Gülerce o konuşmayı anlattı: Gülen bana itiraf etti

Gülerce, "Gülen, Erdoğan'ı okuyamadığını, kendisi bana Amerika'ya son gittiğim Aralık 2012 tarihinde itiraf etti" dedi.

Fetullah Gülen'e en yakın isimlerden biri olan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı eski Başkanı Hüseyin Gülerce Akit'e konuştu. Gülerce, "Gülen, Erdoğan'ı okuyamadığını, kendisi bana Amerika'ya son gittiğim Aralık 2012 tarihinde itiraf etti" dedi.

GÜLEN, CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'I OKUYAMADI

- Başta Fetullah Gülen ve avukatları olmak üzere Ekrem Dumanlı dahil paralel yapının hedefinde olmanızın nedeni nedir?

Fetullah Gülen'i en çok şaşırtan ve kendisinin okuyamadığı iki kişi var. Gülen; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı ve beni okuyamamıştır. Erdoğan'ı okuyamadığını kendisi bana Amerika'ya son gittiğim Aralık 2012 tarihinde itiraf etti. Tabi kendi hata yaptığını kabul etmediği için bana bunu 'Arkadaşlar Erdoğan'ı okuyamadılar' şeklinde ifade etti. Diğer taraftan da aynı şekilde, Gülen beni de okuyamadı. Çünkü beni samimi buluyor ve hizmet içerisinde beni eleştirenlere karşılık her defasında 'Hüseyin Bey samimi bir insan' şeklinde karşılık veriyordu.

SAMİMİYETİMİ ÇOK TEST ETTİ..

-Peki Gülen'in size güvenmesinin nedeni nedir?


Gençliğimde Mücadele Birliği mensubu olmama rağmen Zaman Gazetesi genel müdürlüğüne ve yayın müdürlüğüne gelen tek kişi olmama, yani onun yetiştirdiği insanlara göre dışarıdan olmama rağmen, 5 yıl boyunca Zaman Gazetesi genel müdürlüğünde bulundum. Zaman Gazetesi'nin yılda iki kez düzenlediği tiraj kampanyalarında 8-10 vilayette konferansa giden gazetenin tek yazarıydım. Fedakârlığımı biliyordu. Yaşadığımız pek çok olayda samimiyetimi test etti.

GÜLEN'İ SEÇİLMİŞ BİR KİŞİ OLARAK GÖRÜYORLAR

-Sizin paralel yapı grubundan ayrılmanız tabanda nasıl bir yankıya neden oldu?


Zaman Gazetesi yazarlığından beri hizmette ağabey olarak bilinenlerden, alt tabakadaki insanlara en fazla konferans veren, sohbet eden bir insan olarak 25 Aralık'tan sonra paralel yapıya karşı tavır koyunca bu durum çok geniş bir insan kitlesinin zihninde soru işareti oluşturuyor. Bir kopmaya sebep olmasa da bir ağabey ve samimi biri olarak gördükleri kişinin böyle bir tavır koymasını anlamlandıramıyorlar. Bu soru işaretini aşamamalarının sebebi; hala Fetullah Gülen'i seçilmiş bir kişi olarak görmeleridir.

GÜLEN'E YÖNELTTİĞİM ELEŞTİRİLER TABANDA CİDDİ BİR TESİR YAPIYOR

-Fethullah Gülen sizden neden rahatsız?


Benim samimiyetimi bildikleri için Fethullah Gülen'e yönelttiğim eleştiriler ve paralel yapıya karşı durmam, tabanda ciddi bir tesir yapıyor. Bu nedenle Fethullah Gülen çok rahatsız benden. Hürriyet Gazetesi'ne verdiğim röportajdan sonra bana bir sohbetinde ilk defa, "ahmak" ve "münafık" dedi. Yeni Şafak Gazetesi'ne verdiğim röportajdan sonra da avukatları vasıtasıyla ihanet içerisinde olduğumu söyleyerek hainliğimi ilan etti. Bunlardan dolayı Gülen'in avukatlarından ve bunu haber yapan Zaman Gazetesi'nden şikâyetçi oldum.

Dediğim gibi Gülen beni okuyamadı, çünkü Hüseyin Bey'e ne dersem yapar diye düşündü.

