Ilıcak onun adını verdi mi?
Benim canım meslektaşlarım… Unutmayın… Gazetecilik mesleklerin en kutsallarından biridir… Lütfen mesleğimizi temiz tutun…
Nazlı Ilıcak savunmasında yargıçlara; “Bank Asya kredisiyle villa mı aldım?” diye sordu …
Ve T24 internet sitesi başlık
attı:
“Nagehan Alçı'nın ‘Tahliye edilmeli’ dediği Nazlı Ilıcak savunma
yaptı: ‘Bank Asya kredisiyle villa mı aldım?’ “…
*
Bizim editör de “Nazlı Ilıcak'tan
Nagehan Alçı'yı kızdıracak savunma!” başlığıyla verdi Ilıcak’ın
savunmasını…
Altına da şöyle yazdı:
“Gazeteci Nazlı Ilıcak bir gün önce kendisine kefil olan Nagehan
Alçı’ya Bankasya kredisiyle gönderme yaptı…”
*
Birincisi Ilıcak’ın ifadesinde hiç
kimsenin adı geçmiyor…
İkincisi Bankasya’dan (Ya da bir başka bankadan) kredi kullanmak
suç değil...
*
Hem biliyor musunuz?..
Bankasya’dan kredi kullananlar
tutuklanırsa (Hem de borçlarını aksatmadan ödedikleri halde.), en
az bir milyon kişiyi hapse atmak gerekir ki…
Buna, “Bankalar Kanununun ırzına geçmek” denilir.
*
Ve…
Nagehan Alçı’nın “Nazlı Ilıcak’ı savunduğum için pişmanım” dediğini
nerede okudunuz, nerede duydunuz?..
Ama…
Alçı, sizin attığınız başlığı doğru kabul edip Ilıcak için bir
şeyler söylese…
Bu defa da birileri karşısına geçip nanik yaparak “yarası olan
gocundu” demez mi?..
*
Benim canım meslektaşlarım…
Unutmayın…
Gazetecilik mesleklerin en kutsallarından biridir…
Lütfen mesleğimizi temiz tutun…
TÜRKLER O KOMÜNİSTE ÇOK BENZER…
“Sen kazandın ama ben
haklıydım”…
Bu “özlü” söz, dünyanın en saygın komünistlerinden biri olan
Brecht’in…
*
Brecht de diğer bütün komünistler
gibi hep haklı olmasıyla övündü…
Velâkin…
Hep kapitalistler kazandı…
*
Biz Türkler genelde komünizmden ve
komünistlerden nefret ederiz…
Ancak…
Komünist Brecht’e çok benzeriz…
Bizim için de haklı çıkmak, kazanmaktan önemlidir…
*
Göreceksiniz…
BM’de kürsüye çıkan bütün Batılı liderler (Hatta Merkel bile)
Türkiye Cumhuriyet Hükümeti’nin ve Cumhurbaşkanımızın haklı
olduğumuzu anlatacaklar…
*
Ertesi gün medyamız “Bize hak verdiler… Cumhurbaşkanımıza hayran
kaldılar” diye verecek BM toplantılarını…
*
Sonunda yine bir bakacağız ki…
Onlar kazanmış…
Yani…
Atı alıp Üsküdar’ı geçmiş…
Hatta…
Kuzey Irak’a kadar gitmişler…
*
Olsun…
Haklı çıkmak bize yeter de artar
bile…
Petrol ve doğalgaz onların…
Haklılık bizim olsun…
Para ve refah onların…
Haklı olmak onların olsun…
“BATSIN BU DÜNYA”…
Bir yanda gelir dağılımında
adaletsizlikle ilgili haberleri ve yorumları okuyorum…
Diğer yanda ünlülerin milyonlarca lira harcanan
düğünlerini…
*
Bir yanda çöplükten topladıkları kuru ekmeklerle karınlarını doyurmaya çalışan insanlarımızın fotoğrafları…
Diğer yanda kahvaltıda başka, öğle yemeğinde başka, akşam partide başka ve her biri beş – altı asgari ücret fiyatında elbiselerle günün gün edenlerin fotoğrafları…
*
Orhan Baba’dan gelsin:
“Batsın bu dünya”…
*
Dünya batar mı bilemem ama…
Bu görüntülerin aynı gazete ve
televizyonlarda aynı anda göründüğü ülkelerde bir şeyler mutlaka
batar…
OLACAĞI BUDUR TABİİ
Kİ…
Ersoy Dede, yayımlanmış kitaplardan öğrendiği FETÖ saatlerini alanların (Sadece bazılarının…) isimlerini verdi…
Bir tek Cüneyt Özdemir “ben almadım” dedi…
*
Başka cevap gelmedi…
Almışlar demek ki…
Almışlar ama…
17/25 Aralık milat kabul edildiği için iade etmemişler
zahir…
*
Eeeee…
Siz kalkar da bir terör örgütüne üyelikte “milat” koyarsanız;
olacağı budur tabii ki…
BU
SÖZÜN HASTASIYIM…
Mevlâna dedi ki:
“Kargaların ötmeye başladığı yerde bülbüller susarmış.“
*
Oldum olası bu sözün
hastasıyım…