Marmara'nın kâbusu Müsilaj endişesi Silivri'deki balıkçıları ve yazlıkçıları vurdu: "Saçlarımızı yapış yapış yapıyor"

Haber Global'in haberine göre, Silivri'de yazlığı olanlar müsilajlı denize girmekten endişe ettikleri için evlerine gidemiyor. Bölgedeki balıkçılar ise, müsilajın ağlara yapıştığı için avlanmaya engel olduğunu anlattı

Haber Globel'in özel haberine göre Silivri'de yazlığı olanlar müsilajlı denize girmekten endişe ettikleri için evlerine gidemiyor. Bölgedeki balıkçılar ise, müsilajın ağlara yapıştığı için avlanmaya engel olduğunu anlattı. Silivri'nin sakinleri, balıkçıları ve muhtarlarıyla konuştuk. Uzmanlar ise denize girilmemesi konusunda uyardı.

Marmara'nın Kâbusu' adlı yazı dizimizin ilk iki gününde, müsilaj tartışılırken Marmara'ya atılmaya devam edilen atık su miktarını işlemiş; müsilajın ardından bu sefer de Kuzey Ege'de kirlilik kaynaklı deniz köpüğü görülmeye başladığını ortaya koymuştuk. Bugün ise müsilaj sorununun Silivri'deki balıkçıları ve yazlıkçıları nasıl etkilediğini, müsilajlı denize girilir mi, bu dönemde balık ürünleri tüketilmeli mi konularını ele alıyoruz.Müsilajın Marmara Denizi'ni sarmasının yarattığı endişe, Silivri'de yaşayanların denize girememesine, yazlığı olanların da evlerine gidememelerine neden oldu.Haberglobal.com.tr olarak bölgedeki yazlıkçıların yanı sıra Silivri'nin sahil bölgelerinden Piri Mehmet Paşa Mahallesi Muhtarı Serhat Ateş ile Selimpaşa Merkez Mahallesi Muhtarı Hasip Önal ile konuşup, insanların endişesini dinledik. Bölgede aynı zamanda balıkçılık da yapılamaz hale geldi.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ahmet Dursun Kahraman, müsilajlı denize girilmemesi konusunda vatandaşı uyarırken; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Büyükateş ise, değil denize girmek girmek, midye gibi yumuşakçaların tüketiminin sınırlandırılması gerektiğine ve deniz ürünlerinin iyice pişirilerek tüketilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Silivri'deki bir yazlıkçı evinden çektiği müsilajlı deniz görüntüsünü haberglobal.com.tr ile paylaştı.

"YAZLIKÇILAR GELMİYOR"

Silivri Selimpaşa Merkez Mahallesi Muhtarı Hasip Önal, Selimpaşa'da da insanların denize girip girmeme konusunda kaygılı olduklarını anlattı.

Silivri Piri Mehmet Paşa Mahallesi Muhtarı Serhat Ateş ise, "Denize giren yok. Yazlığı olanlar denize giremeyeceği için gelmiyor" dedi.

KORKUDAN DENİZE GİREMİYORLAR

Tam kapanma döneminde ailesinin Silivri'deki yazlığına gittiğini, o dönemde de müsilajın Silivri kıyılarında var olduğunu söyleyen Neslişah Özçelik, "O dönem deniz soğuk olduğu için hiç girmedim ama o durumda girmezdim zaten. Yazın da bu haldeyken girmeyi düşünmüyorum" diyor.

Silivri Selimpaşa'da ikamet eden bir başka yazlıkçı ise müsilajın bir iki gün kendi denize girdikleri bölgeye de geldiğini fakat daha sonra kıyıdan uzaklaştığını söyledi. Kendisinin yine de denize girdiğini aktaran yazlıkçı, sitesindeki pek çok kişinin korku duyarak denize girmediğini anlattı.

Müsilajlı ağlar avlanmaya izin vermiyor. (Bu fotoğraf ve yukarıdaki video Silivri Piri Mehmet Paşa Mahallesi Muhtarı Serhat Ateş tarafından haberglobal.com.tr'ye iletildi.)

