da onu
yerden yere vurmuş.
Garip bir dönem
Aslında krizlerle ve komplolarla dolu günümüz dünyası, geçmişte
yaşanılıp elde denilen anekdotların çocuk masalı kadar masum
kaldıkları bir dönemi ifade ediyor. Trump'ın Amerikan Başkanı
seçilmesi karşısında Clintoncu istihbarat örgütlerinin Putin'i
sorumlu ilan etmeleri bile, bu dönemin yapısı hakkında yeterli
bilgi vermiyor mu? Ya da dost ve müttefik ülkelerin size saldıran
terör örgütlerine silah ve destek verdiklerini geçmişte hiç görmüş
müydünüz?