Fatih Altaylı'dan ifade sonrası dikkat çeken yazı
Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı '12 ByLock’çu vali var' sözleri ile başlayan tartışmada geri adım attı.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, geçtiğimiz günlerde FETÖ
soruşturmalarını yürüten bir savcının ‘Halen görevde olan 12
valilinin Bylock kullanıcısı olduğunu biliyoruz, ama hiçbir şey
yapamayız” dediğini öne sürdü.
Altaylı daha sonra bir başka yazısında ByLock'çu valilere
karşı tepkisizliği eleştirdi ve " Bu savcılarla FETÖ'yle mücadele
olmaz" görüşünü ortaya attı.
Bu iddialar sonrası harekete geçen İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı Fatih Altaylı’yı ifadeye çağırdı. Altaylı’nın
savcılıkta verdiği ifade sonrası söz konusu iddianın gerçeği
yansıtmadığı ortaya çıktı.
Fatih Altaylı ifade vermesinin ardından kaleme aldığı ikinci
yazıda "Üst düzey FETÖ mensuplarının ortaya çıkarılması ve
yargılanmasını sağlamak için oluşturulmuş “özel savcılıklar”
gerçekten çok özverili bir çalışma içindeler" ifadesini
kullandı.
CEM KÜÇÜK: HA ŞÖYLE YOLA GEL
FATİH ALTAYLI
Fatih Altaylı'yı dün Twitter'dan topa tutan Habertürk
yorumcusu Cem Küçük de bu durumu "Devlet olgusundan
zılgıtı yiyince Van kuzusu oluverdin.Ha şöyle yola gel Fatih
Altaylı. Dün "Bu savcılarla mücadele olmaz" diyordu.Bugün
savcılarımıza yalakalık yapıyor. İşte Fatih Altaylı bu.Yozgat
kuzusundan Sonra bir de Van kuzumuz oldu. Aferin Altaylı
Aferin" diyerek ortaya koydu.
FATİH ALTAYLI: SAVCILARA
DESTEK GEREK
İşte Altaylı'nın "Savcılara destek gerek"
yazısı:
“Savcılığa gidip ifade verdim” diye yazdım ya dün.
Bilgileri vermekten izlenimlerimi anlatmaya fırsat olmadı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Önder Yaman’ın davetiyle Şehit
Cumhuriyet Savcısı Mehmet S. Kiraz Yerleşkesi’ne gittiğimde
geleceğimi kapıya haber vermişlerdi.
Hemen başsavcının makamına yönlendirildim.
Odaya girdiğimde biraz şaşırdığımı itiraf etmeliyim.
Genç, güler yüzlü bir savcıyla karşı karşıyaydım.
Hemen, “Niyetli değilseniz bir şey ikram edelim” dedi.
Teşekkür ettim.
Başsavcıvekili Yaman, geçmiş yıllarda sık sık ifade vermeye
gittiğim ve FETÖ’cü oldukları sonradan ortaya çıkan “nobran”
savcılara hiç benzemiyordu.
Önce uzun uzun yaptıkları mücadele hakkında bilgi verdi.
ADALET
SAVAŞÇISI
Bunu övünerek, böbürlenerek değil görevini yapan bir “adalet
savaşçısı” üslubuyla yapması gözümden kaçmadı.
Kararlı görünüyordu.
FETÖ’nün yargı ve bürokrasi ayağıyla mücadeleye kendini adamıştı ve
bunu saklamıyordu.
Gördüklerinden, soruşturma boyunca duyup öğrendiklerinden
şaşkınlığa düştüğü anlaşılıyordu.
Örgütün yapısını çözmüş ve ortaya çıkardıkları yapının bir terör
örgütünün tüm özelliklerine sahip olduğunu görmüştü.
Emin olduğu bir başka şey vardı, savcılar ve hâkimler arasında tam
bir temizlik yapılmıştı ve FETÖ artığı kimse kalmamıştı.
Örgütün yapısı ve bu olayda birlikte çalıştığı ekibin yaptıklarını
anlattıktan sonra, “Yazınızla ilgili bir ifade almamız gerekiyor.
Haber kaynaklarınızı saklamak anayasal hakkınız” dedi.
Açıkçası uzun zamandır bu yetkilerle donatılmış bir savcının bu
denli “zarafetle” konuştuğuna tanık olmamıştım.
Ben de kendisine haberin bana nasıl ulaştığını anlattım.
Daha sonra ifademi yazdırdı ve teşekkür edip uğurladı.
Ben de kendisine teşekkür ettim.
İzlenimim şudur.
ÖZVERİYLE
ÇALIŞIYORLAR
Üst düzey FETÖ mensuplarının ortaya çıkarılması ve yargılanmasını
sağlamak için oluşturulmuş “özel savcılıklar” gerçekten çok
özverili bir çalışma içindeler.
Olayı Türkiye’nin aleyhine sonuçlar doğurabilecek hatalar olmadan
tam hukuk düzeni içinde soruşturmaya ve sonuçlandırmaya
çalışıyorlar.
Ancak bir başka gözlemim daha var.
BU TEMPOYA CAN
DAYANMAZ
Bu savcılarımıza daha fazla destek ve belki daha fazla kadro
lazım.
Adalet Bakanlığı’nın kadroları FETÖ yüzünden neredeyse 3’te bir
oranında azalmışken bunu yapmak kolay değil farkındayım.
Ancak bu tempoya ve bu yoğunluğa can dayanmaz.