Haşmet Babaoğlu'ndan o muhafazakar yazarlara tepki: Yazıklar olsun
Sabah gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu, Kılıçdaroğlu'nun "Adalet Yürüşüne" destek veren muhafazakar yazarlara sert çıktı. Babaoğlu "Beyaz medya onları azıcık sevsin diye nasıl çırpınıyorlar" dedi.
Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu, CHP'nin "adalet yürüyüşü" ile ilgili olarak "Bir de Kılıçdaroğlu'na demokrasi ve merhamet havarisi edasıyla destek çıkan muhafazakâr yazar çizer takımı var. Hele o 'şefkat perileri' yok mu! Beyaz medya onları azıcık sevsin diye nasıl çırpınıyorlar. Eh, haliyle onlara baktıkça üzülüyorum" görüşünü dile getirdi. Babaoğlu, sözlerinin devamında "Yazıklar olsun" ifadesini kullandı.
Haşmet Babaoğlu isim vermedi ama; Elif Çakır, Nihal
Bengisu Karaca ve Ahmet Taşgetiren gibi muhafazakar
camianın bazı yazarları Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşüne gösterilen
tepkileri eleştirmişti.
Babaoğlu daha önce de Twitter'dan Ahmet Taşgetiren için
"Fetö'yü kurtarmak için bin dereden
'taş' getirenin yazısını okuyunca... insanın içini feci bir bulantı
kaplıyor" demişti.
İŞTE HAŞMET BABAOĞLU'NUN O YAZISI
Şaşırmıyorum.
Ama üzülüyorum.
Bir de gerginliği var tabii; insanı hasta eden gerginliği...
15 Temmuz'u yapay gündemlerle perdeleme zokasını asla
yutmaması gerekenlerinafiyetle mideye indirdiğini
görüp de dertlenmemek mümkün mü?
Darbe kalkışmasına dair çarpıtmalara asla destek vermemesi gereken
kesimlerin ileri gelenlerinin "cemaat abileri"nden farksız
davranmaya başlamasını öfkeye kapılmadan izlemek imkânsız.
Yoksa esas mesele Kılıçdaroğlu'nun adalet şovu falan değil!
Zaten daha 2 Eylül 2016'da...
Yani ortalıkta henüz "Yenikapı ruhu" hâkimken bu köşede şöyle
yazmışım...
"Yenikapı'da havaya girdiklerine bakmayın!
Bunlar kendilerini kaset komplosuyla partinin
başına getirenlerden korkarlar.
O yüzden de...
İlk uyarıda...
Çark ediverirler.
Yine 'küreselci' efendilerinin yoluna girip yeni emir
ve görüşleri beklemeye başlarlar." Nitekim, yazdığım gibi
oldu.
Bir yıldır işler o çerçevede ilerliyor.
***
Fakat bir de Kılıçdaroğlu'na demokrasi ve merhamet havarisi
edasıyla destek çıkan muhafazakâr yazar çizer
takımı var...
Hele o "şefkat perileri" yok mu!
Beyaz medya onları azıcık sevsin diye nasıl çırpınıyorlar.
Eh, haliyle onlara baktıkça üzülüyorum.
Bu kadar mı çürünür!
Sormak istiyorum...
"Adalet arayışı"nı ciddiye almamızı istediğiniz ve okurlarınızı da
kaçırmadan alttan alta sevimli göstermeye çalıştığınız adam...
Çoktandır, 15 Temmuz'dan değil, "20 Temmuz darbesi" diye bir şeyden
söz ediyor.
Yürüyüşe çıkmadan önce yaptığı konuşmada da "kontrollü darbe" deyip
durdu.
Sizin bunları görmemeniz, işitmemeniz mümkün mü?
Hiç utanıp sıkılmadan Kılıçdaroğlu'na meşruiyet ortamı
oluşturmaya çalışıyorsunuz ya...
Yazıklar olsun!
***
15 Temmuz'un üzerinden bir yıl geçti.
O günün anlamını...
Bağrımızda dindirdiğimiz acısını...
Milletin o günkü tarihi şahlanışını...
Bugün tartışılamaz bir hakikat kılamadığımıza ne
kadar üzülsek, yetmez.
Öyle bir noktaya gelmeliydik ki..
Muhalefeti, iktidarı artık ne söyleyecek ve yapacaksa 15 Temmuz'u
tartışmaya sokmadan yapıp söylemeliydi.
Ama şu halimize bakın!
Lamı cimi yok!
Bu durum bir yandan siyasetiyle, medyasıyla ne kadar "gevşek"
davranıldığını gösterirken, bir yandan da FETÖ'nün operasyonel
gücünün hâlâ sürdüğünü ortaya koyuyor.