Hüseyin Sıtkı: 'Kültür ile lobi yapıyoruz!'
Sayım Çınar 15 yıldır büyük başarıyla devam eden Frankfurt Türk Film Festivali vesilesiyle Hüseyin Sıtkı ile konuştu.
GAZETECİLER.COM - ÖZEL
İÇERİK
SAYIM ÇINAR
Sayım Çınar 15 yıldır büyük başarıyla devam eden Frankfurt Türk Film Festivali vesilesiyle Hüseyin Sıtkı ile konuştu, ortaya sinema dolu bir söyleşi çıktı.
TOPLUMA EDEBİYAT İLE
SİNEMA İLE ULAŞMAK İSTEDİK
Frankfurt Türk Film Festivali 15. yılına giriyor. Bu tür uluslararası bir festival yapmak çok önemli. Nasıl başladı serüven?
Birçok etkinlikte olduğu Türk Film Festivali’nin bir amacı var. 30 yıldır Almanya’da yaşıyorum, buradan başlayayım. Danışman olarak alıştığım Goethe Üniversitesi’nde siyasal bilim ve Alman filolojisini bitirdim. Belli bir siyasi birikimle geldim buraya. 70’li yılları yaşadık. Hayata bakmayı öğrendik. Birikimin verdiği hazla toplumsal gelişmelerin içinde olmak istedik. Türkiye’de siyasi gelişmeleri Almanya’daki siyasi gelişmeleri yakından izledik. Siyasi kültürel sosyal etkinlikler içinde olduk, katkıda bulunduk. Göçmen derneklerinin kurulmasında katkıda bulundum. İlk yıllarda çok klasik dernekler vardı. Bir şeyler sunmak gerekiyordu. Edebiyat sinema kültürle topluma ulaşmak istedik. İlk başladığımda edebiyatla başladım. 25 kentte edebiyat akşamları düzenledim. Sonra sinemaya geçtim. Sinemanın kitlelere daha çabuk ulaştığını düşündüm. 99’da bir konsept oluşturdum. Bu kadar umutlu değildim. Birden bire büyük ilgi gördü. 15 yıllık bir festival oldu.
Alman jüriler var film festivalinde.
Yarışmasızdı ilk yıllarda festivalimiz, sonradan yarışma da koyduk. Jüriyi bunun için Almanlardan seçtik. Alman sinemasının çok tanınmış ve belgesel kısa film yapan isimlerinden oluşturduk jüriyi.
NEREDEYSE 3 MİLYON TÜRKİYELİ VAR BURADA
Türkiye’de çok fazla film festivali var. Bu film festivallerini yakından takip etmek gerekiyor. Başta koordinatörleriniz bunları takip ediyor. Buradan bakıldığında nasıl görünüyor Türk sineması?
Eşkıya filminin Avrupa’da büyük süksesi oldu. Devamında ilgi büyüdü. Uluslararası ödüller de ilgiyi arttırdı. Festivallerin de büyük katkısı var. İçinde olduğumuz festivalin seyirci profilinin yüzde 40’ı Almanlardan oluşuyor.
Kış Uykusu, Jin gibi filmleri görünce etkileniyor mu yabancılar?
Festival başlamadan başlıyor ilgi. Hem sinema aracılığıyla anlayış da değişiyor. Neredeyse 3 milyon Türkiyeli var. Türkiye’yi tanımak zorundalar artık.
TARİHİ SİNEMAYLA ÖĞRENİYORLAR
Frankfurt’ta gençlerin ilgisi nasıl?
Çok mutlu oluyoruz. Gösterdiğimiz filmler çok beğeniliyor, etkileniyor insanlar. Devrim arabalarını oynatmıştık ve izleyiciler çok etkilenmişti. Tarihin bir kesitini öğrendiler. Ortayaştan insanlar var. Çok yönlü bir program yapıyoruz, paneller, sergiler, workshoplar, üniversitelerle çalışma yapıyoruz. İki proje yürütüyoruz: Festival Hapishanede ve Festival Okulda. 500 kişilik hapishanede, mahkûmlara film gösteriyoruz. Okullarda da aynı şekilde film gösterimleri yapıyoruz. Lise dengi okullarda gösteriyoruz filmleri. 700’e yakın öğrenci geldi son defa. Çok güzel tepkiler aldık.
Yönetmenleri, sinema emekçilerini Frankfurt’a davet ediyorsunuz. İyi bir geri dönüşüm alıyor musunuz?
Çok teşekkür ediyorum gelen tüm konuklara, koordinatörlere, izleyicilere. Müjde Ar, Tarık Akan, Şener Şen, Ediz Hun, Derviş Zaim daha birçok isim konuğumuz oldu. Dostluklarımız devam ediyor. Çok iyi izlenimlerle ayrılıyorlar. Bir galadaydık. Ali Sunal ve annesi gelmişti. Yusuf Yusuf filmi için bir araya gelmiştik. Sunal ailesi konuğumuz olmuştu 3 yıl önce. Vefa ödülü vermiştik. Sonradan karşılaşınca tekrar sarıldık. İzzet Günay yine aynı şekilde. Büyük bir sevgi gösterisi oldu. Aradan zaman geçiyor ama dostluklar unutulmuyor. Türkan Şoray yine çok güzel şeyler söylemiş geçenlerde bizimle ilgili. Bunlar gurur verici.
