Hayal et bakalım Ahmet...
Atatürk kanunlarla korunduğu halde böylesine iftira ve hakarete uğruyorsa… Ya da bir de korunmasaydı acep ne olurdu hiç düşündün mü?..
Ahmet Kekeç, Atatürk’e, manevi kızı Afet
İnan’a ve annesi Zübeyde
Hanımefendi’ye hakaret ve küfür edip iftira atanları önce kınıyor…
Sonra da “ama” deyip savunmaya geçiyor…
Ve diyor ki:
*
“… o kişinin (Atatürk) özel kanunla korunması da o kadar
yanlıştır.”
*
Sevgili Ahmet…
Atatürk kanunlarla korunduğu halde
böylesine iftira ve hakarete uğruyorsa…
Ya da bir de korunmasaydı acep ne olurdu hiç düşündün
mü?..
*
Sayın Cumhurbaşkanımızı kanunlar korumasa…
Medyada neler yazılırdı meselâ…
Neler konuşulur?..
Neler çizilirdi…
*
Brrrrr…
Düşünmek bile ürkütüyor insanı…
*
İyi ki Atatürk’ü koruma kanunu var…
İyi ki cumhurbaşkanını koruma kanunu var…
BARLAS HİÇ
DEĞİŞMEMİŞ...
Ertuğrul Özkök bugünkü köşesinde, İstanbul Belediye eski Başkanı
Ahmet İsvan’ın hatıralarından öğrendiği bir diyalogu
paylaşıyor okurlarıyla.
Kısaca hatırlatayım.
*
İsmet İnönü ana muhalefet partisi genel
başkanı...
İstanbul’a geldiğinde, dönemin
CHP İstanbul İl Başkanı
Ahmet İsvan’dan bir haberi soruşturmasını
istiyor.
İsvan da o günlerde Cumhuriyet gazetesinin dış haberler şefi
olan Mehmet Barlas’ı arayıp, “Paşanın ricası” diyerek bunu
soruyor.
Barlas’ın cevabı aynen
şöyle:
“Paşamızın ricası olmaz, emri olur. Doğru
konuş...”
*
Ey, Mehmet Barlas için "çok değişti çoook... "
diyen münafıklar...
Gördünüz
işte...
Barlas hiç değişmemiş...
İYİ Kİ ACIMAMIŞIZ, İYİ
Kİ…
Sayın Cumhurbaşkanı geçenlerde çok ders verici bir atasözü
kullandı…
“Acıma acınacak hale
düşersin…”
*
Düşündüm de…
Ya biz de 3.5 milyon Suriyeli mülteciye acısaydık?..
*
İyi ki acımamışız, iyi ki…
O YAZIYORMUŞ
MEĞER…
Devlet Bahçeli’nin tivitlerini gerçekten de kendisinin yazıp
yazmadığını merak ettim…
Çok yakın çalışma arkadaşlarından birine
sordum.
“Sayın Genel Başkanımız çok yoğun olduğu için tivitlerini Metin
Özkan yazıyor” cevabını
aldım…
*
Daha da ilginci…
Bahçeli, Metin'in attığı tivitleri okumuyormuş
bile…
Dostum görmedi ama gülümseyerek:
“belli oluyor” dedim telefonda…
CEM, AHMET’E ‘ASLAN’ DESEYDİ
EĞER…
Cem Küçük Ahmet Hakan’a “fino” demiş.
Ahmet de:
“Bana köpek diyerek hakaret
etti” iddiasıyla Cem’i RTÜK'e şikâyet etmiş.
*
Merak
ediyorum...
Cem “aslan” deseydi eğer…
Ahmet yine şikâyet eder miydi?..
KİMİNLE
ÇALIŞIYORUM…
Üç tür gazeteci var:
- Medya patronlarıyla
çalışanlar…
- Medya patronlarına çalışanlar...
- Siyasetçiye, iş adamına veya bir büyük kulüp başkanına
çalışanlar…
*
Ben mi?..
Tabii ki başarılı bir medya patronuyla
çalışanlardanım…
TERCÜME EDİYORUM…
Şansal Büyüka’nın haberine
göre:
Galatasaray Başkanı Özbek futbolculara diyor
ki:
“Çok hoca değiştirdik diyorsunuz da, Hamza
kötü, Mustafa Hoca kötü, Riekerink ‘ehh işte’, Igor Tudor kötü,
sizin hiç mi kabahatiniz yok?”…
*
Tercüme
ediyorum:
“Biz
hocalarımızı futbolcular istediği için kovduk…”.
*
Tercümenin
tercümesi…
“Galatasaray’ı biz değil futbolcular
yönetiyor…”
*
Belli arkadaş
belli…
Ligdeki yerinizden
belli…