"SAÇLARIMIZI YAPIŞ YAPIŞ YAPIYOR"

Silivri Piri Mehmet Paşa Mahallesi Muhtarı Serhat Ateş, aynı zamanda balıkçılık da yapıyor. "Ağlarımızı denize atıyoruz. Müsilaj avlanmamıza izin vermiyor" diyen Ateş, "Su üzerinde görülen müsilajın haricinde dışarıdan bakıldığında görülmeyen, dibi kaplayan müsilaj da var. Denizin dibindeki otları kaplamış vaziyette. Yapısı salyamsı, jel kıvamında. İnsanın saçlarını yapış yapış ediyor. Ağzımıza, gözümüze giriyor" diye konuştu.

Geçen sene bu dönemde Silivri açıklarında günlük 15 tekir yakalarlarken, bu dönem ağların müsilajlı olmasından dolayı 4 tekir yakalayabildiğini ifade eden Ateş, "Normalde bu dönem bol miktarda istavrit de olurdu ama bu yıl avlayamıyoruz. Balık takılacak ağı bulamıyor.. Müsilaj ağların dengede durmasını da etkiliyor. Balıkçılık çok olumsuz etkilendi" ifadelerine yer verdi.

TMMOB ÇMO BAŞKANI: "BEN GİRMEM, TAVSİYE DE ETMEM"

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ahmet Dursun Kahraman ise, müsilajlı denize kesinlikle girilmemesi konusunda uyarıyor.

Kahraman, denizin müsilajlı olmasının kirlilik belirtisi olduğu için bakteri oluşumuna uygun olduğunu, bu yüzden de müsilajlı yerlerde denize girilmesini önermediğini söyledi.

"Şu sahilden girilir, buradan girilmez diyemem; farklı yerlerdeki deniz suları alınarak analizinin yapılması lazım" diyen Kahraman, şöyle devam etti: "Sonuçta orada bir biyolojik faaliyet var ve bakteri üretimine müsait bir ortam. O sahilde denize girilip girilmeyeceğine yapılacak analiz karar verir. Belki bugün girseniz bir şey olmaz ama yarın istemediğiniz bir bakteri üreyebilir. Yani bölgesel ve zamansal farklılık gösterebilir. Ben girmem. Tavsiye de etmem."

ÖZELLİKLE ALERJİK REAKSİYONLARI OLANLAR...

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, "Müsilajın insan sağlığını doğrudan etkileyecek bir etkisinin olmamasına rağmen, ortamda sirkülasyonun azalması, sıcaklıkların artmasıyla birlikte çeşitli mikrobiyal faaliyetler meydana geldiğinden dolaylı olarak insan sağlığı olumsuz yönde etkilenebilir. Bu nedenle müsilajın bulunduğu alanda denize girilmemesi tavsiye edilebilir" dedi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Büyükateş.

"Müsilajı oluşturan organizmalar kendi başlarına zehirli etki göstermese bile bu organik çorbanın içerisinde bu bölgeyi habitat olarak kullanan diğer organizmalar, patojen bakteriler, çeşitli organizmaların kist ve yumurtaları olabilir" diyen Prof. Dr. Büyükateş, şöyle devam etti: "Dolayısıyla müsilajın yoğun olarak bulunduğu bölgelerde özellikle alerjik reaksiyonlara hassas olan kişilerin dikkatli olmasını önerebiliriz."

"MİDYE TÜKETİMİNİ DE AZALTIN"

Prof. Dr. Büyükateş aynı zamanda, midye gibi çift kabuklu yumuşakçaların tüketiminin de sınırlandırılması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti: "Geleneksel olarak çiğ tüketim ülkemizde tercih edilen bir durum değil ancak bu dönemde sorun yaşanan bölgelerden yakalanmış deniz ürünlerinin pişirilmeden tüketilmemesi tavsiye edilebilir."