'Kimsenin tavuğuna 'kış' demeyiz!'

Sayım Çınar Öner Ciravoğlu ile Türkiye kitap sektörünü, yaz ayının kitaplara etkilerini, gelecek günleri konuştu. Edebiyat sohbetine davetlisiniz.

GAZETECİLER.COM - ÖZEL
SAYIM ÇINAR

Sayım Çınar Öner Ciravoğlu ile Türkiye kitap sektörünü, yaz ayının kitaplara etkilerini, gelecek günleri konuştu. Edebiyat sohbetine davetlisiniz.

Remzi Kitabevi’nde yayın koordinatörüsünüz.

Evet, ancak bizim şirket ortağımız yayın yönetmeni diyor şakayla karışık.

Türk yayın dünyasının çok tanınan isimlerindesiniz. Birçok yayınevinde çalıştınız. Remzi, İnkılap, Literatür… Sizi daha yakından tanıyalım isterim.

Kendimi anlatmayı çok sevmem. 1974 yılında düzeltmen olarak başladım bir dergide. Ardından yıllar geçti, çalıştığım matbaada oluşan yazarlar ve çevirmenler kooperatifini kuruluşunda yer aldım. Yazko’nun içindeydim yani. YAZKO olarak o dönemde yazarların tıkanma noktasında bir çıkış yaptık. Yazko’da sadece kitap yayınlamadık dergiler de çıkardık. Memet Fuat yönetiminde Yazko Edebiyat, Ahmet Cemal yönetiminde Yazko Çeviri, Selahattin Hilav yönetiminde Yazko Felsefe ve  haftalık gazete Somut…. Bunun ötesinde çeşitli etkinlikler de yaptık, edebiyat ödülleri kurduk. 12 Eylül ortamında bu işlerin yapılması çok önemliydi. Daha sonra 1983 yılı kasımında Cumhuriyet Kitap Kulübü’nü kurduk, kitap dünyasının coşkusunu hapishanelere varıncaya kadar tüm okurlara edebiyat severlere yaşattık.

“ESKİDEN GERÇEK EDEBİYAT YANKI BULUYORDU”

12 Eylül öncesi yayıncılık ile bugünü karşılaştırınca neler çıkıyor?

Bir kere teknoloji tamamen değişti. Daha hızlı kararlar alınıyor. Zamanla yarışmak daha mümkün. Samimiyet vardı diğer yandan eskiden, iyi yazarlar vardı. Ben yazdım oldu anlayışı baskın değildi. Gerçek edebiyat yankı buluyordu. 

Yazın yayıncılık nasıl gidiyor?

Yaza uygun daha sabun köpüğü kitaplar yapılabiliyor. Bu eğilimi biz benimsemiyoruz. Yazın kitap arzı azaldığı için bunu fırsat bilerek yayıncılar değerli kitapları da çıkarabilirler.

İyi fotoğraflar çekmek için bu kitabı okuyun. Son derece ilgi çekici ve ses getiren bir çalışma oldu.

Bütün ünlü fotoğrafçılardan örnekler var. İyi satıyor.  Remzi mağazalarında şu anda 5. sırada.

Sosyal medya kullanımını da önemsiyorsunuz.

Evet özellikle bu kitap için yapıyoruz. Bir diğer ses getiren kitabımız ise İstanbul/100 Yıl Öncesinden Bir Bakış kitabı. Bu kitap proje halinde geldiğinde çevirmeni Kerem Çalışkan ile konuştuk. Eski arkadaşımdır, Cumhuriyet’te birlikte çalıştık. Hasan Cemal yönetimindeki dönemde birlikteydik. Böyle bir kitabın izini sürerken sürekli Kerem’i teşvik ettim, bu kitabı yakala dedim. Yüzyılı aşkın kimsenin farkında olmadığı bu kitabı Kerem adeta yaşadı. Gitti anlatımın geçtiği yerlerde fotoğraflar çekti, metinle karşılaştırdık. Yüzyılın Kayıp Kitabı önemli bir çalışma oldu. Hemen yeni basıma geçti.

“REMZİ'DE İLTİMAS YOK”

Remzi’nin kitapçılarının olması da büyük bir avantaj. Kendi kitaplarınızı sergileyebiliyorsunuz. Çok satan listesine girmeyi yayınevleri önemsiyor. Nasıl tespit ediyorsunuz?

Satış bölümümüz yapıyor. Bütün mağazalarda en çok satan kitap listeleniyor. İlk 40’ı da sergileniyor. İltimas yok. Satış rakamı olarak ne öne çıkıyorsa o var.

Destek Yayınları’nın hemen her kitabı listeye giriyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bazı yayınevleri popüler kitaplara eğilimli. Yayınevinin tercihidir. Sosyal medyayı iyi kullanıyorlar, takdir ediyorum ama benim çok yakın olduğum bir çizgi değil.

“YAYINCILIĞIN MEVSİMİ YOKTUR AMA EYLÜL'DE HAREKET OLUR”

Son dönemde kitap satışları nasıl gidiyor?

Seçimlerin öncesinden başlayan bir durgunluk var. Yaz geldi der yayıncı, birçok bahane bulunabilir. Tatile para ayıracaktır okur, ne olacak bakalım derler, Eylül Ekim’de taşlar yerine oturur. Daha lokalize olurlar. Kültürel ihtiyaçlar da o zaman devreye girer. Yayıncılığın mevsimi yoktur ama Eylül’de hareketlenme olur.

Heyecanlandığınız kitapları sorsam?

Paris’teki Eş’i çok önemsiyorum. Kült kitap Muhteşem Gatsby de elbette… Ceram’ın bilinen kitabı yeni bilgilerle yenilendi: Tanrılar, Mezarlar, Bilginler, şiir okur gibi tat veriyor.

Ayşe Kulin’i de yayınlıyorsunuz.

Dönüş ve Hayal’i yayınladık. Everest de daha sonraki Handan adlı romanını bastı. Dönüş romanı 150 bin adeti aştı birkaç baskı daha yaptı. Hayal bir anı kitabıydı. Ben Sabah Kitap Eki’nden bir yazı yazdım onun için. Aynı başarıyı yakalayamadık bu kitapta. Belki anı olduğu için.

Transfer durumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İyi ki bu konuyu açtınız. Kişisel görüşüm şu: hiçbir zaman başkasının tavuğuna kış demedik. Mutlaka bize gelmelisin demedik. Bir yazar kitapları için bir karar varırsa o zaman görüşürüz. Öneriyle gitmeyiz. O bakımdan biz bu işin etik kurallarına çok saygılıyız. Geçenlerde bir röportaj okudum. Araba, ev vaat ediyorlar diye anlatıyor kendi yazarlarına gelen teklifleri.

Türkiye’deki yayıncılığın en büyük eksiği nedir?

En temel sorun Türkçenin uluslararası bir dil olmaması. Arayı kapatmak için İngilizce tanıtım metinleri hazırlanmalı sürekli. 30 sayfalık çeviriler yapılmalı. Bu konuda ancak böyle mesafe alırız. Çevirmenler de çoğalmalı. TEDA projesi var ama bilemiyorum, bizim pratiğimiz yok…. Projeler çoğalmalı derim.