Hasan Cemal'den Çetin Altan güzellemesi
Gazeteci ve yazar Çetin Altan'ın 70 yıllık yazı serüveninin derlendiği "Enseyi Karartmayalım" isimli kitabı köşesine taşıyan usta gazeteci Hasan Cemal, Çetin Altan'a bir güzelleme kaleme aldı.
Gazeteci ve yazar Çetin
Altan'ın 70 yıllık yazı serüveninin derlendiği "Enseyi
Karartmayalım" isimli kitabı köşesine taşıyan usta gazeteci Hasan
Cemal, Çetin Altan'a bir güzelleme kaleme aldı.
Lise yıllarında okumaya başladığı Çetin Altan'dan beslendiğini; solculuğu, devrimciliği "kahramanım" dediği Çetin Altan, İlhan Selçuk ve Doğan Avcıoğlu'ndan öğrendiğini; 12 Mart öncesinde değişmeye başlayan Çetin Altan'a kızdığını ama kendisinin de yıllar içinde doğruları sorgulamaya başladığını, değiştiğini, tüm bu süreçte Çetin Altan'ın hep bir deniz feneri gibi yolunu aydınlattığını yazan Hasan Cemal, 87 yaşındaki Çetin Altan'a "Senden çok şey öğrendim, öğrenmeye de devam ediyorum. Sen bugün de benim kahramanımsın. İyi ki varsın" diye yazdı.
İşte o yazıdan çarpıcı
bölümler:
Sevgili Çetin Abi;
Ben 70 yaşındayım.
Sen 70 yıldır
yazıyorsun.
Tam 70 yıl...
Lise yıllarında seni okumaya
başladım.
Hayata dair, Türkiye ve dünyanın
hallerine dair neredeyse her şeyi senin köşe yazılarından anlamaya,
öğrenmeye çalışırdım.
Köşe yazılarını okur,
tartışırdım.
Tartışmalarım senin yazılarından
beslenirdi.
Doğrular sayende benim
tekelimdeydi.
Ama benim neslim
böyleydi.
Burnumuzdan kıl
aldırmazdık.
‘Solcu’yduk, ‘devrimci’ydik ve
kendi çılgın hayallerimize göre değiştirecektik dünyayı ve
Türkiye’yi...
Akşam, Milliyet, Yön elimizden hiç düşmezdi.
Solculuk nedir, toplumculuk nedir, sosyalistlik nedir gazete köşelerinden öğrenmeye
çalışırdık.
Senden, İlhan Abi’den, Doğan Bey’den, İlhami Abi’den...
Hepiniz benim
kahramanlarımdınız.
(...)
Sevgili Çetin
Abi;
Herhalde unutmadın.
1971’de 12 Mart darbesi çok fena vurdu.
Sen dahil bütün
kahramanlarım, devrimci
gençler hapishanelerden,
işkencehanelerden, idam sehpalarından geçtiniz.
Çok zor yıllardı.
Ben de bu ‘yenilgi’yle birlikte kendi kendimi, klişelerimi
sorgulamaya başladım.
‘Devlet’i sorgulamaya koyuldum.
Tutsak aklımın nasıl özgür kılınacağı konusuna kafa yormaya
yöneldim.
Beynimi sloganların emrinden
kurtarmak ama nasıl, sorusu kafamı burgaç gibi oyuyordu.
Hayatta bağımsız ve eleştirel düşünmeye geçişin demokrasiyle ilintisini
orasından burasından anlamaya gayret ediyordum.
Artık hayatta geçmiş muhasebesi peşimi hiç bırakmayacaktı.
Sevgili Çetin
Abi;
Bu sancılı süreçte senin payın,
daha doğrusu senin kavgan, bağımsız tavırların, dokunulmaz sanılana
cesurca dokunabilmen, bazı tabularla didişmen, ifade özgürlüğü
bayrağını dik tutman benim için deniz feneri olmuş, önümü aydınlatmıştı.
(...)
Aslan Çetin Abi;
87 yaşındasın.
70 yıldır yazmaya devam
ediyorsun.
Ve diyorsun ki:
“Mutluluğun tılsımı, sevdiğin işte doya doya
çalışmak ve sevdiğinle doya doya sevişmektir çünkü...”
Senden çok şey öğrendim, öğrenmeye
de devam ediyorum.
Sen bugün de benim
kahramanımsın.
İyi ki varsın.
Enseyi karartmayalım!