Hıncal Uluç, haber kanallarının peşini bırakmıyor
Hıncal Uluç bugün de, haber kanallarının "RTÜK yayın yasağı koydu" diyen haber kanallarının halkı kandırdığını yazdı....
Hıncal Uluç son dönemde haber kanallarının peşine bir düştü pir düştü...
Beşiktaş saldırısının ardından haber kanallarını eleştiren Hıncal Uluç, "haber kanalları işi stajer muhabirlere ve ajanslara havale edip, hastane kapısında beklemeyi habercilik olarak görüyor" demişti...
İşi tek yazı ile bırakmayan Hıncal Uluç, bir sonraki gün de haber kanallarını yöneten yöneticileri adeta tefe koymuştu...
Uluç bugün yine haber kanallarını yazdı ve yine en sert eleştirileri peş peşe sıraladı...
İşte Hıncal Uluç'un o yazısı:
O YASAKLARIN HİÇBİRİNİ RTÜK KOYMAMIŞ İYİ Mİ?
Dün sabah RTÜK Başkan Yardımcısı
Hikmet İnce aradı.
Konuştukça şaşkına döndüm..
Öfkelendim.
Mesleğimden utanır hale geldim..
Hani o tüm terör eylemlerinin üzerinden 10 dakika geçmeden
Haber Kanalları spikerleri ya da alt yazıları "RTÜK yayın yasağı
koydu" diyorlar ya..
Onların hiçbirinin RTÜK'le ilgisi yokmuş
meğer..
Şimdi dinleyin..
Anında yayın yasağı koyma yetkisi Başbakanlık'ta. Başbakan
veya görevlendirdiği bakan "Geçici Yayın Yasağı" koyma hakkına,
yasal olarak sahip. Geçici yasak, en kısa zamanda yetkili mahkemeye
taşınıyor ve mahkemenin uygun gördüğü konular ve çerçevelerde
"Yayın Yasağı" ilan ediliyor. Peki RTÜK nerde işe
giriyor?.
Başbakanlık Geçici Yayın Yasağı'nı, tüm kanallara anında
iletmek üzere RTÜK'e yolluyor. RTÜK sadece aracı. Yani bir nevi
telgraf memuru. Hepsi o..
PEKİ RTÜK BU HABERLERE NİYE SUSKUN KALDI?
Peki aylardır bunca eylemin ardından, yığınla haber
kanalı, ana haber bülteni, binlerce gazete "RTÜK Yayın Yasağı
koydu" derken, RTÜK neden susup oturuyor da, bu açıklamayı yapmak
için benim perşembe sabahı çıkan "RTÜK gece yarısı toplantıda mıydı
da, o yasak kararını hemen aldı" diye yazmamı
bekliyor?.
İnce Bey, bu soruma net bir yanıt vermedi.
Arkadaşları adına konuşmak istemedi herhalde. Saygı
duyarım. Ama toplanıp, kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama
yaparlar herhalde. Beni öfkelendiren, gerçek tüm kanalların, tüm
gazetelerin elinin altında dururken, bir tekinin "Ne oluyor" diye
merak etmemesi..
Bir tekinin işin aslını dinleyici, ya da okura anlatma
zahmetine katlanmaması..
HADİ HABERCİLİĞİ UNUTTUNUZ, HABERCİLİK PAHALI DİYE VAZGEÇTİNİZ!...
Hadi haberciliği artık unutmuş, "Haber pahalı" diye işi ajanslara, stajyer çocuklara ve her çağrıldığında koşup gelen kimsenin dinlemediği "Uzman" gevezeliklerine bırakmış, haber kanallarını anlıyorum. "Yayın yasağı" lafı onlar için kurtarıcı..
Böylece 24 saat kırmızı ekranda kalıp hiçbir şey
söylemeyişlerinin, kendi eksiklerine bağlanmasından kurtuluyor ve
"Biz neler biliyoruz, ama ah bu yasak dilimizi bağlıyor" havasına
girip kurtuluyorlar.. Peki gazeteler?.
Bir gazetede "Başbakanlık'tan gelen geçici yasak" metnini
okudunuz mu?. O geceki TV yayınlarını ve ertesi sabah çıkacak
gazeteleri şekillendiren.. Buyurun, benden okuyun..
Karar, ilan edildiği andan beri, herkese açık RTÜK
sitesinde duruyor. Ben ordan aldım.. Bakın Başbakanlık geçici
olarak neleri yasaklamış.."-Patlamaya ilişkin olarak, patlama anı,
patlama sonrası olay yeri, kamu görevlilerinin olay yerinde
yürüttükleri çalışmalar, varsa patlama sonucu yaralanan veya
hayatını kaybeden kişilere ait görüntü, görsel öğe ve benzeri
unsurlara ve bunlarla ilgili abartılı anlatımlar.
-Olayın aydınlatılması, şüphelilerin yakalanması ve
irtibatlarının deşifre edilmesinin engellenmemesi için,
Resmi Makamlarca yapılan açıklamalar dışında olaya iştirak
etme şüphesi bulunan kişilere, bu kişilerin bulundukları yerlere,
kullandıkları araçlar ve benzeri diğer hususlar." Şimdi bunların
içinde size garip gelen tek kelime var mı?. Hepsi doğal, hepsi çok
geçerli, hepsi şart uyarılar değil mi?.
GAZETECİLİK DE Mİ YASAKLANIYOR?
Bir.. Halkı panikletmeyeceksin..
İki.. Duygu sömürüsü yapmayacaksın.
Üç.. Peşine düşülen hainlerin işini
kolaylaştırmayacaksın.
Peki bunlar yasaklanınca, gazetecilik mi yasaklanmış
oluyor?. Muhabirin elini tutan tek satır, tek kelime gösterin
bana..
Haber vermek başka, felaket tellallığı, kan, dehşet
sömürüsü başka. Polisin, savcının işini zorlaştıran zaten gizli
kalması yasa gereği ön soruşturma bilgilerini casus gibi yayınlamak
başka..
Pazar günü mahkemece alınan Yayın Yasağı da, hemen hemen
farksız.
İki karar da herkese açık sitede.
Peki, gazetecilik nerede?.
Bu sorunun cevabına da, yayın yasağı mı var, dersiniz?.