Leyla İpekçi
"Dershane Tartışması" tarafların amaçları kendi pencerelerinden "meşru" olsa da...
İleri demokrasilerde ve hukuk devletlerinde kurumlar ve
bireyler; amaçlarına ulaşabilmek için meşru olmayan araçları
kullanmazlar, kullanamazlar...
Elbette aksi de geçerlidir...
Amacın meşru olması da kullanılan araçları eğer gayri meşru ise
(İllegalse) meşru kılmaz...
Son günlerde sadece kamuoyunu meşgul etmekle kalmayıp hükümetin ve
hatta Hizmet Hareketi'nin de enerjilerini boşa harcamalarına sebep
olan "Dershane Tartışması" tarafların amaçları
kendi pencerelerinden "meşru" olsa da (Ki bana
göre dershanelerin kapatılmaması doğru olandır) mücadelede
kullanılan araçların "meşru" oldukları söylenemez...
Taraflardan biri olan Cemaat'in
/ Hizmet'in olduğu bilinen Zaman Gazetesi
yazarlarından Leyla İpekçi "Nefret eden yüzlere
bakmak istemiyorum" diyerek istifa etti...
Leyla İpekçi bugün başlığı altında yayımlanan son
makalesinin bir yerinde şunları yazdı...
Nefret ederek hak aramak bizi adaletli davranmaktan
uzağa düşürüyorsa... Hak arama hakkımızı nefretin yayılmasını
engellemekten öteye koymaya başlamışsak... Her şeyi bu uğurda kırıp
döküyorsak... Hakikat üzere ittifak etme gayretimiz nefsin sınırlı
terimlerine hapsolmuşsa... Hakka giden yolu tıkayan
‘İsmail'lerimizi bir bir kurban etmemiz gerekiyor
olabilir.
".... Hakikat üzere ittifak etme gayretimiz nefsin sınırlı
terimlerine hapsolmuşsa..."
Müthiş bir özeleştiri...
Cemaat'in meşru amaçlarını korumak için gayrı
meşru tavır ve davranışlarla ortamı iyice geren kimi yazarlarının
bu cümleyi tekrar tekrar okumaları yetmez...
Büyütüp duvarlarına asmaları da gerekir...
Ders niteliğindeki felsefi derinlikli son yazısıyla Leyla
İpekçi kazandı...