Gözün doysun Akın İpek!..
Ama biraz da "gözün doysun!"... Çünkü... Bir atasözümüz, "Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz" der...
Sayın ve de pek muhterem Akın İpek kardeşim;
Şansın açık olsun (zaten pek açık)...
Kasan parayla dolsun (zaten doluyor)...
Ama biraz da "gözün doysun!"...
Çünkü...
Bir atasözümüz, "Gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz" der...
Neden mi bu giriş?..
Anlatacağım;
Sana "tarafsız ol" dediğim yok sevgili Akın İpek, olmaz da...
Ama...
"Samimi" ol be arkadaş...
Ekibinin "yalan haber" yaparak hergün şehit veren TSK'yı çamurla bulamasına izin verme...
Sen işadamısın...
"Taraf" ol, "taraftar" olma...
Siyasal iktidarın "yanında ol" ama "yandaşı" olma...
Ve unutma...
Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner...
Bugün iktidarda olan siyasetçiler yarın muhalefete düşeceklerdir...
Kısa vadede olmasa da mutlaka düşeceklerdir...
Ya da "yok" olup gideceklerdir...
Ama sen (senden sonra ailen) ve TSK hep var olacaksınız...
Daha doğrusu TSK varsa sen de var olacaksın...
Ve elbette hepimiz var olacağız...
Ve bir de...
Bir zamanlar ülkenin başbakanını neredeyse donla karşılayacak kadar kadar pervasız olan duayeniniz Aydın (Doğan) ağabeyinin durumunu örnek al...
Yarın bir gün, bir başka siyasal iktidarın bir başka Tayyip Erdoğan'ı çıkar da bugünleri unutmayıp maliye bakanını üstüne salabilir...
Bu şekilde devam edersen salacaktır da...
Sakın ha "Olmaz öyle şey!" deme...
Aydın ağabeyin de "olmaz öyle şey" diyordu ama bak şimdi ne halde...
Dinç Bilgin ağabeyin de "Olmaz öyle şey" diyordu ama şimdi Atinalı Timon'dan beter!...
Mehmet Emin Karamehmet ve Erol Aksoy ağabeylerine birileri en parlak ve siyasal iktidarla can ciğer kuzu sarması oldukları o günlerde, benim şu sana yaptığım uyarıları yapsaydı ne olurdu hiç düşündün mü?..
Ben söyleyeyim: "Git işine rüya görme" derlerdi ama ikisi de iktidar değiştikten sonra bankalarını ve itibarlarını kaybettiler...
Beri bak Akın kardeş;
Hangimiz inanmadık ki sana ait Bugün Gazetesi'nin haberine?..
Hatta haberi görmezden gelenlere "Çaktık!" bile...
Olaylara sadece TSK gözlüğüyle baktıklarını iddia ettik...
Gerçi habere yeni gelin saldırganlığı ile sarılan ve "Bakın işte gördünüz!.. Ordu, PKK ile ortak çalışıyor" diyenlere de "itidal" tavsiye ettik ama itiraf edeyim ki ben Bugün'ün haberine inanmıştım...
Bir: Arkasında sen vardın, "kör gözüm parmağına" habere izin vermezdin...
İki: Haber çok mukni idi...
Üç: TSK bir türlü tatmin edici açıklama yapamıyor, top çeviriyordu...
Ve dört: Ben de insanım nihayet...
Ve de önyargısızım...
Haliyle haberinin doğruluğunda ısrar eden ve konuşma kasetlerini kanıt olarak sunan, hatta görevlilerin adlarını bile veren senin Bugün'üne inandım...
Açıklama yapmaktan kaçınan Genelkurmay'ı ise eleştirdim...
Ancak sevgili Akın İpek;
İlk kar suyu, Balyoz operasyonuyla ilgili soruşturma dosyasının kabulünde kaçmıştı kulağıma...
"Acaba?" demiştim... "Acaba, terfisi gelen generallerin önü şerhlerle kesilemeyince bu çirkin yol mu tercih edildi?.."
Daha sonra hükümete muhalif medyada bile kendine yer bulamayan bir haber iyice açtı gözlerimi...
11 ay sonra gelen Tahliye!..
Hangi haber mi sevgili kardeşim?..
O halde oku...
Muammer Karabulut, 23 Ocak 2008 tarihinde
Ergenekon savcılarının talimatıyla
Antalya'da polis tarafından gözaltına alınmış 11
ay tutuklu olarak yargılanmayı beklemişti..
Neden mi tutuklanmıştı?..
Ergenekon
Savcısı, "Lobi çok
gizli-aralık 1999/İstanbul" başlıklı dokümanın ona ait
olduğunu iddia etmişti...
Ne yazık ki 11 ay ne mahkemenin hâkimleri araştırdılar o dokümanın
kime ait olduğunu ne de medya durdu olayın üstünde...
Çünkü...
Karabulut'un medyada "arkası"
yoktu...
Çünkü
Karabulut'un siyasette etkin olan ağabeyleri de
yoktu...
