Hıncal Uluç yazdı: Cumhuriyet gazetesinden okudum hemen koştum...
Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, Cumhuriyet gazetesinin kültür sanat ekinden okuyup hemen gittiği projenin detaylarını köşesinde değerlendirdi.
Hıncal Uluç, NurdanLikos'un gerçekleşmesi bir yıla yakın süren "Başka bir hayat diliyorum" başlıklı sergisindeki manzaranın kendisini çok mutlu ettiğini ve bu sergide satışların bir banka hesabında toplanarak Bodrum Sokak Kedi ve Köpekleri Barınağındaki hayvanlara daha iyi yaşam koşulları temin etmeye gittiğini yazdı.Uluç ayrıca isim vermeden Ömür Gedik'e laf çaktı.
Uluç, "Bir, parkta kedilerle oynadığını sanırken onları,
evlerinde hiç öğretilmediği için inciten çocuklara "Sapık Ruhlu"
diye Hürriyet sütunlarında saldırmaya bakın..
Bir de, o çocuklara, bir sokak köpeği, ya da kedisine daha mutlu
bir hayat vermek için, fırçasını bir yıl kullanmayı "İyilik için
bir sanat eseri yaratma"yı öğretmeye!." ifadelerini
kullandı.
Bir muhteşem düşünce.. Bir
muhteşem sergi!.
Bir kadın, hem de anne köşe yazarı, gazeteci, parkta
kedilerle onları incitecek şekilde oynayan çocuklara "Sapık"
derken, bir başka kadın, bir yıllık emeklerinin sonucunu, sokak
kedileri ve köpeklerinin daha iyi yaşamalarına adadı..
..Ve bu ikincisinden ne yazık ki pek az kişinin haberi
oldu..
Oysa "Muhteşem" bir düşünceydi,
NurdanLikos'un projesi.. Gerçekleşmesi bir yıla
yakın sürdü ve sonunda sergilendi..
"Başka bir hayat diliyorum" başlıklı sergiyi,
son gününde Cumhuriyet Gazetesi Kültür Sanat köşesinde okuduğum bir
yazıdan öğrendim.. Hemen koştum.
Gördüklerim beni nasıl mutlu etti..
Nurdan, benim tanıdığım Likos ailesinden..
Hüseyin ve Deniz Likos İstanbul Operası'nın en önde gelen ve
en sevilen sanatçılarından. Adlarını bu köşede kaç kez okudunuz.
Nurdan, ailenin ressam kanadından. Sanatını öğrenci yetiştirmeye
adamış..
Yaratıcılıkla ilgili bir sanata yeteneği olanların hemen
hepsinin hayran oldukları ustalar vardır. Ayni yolu seçtiğinde ve
yürümeye başladığında onu ya da onları idol yapar, örnek alırlar.
Onlara benzemeye çalışırlar.. Ustalaştıkça, kendi tarzlarını bulur,
yaratırlar..
Nurdan Hoca, küçük öğrencileri için işi kolaylaştırmış..
Sezon başlarken, önlerine en ünlü ressamların en ünlü tablolarının
baskılarını yığmış..
"Bunların içinden hangisini en çok sevdiyseniz onu alın..
İşte resim kâğıtlarınız.. İşte boyalarınız, onu yapın"
demiş..
Picasso da var, Rembrant da.. Benim o bayıldığım Vermeer/
İnci Küpeli Kız da var, Van Gogh'un Ay Çiçekleri de..
Miro da var, Manet ve Matisse de.. Osman Hamdi de
var..
Şeker Ahmet Paşa da..
Küçücük çocuklar neler yaratmışlar
inanmazsınız..
Sergiyi gezerken şaşkına döndüm..
Sevinç göz yaşlarıma üzüntü karıştı..
Neden?.
Hemen hepsi satılmış iyi mi?. Serginin açılışında orda olsam,
bugün en az yarısı bendeydi.. Öyle sevdim. Öyle
ısındım..
Niye vuruldum projeye?. Sadece çocuklara sanatı böyle
öğrettiği, böyle sevdirdiği, onları yaratıcılık yoluna böyle
yerleştirdiği için değil..
Bir başka yönü daha var bir yıllık çalışmanın..
Asıl o çarptı beni..
Adı "Bir başka hayat diliyorum" ya serginin..
Kime diliyor Nurdan Hoca ve onun minik
öğrencileri, bir başka hayatı?.
Sokak kedileri ve köpeklerine..
Bu sergide satışlar belirli bir fiyatla değil. Bağışla.. Ne
alırsanız bir asgari fiyat var.. Onun üstünde gönlünüzden ne
koparsa.. Nurdan da almıyor parayı.. Bir banka numarası..
Yatırıyorsunuz hesaba..
Hesap Bodrum Sokak Kedi ve Köpekleri Barınağı
hesabı..
O barınakta yaşayan hayvanlara daha iyi yaşam koşulları temin
etmeye gidiyor çocukların bir yıllık emekleri..
"Sanat" ve "İyilik" kavramlarını minnacık
çocukların beyinlerinde bir araya getiriyor
Nurdan Likos'un projesi.. Bu ne muhteşem bir
eğitimdir..
Bir, parkta kedilerle oynadığını sanırken onları, evlerinde
hiç öğretilmediği için inciten çocuklara "Sapık Ruhlu" diye
Hürriyet sütunlarında saldırmaya bakın..
Bir de, o çocuklara, bir sokak köpeği, ya da kedisine daha
mutlu bir hayat vermek için, fırçasını bir yıl kullanmayı "İyilik
için bir sanat eseri yaratma"yı öğretmeye!.
Nurdan Hocam, Seni ve öğrencilerini sımsıcak kucaklıyor,
hepinizin, o en minikleriniz dahil, hepinizi öpüyorum..
Ellerinizi öpüyorum..
Çünkü onlar "Öpülesi" eller!.