Hilal Kaplan'dan türbanlı fenomene sert tepki!
Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, bugün köşesinden tesettür modasıyla ilgili paylaşımda bulunan türbanlı bir fenomenle ilgili eleştirilerde bulundu.
Hilal Kaplan geçmişte yapılan başörtüsü
mücadelesini hatırlatarak bugün tesettür giyimi üzerinden
fenomenleşenlerin giyim tarzını eleştirdi.
Türbanlı bir fenomenin verdiği pozu gördüğünde incindiğini ve
endişelendiğini ifade eden Hilal Kaplan, "Hiç tanımayan
birisinin 'saçları bozulmasın diye takmıştır' deyip
geçeceği bir bezle başını kapatmış, önden
saçları görünüyor. Açıkta kalan boynuna incecik bir fular
kondurmuş, boynu görünüyor. Makyaj zaten artık
'verili bir gerçek'...
Herkes istediği gibi giyinmekte özgür, sen de özgürsün. Ancak
tesettür giyim olarak örnek gösteriliyor ve hatta ekmek paranı
bundan çıkarıyorsan, toplum önüne de bu kimlikle sunuluyorsan bunun
sorumluluğu vardır." dedi.
İŞTE HİLAL KAPLAN'IN O
YAZISI
Kendi çektiği sıkıntılar sebebiyle, sonraki nesiller ona
borçluymuş gibi ablalık makâmından konuşanlardan
hazzetmem.
Yapman gereken varsa yapmışsındır, hesabın Allah ile senin
arandadır, bunun üzerinden dünyevî bir hürmet bekliyorsan, zaten
Allah rızası ile hareket etmemişsindir ve en vahimi de
budur.
O yüzden meramımı anlatmak açısından başlıkta 'abla' olsa
bile, bu sadece kuşak farkına yönelik bir göndermedir.
Buna dayanan üstenci bir hitap değildir ama inciniyorum,
ıstırap çekiyorum ve Allah'a karşı sorumluluk hissediyorum. O
yüzden yazacağım. Şimdiye kadar erkeklerin sadece örtülü kadınlara
dil uzatıp, iğneyi hiç kendilerine batırmayan nefsani tavırlarından
ötürü dilimi ısırarak suskun kalmıştım. O paylaşıma denk gelene
dek...
'Tesettür markaları'nın iş
yaptığı, başörtülü kadınlara giyim
önerilerinde bulunan, milyonlarca genç kıza
örnek gösterilen
bir 'türbanlı fenomen' poz
vermiş.
Hiç tanımayan birisinin 'saçları bozulmasın
diye takmıştır' deyip geçeceği bir
bezle başını kapatmış, önden saçları görünüyor.
Açıkta kalan boynuna incecik bir fular kondurmuş,
boynu görünüyor. Makyaj zaten artık
'verili bir gerçek'...
Herkes istediği gibi giyinmekte özgür, sen de özgürsün. Ancak
tesettür giyim olarak örnek gösteriliyor ve hatta ekmek paranı
bundan çıkarıyorsan, toplum önüne de bu kimlikle sunuluyorsan bunun
sorumluluğu vardır.
Dolayısıyla bizim de sorumluluğumuz vardır.
Seni görünce ne düşündüm biliyor musun? Lisans ve
yüksek lisans yıllarında okul güvenlik
görevlileriyle ya kavga eden ya da arkadaşlarının
yardımıyla itfaiye çıkışından girmek
dahil her yolu deneyerek
içeri 'sızıp' dersliğin kapısına
dek gizlenerek ulaşan, on yıl boyunca okul
dışındaki yerlerde bile güvenlik görevlisi
gördüğünde çarpıntısı tutan birisi olarak ne
düşündüm?
Bizim güvenlik görevlileri seni tanısaydı çok
severdi dedim. Çünkü
onların okula girmesine müsaade
ettiği 'türbanlı kadın' modeli
sendin. Senin önünde hiçbiridurmaz, belki başörtülü
olduğuna ihtimal bile vermez ve biz
dışarıda basın açıklaması, oturma
eylemi diye uğraşırken
istediğin gibi geçip
giderdin. Bölümü birincilikle değil,
ikincilikle bitirmesine yol açsa da not kaybetme
endişesini Allah'amahcup olmanın önüne
geçirmeyen, depresyona girip ilaç tedavisine
başlayan,ailesiyle kavga ederek okulu bırakan,
saçını kazıtarak veya köküne kadar kestirerek
okula giren bizlerin hikâyelerini hatırladım.
İncindim. Ama bundan da ötesi
endişelendim.
Endişelendim çünkü biz kadınlar isterse başını örtüp
okuyabilsin, çalışabilsin, mecliste bizi temsil edebilsin diye bu
mücadeleyi on yıllar boyunca verdik. Ve sadece beş yıl önce kalkan
başörtüsü yasağından sonra karşıma çıkan bu manzara karşısında on
yıl sonrasını
öngöremedim. Başörtüsü yasakları
kalktı diye sevinirken, başörtüsünü kendiliğinden
kaldıran, iptal eden bir vasata mı
ulaşacaktık?
"Olmasaydı sonumuz böyle" deyip geçemedim.
Baş döndürücü bir hızla gerçekleşenyaygın bir
dönüşümün sadece bir semptomu
olduğunu ve tek örneğin
sen olmadığını bildiğim için de
endişelendim.
Seni incitmek değil amacım. O yüzden ismini ve çalıştığın
markaları zikretmedim.
Ancak istesen de istemesen de yaptığın iş itibariyle Allah'a
ve topluma borçlusun.
Mademki başörtülü kadınlara
örnek gösteriliyorsun, örnek
davranmadığın düşünülürse de eleştiriye tabi
olacaksın.
Bunlar da insanı büyütür, bunları da aşmayı öğrenirsin.
Eminim başörtüsünden vazgeçersen de 'özgürleşmiş' bir kadın olarak
sana kapılarını açacak daha fazla marka bulursun. Zor olan bu
değil. Zor olan, sorumluluğu
kaldırmaya gönüllü olmak ya da hakka girmemek
adına bu ateşten gömleği
sırtlanmamaktır.
Bil ki o kıyafetli resmini paylaşmamış olsaydın ve seni yolda
görmüş olsaydım, bu satırlar yazılmayacaktı. Ancak bunu
temsilinin, temsil ettiğin değerin bir
parçasıolarak topluma yansıtıyorsan; bil ki o
değer, tanıttığın markaların etiketindeyazandan çok daha fazlasıdır
ve ihtimam ister, yürek ister,
sorumluluk ister. Vesselam...