Mehmet Acet yazdı: Tayyip Erdoğan ile canlı yayının perde arkası

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile son 12 sene içinde katıldığı 10’uncu yayın olduğunu söyleyen Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet, canlı yayının perde arkasında yaşananları köşesinde anlattı.

Mehmet Acet, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hafta başında katıldığı Kanal 7, Ülke TV ve TVNET’in ortak yayınının perde arkasında neler yaşandığını anlattı.Üniversite öğrencileriyle birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ‘Yeni sorular’ sorduklarını ve Erdoğan'dan da yeni cevaplar aldıklarını söyleyen Acet bir buçuk saat sürecek şekilde planlanan yayın planının 2,5 saate çıktığını söyledi. Acet programın içeriğiyle de ilgili iki önemli başlığı önemsediğini bunların Ayasofya ve devletten iş bekleyenlerle ilgili olduğunu söyledi.

Tayyip Erdoğan ile canlı yayının perde arkası

Pazartesi akşamı Kanal 7, Ülke TV ve TVNET’in ortak yayınında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ağırladık.

Bendeniz, Hasan Öztürk, Turgay Güler, Hande Aydemir ve İstanbul’un değişik üniversitelerinde eğitim gören öğrencilerle Cumhurbaşkanı’nı soru yağmuruna tuttuk.

Gündüz Çanakkale’de 4 ayrı programa katılan Erdoğan saat 20.30 civarında yayın yapacağımız Üsküdar’daki Nevmekan Millet Kütüphanesi’ne geldiğinde her zamanki enerjisini koruyordu.

Keyfi de yerindeydi.

Öğrencilerin hilal biçimindeki oturma düzenine bakıp, gençlerin bir bölümünün arkasında kalacağını fark edince, tereddüt edip “Ben şimdi bu arkadaşlara nasıl sırtımı döneceğim” dedi.

İşi şakaya vurup, “Sırtımı gençlere yasladım” diye düşünebilirsiniz dedim, gülüştük.

Televizyonculuk işinde bir programın başarısının, özgün formatta yeni şeylerin sorulabildiği, yeni şeylerin söylenebildiği bir işin çıkıp çıkmadığı ile ölçülebileceğini düşünmüşümdür hep.

Gelen telefon ve mesajlardan da anlıyorum ki, Pazartesi yayınımız böyle bir amaca uygun şekilde gelişti.

Erdoğan ile son 12 sene içinde katıldığım bu 10’uncu yayın oldu.

Birilerinin sunmaya çalıştığı gibi ‘Elimize soruların tutuşturulduğu’ bir yayın olmadı bu sonuncusu da.

Nitelikli soru sorma peşinde olanlar için Erdoğan’ın her türlü soruya açık bir siyasetçi olduğunu da bu kadar tecrübenin üstüne söyleyebilecek durumdayım.

TOPLANTILARDA, GÖRÜŞMELERDE ALDIĞI NOTLAR KİTAPLAŞACAK MI?

Üniversite öğrencileriyle birlikte ‘Yeni sorular’ sorduk Cumhurbaşkanı’na. O da ‘Yeni cevaplar’ verdi.

Gençlerden biri “Siyasi tecrübelerini kaleme alıp almayacağı” yönünde bir soru sordu.

“Yazdırıyorum. Bu görevleri yapan arkadaşlarım var. Yaklaşık 10-15 arkadaşım çalışıyorlar. Bu eserler de çıkmaya başladı. Önümüzdeki yıldan itibaren piyasaya süreceğiz” cevabını verdi.

Bunlar, Erdoğan’ın siyasi hayatı, fikirleri, icraatlarını konu olan çalışmalar.

Bir de kişisel hikayesi var tabii.

Erdoğan’ın iyi ve sabırlı bir dinleyici olduğunu öteden beri biliyoruz.

Yaptığı toplantılarda çalışma ekibi ya da katılımcılar konuşurken düzenli bir şekilde notlar aldığını da.

İşin bu kısmını hatırlatıp, “O notları ne yapıyorsunuz? Hatıralarım türü bir eser çıkarmayı düşünüyor musunuz” diye sordum.

“Bu notları özel kalemine ilettiğini ve orada tasnif edildiğini” dile getirmekle yetindi.

Öğrencilerden biri, sosyal medya ile ilgili bir soru sordu. Üzerine, “O tweetleri siz mi atıyorsunuz” diye sordum.

Cevabından anlıyoruz ki Erdoğan, kullanmakla birlikte sosyal medya ile arasındaki mesafesini korumaya devam ediyor:

“Ben ekibimi kurdum tweetleri onlar atıyor. Çünkü tweete pek iyi bakmıyorum. Konuları bilirler, ona göre hemen sorarlar. Biz de uygundur deriz ve atarlar. Şimdi ben bir de onlarla uğraşırsam bu çalışmaları kim yürütecek”.

“YALNIZLIK HİSSEDİYOR MUSUNUZ?”

Yayına katılan öğrencilerden bir tanesi Cumhurbaşkanı’na “Siyasette kendinizi yalnız hissediyor musunuz” diye sordu.

Erdoğan’ın bu soruya verdiği yanıtı önemli buluyorum.

Araya girmeden aktaralım:

“Zaman zaman ‘Yalnız adam’ rolünü oynadığımı söyleyenler oluyor. Bunları doğru bir yaklaşım olarak görmüyorum. Bizim işimiz tamamen bir kollektif aklın bir ortak dayanışmanın ve ‘Ve şavirhum fil emr’ hükmünün gereği olarak yani ‘Bütün işlerinizde istişare ediniz’ hükmü gereği istişareye dayalı olarak yürür. Benim istişarede konuya dayalı olarak ekiplerim vardır. Bu Kabine herhalde boşuna değil. Kabine içerisindeki arkadaşlarımın belli bir alanı var. Diyelim ki terörle ilgili bir karar vereceğim, bu alanda kimlerle görüşme yapmam gerekir, bunlar bellidir. Sürekli olarak bu istişare mekanizmasını, kollektif akla dayalı olarak sürdürürüm. Bundan da taviz vermem asla mümkün değil.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yayın planımızı bir buçuk saat sürecek şekilde yapmıştık.

Gençlerden pırıltısı olan sorular geldikçe, Erdoğan’ın da bu durumdan memnun olduğunu fark edince, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un onayıyla uzattıkça uzattık.

2,5 saati bulduk.

Bizimle vedalaştıktan sonra yayın yaptığımız yerin karşısında bulunan bir kafeye girdi.

Üsküdar sahilinde dolaşırken Cumhurbaşkanı’nın orada olduğunu öğrenip gelen yüzlerce kişi ile selamlaştı.

Programın içeriğiyle ilgili önemsediğim iki başlık daha var.

Biri Ayasofya, diğer ‘Devletten iş bekleyenlerle’ ilgili.

Kısmet olursa yarın oradan devam ederiz.