Mahalle tartışması tam gaz devam! Haşmet Babaoğlu el yükseltti
İktidara yakın medya içerisindeki bazı yazarların bir süredir devam ettirdiği "mahalle" kavgasında Haşmet Babaoğlu İsmail Kılıçarslan'a isim vermeden ince göndermelerde bulundu.
Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, gazeteci Cemil Barlas ve Türkiye yazarı Fuat Uğur'un adını anmadan "Kendisini kelepçeyle meclis kürsüsüne bağlayan CHP'li kadın milletvekili üzerinden hiç anlamadığımız, hiçbir zaman da anlayamayacağımız şekilde 'seks içerikli, derili merili' espriler yapmayı 'uygun' bulan adamla aynı kafada, aynı safta, aynı mahallede sanılmaktan çok bunaldık be reis" demişti.
Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu, bugünkü köşesinden İsmail Kılıçarslan'ın "bunaldık be reis" yazısına isim vermeden gönderme yaptı.
Babaoğlu, eşine dostuna, okuruna, izleyenine 'Ezelden beri AK Partiliyim fakat bu sefer biraz bunaldım' havası veren kişilerin kendisini şaşırttığını savunarak "Öyle safça sormak istiyorum bazen. Yahu ne zaman bu 'beyazlaşma' sürecine girdiniz? Yoksa, 16 Nisan'dan sonra direksiyon tamamen milletin eline geçecek, 'mahalle'nin hükmü bitecek diye mi korkuyorsunuz?" görüşünü dile getirdi.
İŞTE HAŞMET BABAOĞLU'NUN O YAZISI
Ben "küreselci mahfil"lerden
diyeyim, siz "yok yahu, direkt Fetö'den"
deyin ama bir işaretçakıldığı, kesin.
Belki de muhafazakâr kesimde yeni kıpırdanmaya başlayan pek
hesapçı ve pek mahcup anayasa itirazcılarından gelen bir
öneridir.
Fakat sonucu görüyoruz.
CHP teşkilatı, kimi CNNTürk, NTV yorumcuları ve Ataşehir,
Bağdat Caddesi, Nişantaşı, Çankaya, Karşıyaka ahalisi ağız
değiştiriverdi.
Neymiş? "Sistem değişikliğine itirazları şahıs
odaklı değil"miş...
Asıl Erdoğan'dan sonrası korkutuyormuş onları...
Sanıyorlar ki, Erdoğan nefretlerinin bir günde
bittiğine bizi inandıracaklar.
Sanıyorlar ki, 15 Temmuz'da katilleri gizlice alkışlayanları fark
etmemiştik; "hepsi tiyatroydu" diye sayıklayan pislikleri
tanımıyoruz.
***
Hatta geçen akşam...
Bir tv sunucusunun korkunç bir şeyden söz edercesine gözlerini
büyüterek "ya bir sonrakiseçimde bağımsız biri seçilirse, kötü
olmaz mı?" diye sorduğuna tanık oldum.
Acaba hanımefendinin demokrat (!) zihninde "bağımsız
Cumhurbaşkanı adayı" nasıl bir şeye tekabül ediyordu?
Demek ki, yeni taktik bu...
"Erdoğan'a değil, yeni sistemin sakıncalarına
odaklanın!" denmiş ama ezberci olduklarından derslerini de
çalışmıyorlar.
Her ağızlarını açışları, her itirazları mevcut sistemin nasıl
demokratik temsilden uzak olduğunu ve siyasetin mafyalaşmasına yol
açtığını bir kez daha vurguluyor.
***
Doğrusunu isterseniz...
Sabah akşam "benim oyum çobanınkiyle bir mi?"
diye sorarak ömrünü yiyen kesimler beni pek ilgilendirmiyor.
Onlar "Hayır!" vermezlerse, milletin hatırı
kalır!
Fakat bir de eşine dostuna, okuruna, izleyenine
"ezelden beri AK Partiliyim fakat bu sefer biraz
bunaldım" havası verenler var ki, beni cidden
şaşırtıyorlar.
Hele özel konuşmalardaki imaları, halleri, tavırları...
Öyle safça sormak istiyorum bazen...
Yahu ne zaman bu "beyazlaşma" sürecine
girdiniz?
Yoksa, 16 Nisan'dan sonra direksiyon tamamen milletin eline
geçecek, "mahalle"nin hükmü bitecek diye mi
korkuyorsunuz?