Ama tam 11 ay sonra
görüldü ki; "Lobi çok
gizli-aralık 1999/İstanbul" başlıklı doküman
Karabulut'un değildi..
Yani...
Karabulut hiç yok yere, Ergenekon
savcılarından birinin kişisel tatmini uğruna 11 ay hapis
yatmıştı...
Eşinden, çocuklarından ve işinden ayrı...
11 ay dört duvar arasında beklemişti suçsuz olduğunun
kanıtlanmasını...
"Pardon" der olur biter...
Sevgili
Akın;
İnsanları karalamaktan daha kolay ne var?..
Hele bir de medya sahibiysen; vur elindeki karayı rakibinin ya da
kendi çıkarların için "zararlı" gördüğün kişi ya
da kurumların yüzüne bak rahatına!..
Bak işte nasıl oluyor gördün...
Ergenekon Savcısı, dosyayı iyice incelemeden
suçsuz birinin 11 ay hapis yatmasına ve daha da önemlisi, adının
"terör örgütü Üyesi" olarak
duyurulmasına sebep oldu..
Peki bu ruhsal tacizi için cezalandırılacak mı?..
Yooo...
Neden cezalandırılsın?..
"Pardon" der olur biter...
Nasıl olsa hükümete yakın medya (en başta senin gazete ve
kanalların) olayı görmezden gelir (ki aynen öyle oldu) diğer medya
ise tanımadığı Karabulut için tek satır haber
yapmaz...
Öyle ya...
Karabulut eşcinsel değil...
Balkonda tuttuğunu öpmüyor...
Açıp göstereceği götü memesi de yok...
Yattığı 11 ay hapis yanına kâr(!)
kalır...
Çok akıllı sayılmam ama salak da değilim...
Sevgili Akın kardeş;
Kamuoyunun genelini ve bu arada beni de yanıltan
"Heron
düşürülecekti" haberiniz
Genelkurmay tarafından yalanlandı...
Muammer Karabulut'un yaşadığı yargı vahşetini
öğrendikten sonra Genelkurmay'ın senin
BUGÜN'ü yalanlayan haberini de okuyunca
tüylerim
ürperdi...
Bugün'ün haberi öyle sağlam bir şekilde
yalanlanıyordu ki; Genelkurmay'ın açıklamasına
inanmamak için "salak" olmak
lâzımdı...
Genelkurmay
açıklamanın
bir bölümünde bak ne diyor:
Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, TSK içindeki bazı askeri personelin HERON insansız hava araçlarını düşürmeye çalıştıkları ile ilgili iddialar konusunda, bu konunun basında yer aldığı gibi ne isim, ne rütbe, ne de kimliğini belli edecek hiç bir bilgi olmayan iki belirsiz kişi arasında geçen bir konuşma metni olduğunu belirterek, halen Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın konu üzerindeki delil tespiti işlemleriyle ilgili çalışmasını çok yönlü olarak sürdürdüğünü bildirdi...
Oysa senin gazeten hiç de öyle yazmıyordu...
Konuşanların rütbelerini ve hatta isimlerini bile veriyordu...
Pes be koçum!..
Pes ki pes...
Cem Uzan'ın gazetecileri bile, seninkilerin
yanında "masum" kalırlardı be!..
Onlar "taraftar"dı ama hiç olmazsa "yalan
haber" yaparken pek yakalanmıyorlardı...
Senin de Cem Uzan'ın durumuna düşeceğini söylemek
istemiyorum ve dilemem de...
Ama...
Siyasetçiye sarılan işadamları asma kabağı gibidir be
koçum...
Asma gitti mi kabak paramparça olur...
Gözlerinden öperim...
adnanberkokan@gmail.com
TSK'dan 'Heron düşürülecekti' iddiasına yanıt! |
Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, TSK içindeki bazı askeri personelin HERON insansız hava araçlarını düşürmeye çalıştıkları ile ilgili iddialar konusunda, bu konunun basında yer aldığı gibi ne isim, ne rütbe, ne de kimliğini belli edecek hiç bir bilgi olmayan iki belirsiz kişi arasında geçen bir konuşma metni olduğunu belirterek, halen Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın konu üzerindeki delil tespiti işlemleriyle ilgili çalışmasını çok yönlü olarak sürdürdüğünü bildirdi. BALYOZ SORUŞTURMASI Gürak, Hakkari Çukurca Hantepe’deki terörist saldırı sonrasında saldırı haberini alan Tümen Komutanı ve Tugay Komutanı’nın çatışma çıkan bölgeye helikopterle inmek istediğini, ancak sıcak temas devam ettiği için bunu yapamayarak, her türlü riski göze alarak olay yerindeki personele karadan ulaştıklarını belirterek, "Bu olayda da görüldüğü üzere, yargı sürecinde sanık bile olsalar bazıları tarafından masumiyet karinesi ayaklar altında çiğnenerek suçlu olarak gösterilseler dahi bütün bu şartlar altında bile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bütün personeli görevinin başındadır" |