LEGAL ZEMİNDE BEN ÇOK ÖNEMLİ BİR AKTÖR OLDUM

-Gerçekten ne deseydi yapar mıydınız? Bunu biraz açar mısınız?


Şöyle ki; bu yapıya çok güzel bir isim buldular; legal görünümlü illegal yapı. Legal yapı ambalajı mükemmel bir yapıdır. Legal yapıda gazeteler ve televizyonlar var. Mesela televizyonlardan Mehtap TV'de çok farklı insanlara, liberallere programlar yaptırılıyor. Bünyesinde Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı var. Bunun diyalog toplantıları var. Bu toplantılardan Abant toplantıları var. Kolejler, dershaneler, yurtlar var. En önemlisi Türkçe Olimpiyatları var. Yani legal faaliyet alanında mükemmel bir ambalaj var. Türkiye'de hiç kimsenin yapmadığı farklı görüş ve düşüncedeki aydınları ilk defa Abant'ta topluyorsunuz ve Türkiye'nin en temel meselelerine çözüm getirmeye çalışıyorsunuz. İşte bu legal zeminde ben çok önemli bir aktör oldum. Bu legal faaliyetleri en çok yapanlar, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Zaman Gazetesi ve Samanyolu'dur. Ben, Zaman Gazetesi'nin yöneticisi ve 1989'dan beri yazarıyım. Samanyolu Televizyonu'nda da 1990'dan itibaren program yapıyorum. Bunun yanında Gazeteci ve Yazarlar Vakfı'nın kurulduğu günden beri mütevelli heyet başkanıyım.

GÜLEN'İN BENİMLE İLGİLİ DÜNYASI YIKILDI

-Sizi illegal faaliyetlerin içine mi çekmeye çalıştılar?


Yeni safha olan illegal faaliyetlerin içerisine beni de çekmek istediler. Benim illegal faaliyetlerinde de onlarla birlikte olacağımı düşündüler, ama yanıldılar. İşte beni Fetullah Gülen'in yanlış okuduğu yer burasıdır. Yani legal zeminde kendilerinin her arzusunu samimiyetle yapan Hüseyin Gülerce'nin, yeni rayda da, yani hükümete savaş açıldığında da kendileriyle birlikte olacağını düşündüler. İllegal kısımda, 'Hüseyin Bey bizimle hükümete de karşı durur' diye düşünen Fetullah Gülen'in istediğini yapmadığım için benimle ilgili dünyası yıkıldı. Beni hain kabul ettikleri nokta budur.

İKTİDARA SAVAŞ AÇMASI SAĞLIKLI BİR RUH HALİ DEĞİL


"Kendi gücünü bilen bir paralel yapı, normalde yani aklı başında olsa hükümete savaş açamaz, devleti ele geçirmeye çalışamaz. İster başkalarının projelerinin bir parçası olsun, isterse sadece kendi kararlarıyla yapmış olsun, kanaatimce Gülen'in tıbben sağlıklı davrandığı söylenemez. Normal, sağlıklı bir ruh hali değil bu... Bir dini cemaat hükümete savaş açar mı?

-Sizin anlattıklarınızdan yola çıkarak Fethullah Gülen'in Pensilvanya'da bir odada inzivada olduğu söyleniyor. Ama bakıyoruz; devamlı talimatlar veriyor ve olaylara müdahil oluyor. Sizce nasıl oluyor bu?

Dünyadaki algı operasyonlarının en önde gelen ismi, üstad-ı azamı bana göre Fethullah Gülen'dir. Bu insan, bir teşkilatlanma /organizasyon dehası. Legal işler kapsamında Abant Toplantıları'nı düşünmüş, uygulamış. Yine şimdi anlıyoruz ki, Türkçe Olimpiyatları, Türkiye içeride sıkışınca dışarıdan destek almak için düşünülmüş. Ama anlatılırken Türkiye'yi dünyada tanıtmak, değerlerimizi sergilemek denmiştir.

Toplumdan böyle destek alınmıştır. Yakın zamanda ABD'de, Dışişleri Bakanı John Kerry'ye iletilmek üzere Amerikan Temsilciler Meclisi üyeleri ve senatörlerden yüz tanesinden seksen tanesi, Türkiye'yi şikâyet eden bir mektuba imza attılar. Bu imzaları ise ABD'deki Türk Okullarının idarecileri, öğretmenleri ve dernekleri topladı.