Hrant Dink davasında 25. duruşma
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili davanın 25. duruşması yapıldı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde sorumluluğu bulunan Emniyet, İstihbarat ve jandarma görevlilerinin yargılandığı 4’ü tutuklu 85 sanıklı davanın 88. duruşması görülüyor. Hrant Dink Cinayette ihmali bulunan kamu görevlilerinin yargılandığı davanın 25. duruşma öncesi açıklama yapan Hrant’ın Arkadaşları, 13 yıldır Hrant Dink’in nasıl öldürüldüğünü tekrar tekrar dinlediklerini belirterek adalet istedi.
Evrensel'den Cansu Pişkin'in haberine göre, Çağlayan’daki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Ramazan Akyürek Silivri Cezaevi’nden, Muharrem Demirkale ve başka suçtan tutuklu Yavuz Karakaya Sincan Cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Ev hapsindeki Ali Öz, tutuksuz sanıklar Erhan Tuncel, Reşat Altay, Murat Bayrak, Gazi Günay ve Ahmet İlhan Güler ile taraf avukatları duruşmada hazır bulundu.
Hrant’ın Arkadaşları ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu duruşmayı izleyenler arasındaydı.
"Dink'in adına öldürülünce vakıf oldum"
Duruşmada ilk olarak, dönemin İstanbul TEM Şube Müdür Yardımcısı,
şu anda ise Çanakkale İl Emniyet Müdürü olarak görev yapan Celal
Sel tanık olarak dinlendi. Sel duruşmaya, Çanakkale 2. Ağır Ceza
Mahkemesi’nden SEGBİS ile katıldı. Cinayeti televizyondan gördükten
sonra olay yerine gittiğini anlatan Sel, şunları kaydetti:
“Olay yerine geçtiğimde TEM ve Asayiş Şube ekipleri vardı sadece.
Olay yerinin sol tarafında bir sokak var. O sokaktan yukarı doğru
yürürken bir şahısa denk geldim. Şahıs, saray Kumaşçılık’ta
çalıştığını, dükkânının kamerası olduğunu ve olay yerini gördüğünü
söyledi. Dükkâna gittik kamera görüntülerini izledik. Görüntülerde
Hrant Dink’i vuran beyaz bereli Ogün Samast’ı gördüm ve
müdürüm olan Selim Kutkan’ı aradım. Selim Müdür kamera
kayıtlarını, harddiski ve kasayı almamızı söyledi. Müdürüm olaya
bizim şubenin bakacağını söyleyince şubeye dönüp bilgi notu
hazırladım. Görüntüleri medyaya verdik. İhbar masası oluşturduk.
Ben masanın başındaydım. Şahsın otogarda göründüğü söylendi.
Samsun’dan haber geldi. Şahıs yakalandı ve çocuk şubeye gönderildi.
Bu esnada kamera görüntüleri toplandı. Bir ekip kuruldu, bu ekip
görüntüleri toplamakla görevlendirildi. Ben büronun diğer işleriyle
uğraştım. Trabzon’a bir ekip gönderildi o ekip de orada
çalıştı."
Mahkeme başkanı Emre Efe Şimşek, Sel’e olay gününe ait kayıp
olan Akbank görüntülerini sordu. Sel, TEM Şube’ye bağlı ekiplerin
Akbank’tan görüntü aldıklarını ancak görüntülerin daha önce
İstihbarat’tan alındığına dair bilgisi olmadığını söyledi. Sel,
mahkeme başkanı Şimşek’in sorusu üzerine, Trabzon’a yollanan ekibin
Pelitli bölgesindeki Jandarma ile sıkıntı yaşadığını ve jandarmanın
ekibe yardımcı olmadığını söyledi. Sel, Dink Ailesi avukatlarından
Hakan Bakırcıoğlu’nun sorusu üzerine, Dink’in ismine öldürülmesi
olayıyla vakıf olduğunu söyledi.
“Dink, sıradan bir isim değildi"
Dönemin İstanbul İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Vedat
Yavuz, Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS ile katıldığı
duruşmada tanık olarak dinlendi. Halen Samsun İl Emniyet Müdürü
olarak görev yapan Yavuz, daha önce savcılığa verdiği ifadeye
ekleyecek bir şey olmadığını söyledi. İfadelerini tekrarlayan
Yavuz, “Konuya soruşturma yürütüldükten sonra vakıf oldum.
Soruşturmaya esas olan F4 raporu geldiğinde o yazışmalara bakan
konumda değildim. Ben idari konularla ilgileniyordum görev
yaparken. Operasyonel çalışmalarla ilgilenmiyordum. Bana bu konuda
kimse bilgi vermedi. Haber notlarıyla C Şube Müdürü Ali Fuat
Yılmazer ve Bülent Demirel ilgileniyordu. F4 raporunu savcı
gösterdiğinde gördüm.” dedi.
"Ses getirici eylem yapılacağı bilgisi
gelmiş"
Yavuz, Bakırcıoğlu’nun ‘ses getirici eylem’ notuna ilişkin önlem
alınmalı mıydı sorusunu, “Dink’e dönük provakatif eylemler
oluyordu. Bunu basından duyuyorduk. Ses getirici eylem yapılacağı
bilgisi gelmiş. Hedef olan şahsa göre değerlendirme yapmak gerekir.
Hrant Dink sıradan bir kişi değil. Böyle düşünmek gerekiyor. Bütün
yazışmalar daire başkanlığına gider bu daire başkanlığındaki kişi
hem eski yazılara vakıf hem de evrakı görüyor. Evrakı gören şube
müdürü telefon ederek gerekli kontakları sağlamalıydı.” diye
yanıtladı.
"Katiller belli failler hâlâ bilinmiyor"
Hrant’ın Arkadaşları duruşma öncesinde adliye önünde basın
açıklaması yaptı. Açıklamaya HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya da
katıldı. Hrant’ın Arkadaşları adına basın açıklaması yapan Bülent
Aydın, 19 Ocak 2007’de öldürülen Agos Genel Yayın Yönetmeni Hrant
Dink cinayetinin 13. yılına girmesine rağmen faillerin hala belli
olmadığını ifade etti. Aydın, üç gün sürecek olan duruşmalar
boyunca, dönemin İstanbul Emniyet İstihbarat ve Ankara Emniyet
İstihbarat Dairesinde görevli tanıkların dinleneceğini
belirtti:
“Söz konusu tanıklar 1 yıl önceden bu cinayetin istihbaratını alan ama bu cinayeti önlemek için hiçbir şey yapmayan mekanizmanın da tanıkları. 13 yıldır duruşmalar boyunca bu alçakça cinayetin nasıl işlendiğini Hrant Dink’in göz göre göre nasıl öldürüldüğünü tekrar tekrar dinliyoruz. Katilleri belli, failleri hala belli olmayan, hala aydınlatılmayan ve hala üzerindeki karanlık perdenin kaldırılmadığı bir dava bu. Hrant Dink cinayetinde öncesinde ve sonrasında parmağı olan herkes yargılanana ve bu davanın üzerindeki karanlık aydınlanana kadar bu dava bitmez.”
Açıklamanın ardından, “Hrant için adalet için”, “Hepimiz Hrantız hepimiz Ermeniyiz”, “Biz bitti demeden bu dava bitmez” sloganları atıldı.