Hıncal Uluç Ertuğrul Özkök'ü fena tiye aldı
Sabah gazetesi yazarı HIncal Uluç, Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök'ün yaş "takıntısı" ile fena dalga geçti.
Ertuğrul Özkök'ün son dönemde yazılarından hep
"kendisi"nden bahsettiğini ifade eden Hıncal Uluç, " Hatta
kendisini aradım söyledim de..Çok fazla kendini yazmaya
başladığının, fazla bencil olduğunun farkında mısın?." Telefonda
bana hak verdi ama köşesinde tam tersini yaptı"
dedi.
Hıncalı Uluç, Ertuğrul Özkök'ün sürekli gençliğe özlemle ilgili
vurgular yapmasına da dikkat çekerek, genç kalmanın formülünü
"gamsızlık" olarak açıkladı.
Özkök'ün başlattığı "penis pomeliğine" dönüşen yazılara da atıf
yapan Uluç şöyle yazdı: "Bir şey daha bulmuş..
Kadınlar için söylenen "Saçı uzun aklı kısa" deyişinin
erkekçesini.. "Penisi uzun, aklı kısa!.."
İŞTE HINCAL ULUÇ'UN O
YAZISI
Sevgili Dostum, Ertuğrul Özkök, fikirlerine
katılayım, katılmayayım, yazılarını her gün son satırına dek
okuduğum yazarların başında geliyordu.. Ama giderek fena halde
sıkılmaya başladım. Hatta kendisini aradım söyledim de..
"Çok fazla kendini yazmaya başladığının, fazla bencil
olduğunun farkında mısın?."
Telefonda bana hak verdi ama köşesinde tam tersini
yaptı.
Eskiler "Yediğin içtiğin senin olsun, bize gördüklerini
anlat" derler, hoş bir sohbeti başlatmak için. Hele de muhatapları
çok gezen, çok gören biriyse..
Ertuğrul öyle hızlı yaşıyor ki, biz okurları onun dünyanın
hangi köşesinde olduğunu takip bile edemiyoruz, son
zamanlarda..
Oralardan ne yazılar çıkar aslında.. Ama Ertuğrul'dan sadece
"Ben" çıkıyor.. Gittiği, gördüğü yeri değil, ordaki kendisini
anlatıyor..Çünkü kafayı kendisi ile bozmuş, kusura
bakmasın.
Son takıntısı "Yaş" üzerine.. Yaşlılık kompleksine düşmüş,
belli..
"Günün sorusu" diye yazdığı şeye bakar mısınız?.
"Yaşlanmada önlenemeyen iki şey" demiş. İkincisi aynen kendi
kaleminden..
"Poponun sarkması.."
Bayağı dertli poposunun sarkmasını önleyemeyeceği için
yani..
Son zamanlardaki yazılarından biri, yüzde 80'inin palavra
olduğunu herkesin bildiği sosyal medyadan okuduğu bir haber
üzerine. Ordan okumuş "Orta yaş
70 oldu" diye bayram yapıyor
ve kaynak olarak da Dünya
Sağlık Örgütü'nün raporunu
gösteriyordu.
Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, Dünya
Sağlık Örgütü'nün böyle bir
raporu olmadığını pat diye yazıverdi.
70 yaşında orta yaşlı olma umudunu kaybeden sevgili dostum,
bu defa, nerden duyduysa, "Ölümsüzlük, gençleşme, genç kalma"
üzerinde çalışan bir doktor buldu. Teori halindeki tedavisini kendi
üzerinde uyguladığını söyleyen herif, ikiz kardeşinden 20 yaş genç
göründüğünü anlatmış Ertuğrul'a..
Ertuğrul da ona sorduğu "Ben" sorularını köşesinde
yazıyor..
"Ben ölümsüz olabilir miyim?."
"Ben 50 yaşıma
dönebilir miyim?."
Bu defa itiraz Hürriyet Sağlık
Yazarı ve Uzmanı Osman
Müftüoğlu'ndan geldi. Doktor "İnsanda 'Ölümsüz' tek hücre, kanser
hücresidir. Bu daha hakkında hiçbir şey bilinmeyen ve sonuçları
10-15 senede alınacak haplarla tedavi kanseri tetikleyebilir" diye
korkunç gerçeği yazdı.. Ama Ertuğrul ve Hürriyet haberin arkasında
durdular. Sertab Erener'in de ayni hapları
aldığını yazdılar..
