Hepsi birer Yakup Murat
Beni ilgilendirmeyen konuda görüş bildirmek ise, kasaptaki ete soğan doğramak gibi bir şey…
Tarla farelerinin dişileri de
erkekleri de önüne gelen fareyle cinsel ilişkiye girer…
Ama...
Tarla farelerinin bir cinsi var ki tek eşli…
Ömrü billah sadece birbirleriyle yaşarlar cinsel ilişkiyi…
*
Genetik bilimi “tek eşlilik” genini buldu…
Ve…
Önüne gelenle yatan farelere bu geni aşıladı…
Çok eşli tarla farelerinin hepsi birer Yakup Murat’a dönüştü…
*
Şimdi tartışılan şu:
Tek eşlilik geni, insanın tarla faresi cinsine de aşılanmalı
mı?..
Aşılanmamalı mı?..
*
Doğuştan “tek eşli tarla faresi türü” olduğum için beni
ilgilendirmiyor.
Beni ilgilendirmeyen konuda görüş bildirmek ise, kasaptaki ete
soğan doğramak gibi bir şey…
ÜNLÜYE
BAK ÜNLÜYE…
Hürriyet webde manşetten yayımlanan
haberin başlığı aynen şöyle:
“Ünlü isim de uygulamaya takıldı”…
*
Peki “ünlü isim” kim?..
Kim olacak?..
Vıcık vıcık evlendirme, boşandırma programlarından birinin
“kurgulanmış” katılımcılarından biri…
*
Vay anasını ya…
Yirmiye yakın kitabım yayımlandı…
Meslektaşlarımdan biri bile adımın önüne “ünlü yazar” diye ekleyip
de beni haber yapmadı…
*
Efendiler…
İlk vıcık programlardan birine katılıp ben de kendime “karı”
arayacağım…
VERMEYİN
KARDEŞİM…
Bir kovboy bardan içeri
girdi…
İki bacağını yanlara açıp sıkıca yere bastı…
Sağ eli tabancasının kabzasına yakın ve açık duruyordu.
“İki kere iki kaç eder?” diye sordu…
İri yarı bir adam ayağa kalktı…
“Dört” diye bağırdı…
Kovboy silahını çıkarıp ateş etti…
“Dört” diyerek soruyu cevaplayan adam alnından vurularak yere
devrildi…
Kovboy, silahın ucundan çıkan dumanı üflerken:
“Çok şey biliyordu” diye mırıldanarak salondan dışarı çıktı…
*
Ey gazeteci milleti…
Hem kovulmaktan korkuyorsunuz…
Ama hem de…
Her soruya cevap veriyorsunuz…
Vermeyin kardeşim…
Vermeyin…
GENEL
BAŞKANLIKTA NE İŞİ VAR?..
2019 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’nin cumhurbaşkanı adayı
Kemal Kılıçdaroğlu olacak…
*
Çünkü…
Ve eğer…
Cumhurbaşkanlığına aday olmayacaksa…
Genel başkanlıkta ne işi var?..
TAHAMMÜLLÜ OLANLAR GELSİN…
Demokratik bir ülkede siyaset
yapacaksanız…
Demokratik bir ülkede siyasal iktidara talip olacaksanız…
Demokratik bir ülkede muhalefet görevini yüklenecekseniz…
Yapılan eleştirilere hatta galiz hakaret ve küfürlere tahammül
edeceksiniz…
*
“Tahammül edemem hadlerini bildiririm” diyorsanız…
Gölge bari etmeyin…
Tahammüllü olanlar gelsin…
ACABA
DEDİM…
Dostoyevski, “her şey üstünüze
üstünüze geliyorsa eğer, düşünün; belki de siz ters yöne
gidiyorsunuz” demişti.
*
“Acaba” diyorum…
Suriye konusunda üstümüze üstümüze gelinmesinin sebebi tam da bu
olabilir mi?..
*
Yok canım…
Muhalefet yapmıyorum…
“Acaba” dedim görmediniz mi?..
ZERRECE DEĞER VERMİYORUZ…
E yalan mı yani?..
Kolaycacık her şeye inanan bir millet değil miyiz?..
Hatta…
“Piramitleri Mısırlılar değil uzaylılar yaptı” palavrasını
sıktığında Erich Von Daniken’e en hızlı biz inanmadık mı?..
*
Neden?..
Çünkü milletçe halen “organizasyon” isimli gerçek mucizenin pek çok
şeye kadir olduğunu bilmiyoruz…
Bilmediğimiz içindir ki organizasyona zerrece değer
vermiyoruz…