Fatih Altaylı kazandı

Gecikmiş adaletin adalet olmadığı gibi araya sıkıştırılıp aceleye getirilmiş adalet de adalet değildir…

Gecikmiş adaletin adalet olmadığı gibi araya sıkıştırılıp aceleye getirilmiş adalet de adalet değildir… 

Kimileriniz “aceleye getirilmiş adalet nasıl olur?” diye sorabilirsiniz… 

Vahşi Batı’yı anlatan kovboy filmlerindeki gibi olur… 

At üstüne elleri bağı olarak oturtulan “şüpheli” yüksek ve kalın dalları olan bir ağacın altına getirilir. 

Orada hemen yargılanır… 

İdama mahkûm olur… 

Ve ceza okunurken birisi atın kıçına tekmeyi vurur… 

Bunun adı “aceleye getirilmiş adalettir”… 

* 

Ve bir de… 

Fatih Altaylı’nın dünkü Habertürkte konjonktürel cezalar sonra çok utandırır” başlığı altında yayımlanan yazısında anlattığı adalet vardır… 

* 

Nasıl mı?.. 

O halde lütfen okuyun….

KONJONKTÜREL CEZALAR SONRA ÇOK UTANDIRIR  

 BEYAZIT Öztürk’ün televizyon programına bağlanarak “Çocuklar ölmesin” demişti Ayşe öğretmen. 

2.5 yıl kadar önce, barış sürecinin bitip PKK’nın yeniden azdığı günlerdi. 

Barış sürecinde söyleseydi herkes alkışlardı Ayşe öğretmeni. Hatta tersini söyleyenler hain olurdu o dönemde. 

Ama Ayşe öğretmen konjonktürü kaçırmıştı. 

“Çocuklar ölmesin demenin konjonktürü mü olur” demeyin. 

Oluyormuş. 

Ayşe öğretmen mahkemeye çıkarıldı. 

1 yıl birkaç ay hapse mahkûm oldu. 

6 ay önce hapse girecekti ama yeni bebeği olmuştu. 

Erteleme istedi. 

Ertelendi 6 ay. 

Şimdi günü gelmiş. 

6 aylık bebeğiyle hapse girecek. 

Ayıp olacak. 

Yazık olacak. 

Ne Ayşe öğretmenin bebeğine, ne başka çocuklara anlatamayacağız bu hapsi. 

Utanacağız çünkü.