Bu defa medyanın çeşitli yazarları "Bu nasıl bir PR
çalışmasıdır?. İnsanların hayatı ile oynamayın" diye kıyameti
kopardı.
Şimdi Sertab ve Ertuğrul'a uyup bu pahalı hapların peşine kaç
kişi düşer, kaç kişi kanserle oyun oynamaya kalkar
bilemiyorum.
Ama yapılan işin "Etik" olmadığını
biliyorum. Sağlık Bakanlığı hatta
işe el koymalı ve "Ölümsüzlük
tedavisi" hakkında görüşlerini
açıklamalı, gerekirse yasaklar koymalı..
Benim bu arada, "Yaş ve görüntü kompleksine kendini fena
halde kaptıran" dostuma bir tavsiyem var..
Bilimselliği tartışılan bir çağdaş Dr. Frakenştayn'ın peşinde
"50 yaşına dönmeyi ve o yaşta kalmayı hayalleyen" dostuma, ben de
iki resim sunuyorum..Ü
Türkiye'nin "Şapka" diye tanıdığı Ertekin var.. Ertekin
Dinçay..
Geçen gün Milliyet Nostalji sayfasında, onun yanında iki güzelle
bir fotoğrafı çıktı. Kadıköy yakasındaki Dalyan'da o zaman çok
popüler olan kendi kulübünü işletirken..
Birinci resim o.. Ertekin 1982.. Yani Ertekin 55 yaşında..
İkinci resim.. Ertekin 2017.. Yani Ertekin 90 (Doksan)
yaşında..
Buyrun..
Ertekin geçin o garip ve kanserojen hapları,
vitamin hapı bile almaz. Meyve ve sebzeden nefret
eder.. Kırmızı etten başkasını ağzına koymaz.. Çayına ve kahvesine,
dörder, beşer şeker atar. Önüne gelen yemeğe tadına bakmadan tuzu
basar.. Doktor benim önümde gazlı içecekleri yasakladığı halde,
günde en az on şişe Coca Cola içer. Sporun "S"sini yapmaz.. On
metreye bile arabasıyla gider..
Özet!.. "Sağlıklı Yaşam" diye dünya ne tavsiye ediyor ve ne
yapıyorsa, tam tersini yaşar.. Buna rağmen işte 90 yaşında Ertekin
ve hepimize taş çıkartır, Maşallah!..
İşte sen Ertekin'in peşine düş Ertuğrul!.. Onun
sırrını öğren de yaz köşene..
Üstelik Ertekin'in sırrı bedava.. Ne beş kuruşluk ilaç, ne on
kalorilik yorgunluk..
Hayatı bildiği, canının istediği gibi, keyfinin kahyası olarak
yaşayan adamın 90 yaşındaki bu gençliğinin sırrını çözersen, hem
kendini, hem de köşeni kurtarır, biz okurlarına eski lezzetli
Ertuğrul'u sunmaya başlarsın!..
Ben bir ipucu vereyim.
Ertekin'in sırrı gamsızlığıdır.. Dünya yansa umurunda olmaz.
Yananlar arasında kendi evi bile olsa..
Geçen ay, bir gün Bebek'te Kırıntı'da oturuyoruz. Karşımız deniz.
Deniz kenarındaki kaldırımın yanına arabasını park etmiş, geldi
yanıma..
Laflarken bir ara karşıya baktı..
"- Aaa!.. Benim arabayı çekiyorlar" dedi ve döndü lafa devam
etti!.
Hepsi o!..
Ertuğrul'un son yazılarında en çok geçen sözcüklerden biri
de, "Penis!." Adı "Penis Yazarı"na çıkacak kadar yazıyor.. Fırsat,
polemik yaratıp yazıyor..
Büyük araştırmalar yapmış ve Mikelanj'ın Davut Heykelini yaparken,
mermerden bayağı tasarruf ettiğini bulmuş.. Nasıl mı?. Heykelin
penisi küçükmüş..
Bir şey daha bulmuş..
Kadınlar için söylenen "Saçı uzun aklı kısa" deyişinin
erkekçesini..
"Penisi uzun, aklı kısa!.."