YENİ PROJELERİMİZ DE VAR...
15 yıllık bir festival. Sizce tam olarak neler değişti zaman içinde?
Şu anda yarışmanın oturmuş olması önemli. Uzun ve kısa metraj oturdu artık. Hayalimde olan bir şey daha var, Balkan ülkelerini kapsayan bir yarışma düşünüyorum. Kafkas cumhuriyetleri için de yine bir şey yapmak istiyorum. Her türlü eleştiriye açık şekilde yapmak istiyorum bu projeleri.
Filmleri seçmeye başladınız mı?
Ali bey ile yapıyoruz. Geçen yıl 22 film gösterdik.
Gala yaptınız mı?
Evet yaptık çok da ilgi gördü.
Süreklilik çok önemli. Sponsorlarınız ile ilişkileriniz nasıl?
Sponsorlarımızdan çok memnunuz. Gönüllü yapıyoruz, ekibimiz Serap Gedik, Alican Sekmeç, Nur Onur. Sponsorlarımızla da karşılıklı mutluyuz artık rüştümüzü ispatladık. Öyle bir aşamaya geldik ki Türkiye’deki şirketler de ilgi göstermeye başladı. Bu da çok mutlu edici.
Kitaplar hazırlıyor musunuz festival için?
Maalesef hazırlamıyoruz. Dosyalar hazırlıyoruz. Ama çok doğru, böyle bir kitap da hazırlanabilir. Bütçe sorunu bizi geride tuttu. Ciddi paralara yapıldı. Türk sinemasında Alman etkileri ve Alman sinemasında Türk konulu kitaplar hazırladık 5 6 yıl önce.
KONULAR EVRENSEL İŞLEME TARZLARI FARKLI
Alman sinemasıyla karşılaştırınca neler çıkıyor?
Aslına bakarsanız konular açısında ayrım yok ama anlayış farklı. Daha mekanik bakıyor Almanlar. Bizde duygular daha ön planda. Aile şiddeti kadın erkek işleniyor temel olarak her iki sinemada da.
Şiddet de çok işleniyor. Kendilerini de iyi eleştiriyorlar.
Nazi dönemi yaşandı, ikinci dünya savaşı sonrası eleştirisel bir dönem başladı. Bunun etkileri var.
Sinemamızın 100 yılı için bir şey yapacak mısınız?
Bakanlıktan bir şey bekledik ama gelmedi ne yazık ki. Önümüzdeki yıl için bir panel sergi düşüncemiz var.
Edebiyatçılar da gelecek mi?
Bir ara düşündük evet. Panel yapacaktık. Zülfü Livaneli ile konuşmuştuk. Edebiyat uyarlamaları ile ilgili bir şey yapacaktık. Gündemimizde var.
Frankfurt Türk Film Festivali çok konuşuluyor. Sizi diğer festivallerden ayıran nedir?
Sanıyorum her yıl bir şeyler eklememiz. Konsepti sürekli yeniliyor ve geliştiriyoruz. İnsan ilişkilerini hep kalıcı tuttuk. İçtenlikle bakıyoruz. Alman jüriyi eklememiz de önemli bir girişim oldu. Kültürle lobi çalışması yapıyoruz. Türklerin böylesi bir festival yapabiliyor olması çok etkiledi herkesi. Konserler sergiler paneller en iyi yerlerde yapılıyor. Gittiğimiz her mekan birbirinden güzeldi. Tolga Örnek bir film yaptı, Labirent. Yarısı Frankfurt yarısı Türkiye’de çekildi. Çağan Irmak, Yüksel Aksu da çok sevdi beğendi. Olmak istedikleri bir festival haline getirdik. Yetkin Dikiciler bir günlüğüne geldi, sabah geldi akşam döndü sırf burada olabilmek için.
ÖDÜLLERİ TOPLUM ADINA ALIYORUM
Almanya’da önemli bir ödül aldınız. Cumhurbaşkanından aldığınız bu ödülü konuşalım son olarak.
Benim için hayatımın en önemli olayı. 30 yıllık yaşamımda sosyal kültürel çalışmalardan dolayı 10 Temmuz’da üstün liyakat nişanı verdi. 15 yıllık festivalin de çok büyük etkisi var. Ben ondan önce de 2012 yılında Frankfurt Uyum Ödülü’nü aldım. Onur belgesi aldım kentlerden birinden de. Onur duyuyorum.
Sizi bir kültür elçisi olarak görüyorlar.
Temsil ettiğimiz toplum adına aldık ödülü, gururluyuz.