Fahrettin Altun: Temiz bilgi ve temiz sosyal medya için çalışıyoruz

İletişim Başkanlığı sosyal medya okuryazarlığına katkı vermek için ‘Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu’ hazırladı. İletişim Başkanı Fahrettin Altun konuya ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Türkiye’de 54 milyon kullanıcısı olan sosyal medya artık her an ‘elimizin altında’. Kimi zaman hayat kurtaran dayanışmasıyla, kimi zaman kavgalarıyla, sahte hesaplarıyla sürekli gündemde.

İletişim Başkanlığı sosyal medya okuryazarlığına katkı vermek için ‘Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu’ hazırladı. İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun bu çalışmayı Hürriyet'e anlattı.

İletişim Başkanlığı olarak neden ‘Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu’nu hazırlama ihtiyacı duydunuz?

Ülkemizde sosyal medya kullanımı dünyadaki kullanıma paralel olarak her geçen gün artıyor. Dünya nüfusunun yüzde 49’u sosyal medya kullanırken, Türkiye’de 54 milyon sosyal medya kullanıcısı bulunuyor. Dünya ortalamasının üzerinde bir kullanıcıya sahibiz. Türkiye gün içerisinde 2 saat 51 dakika sosyal medya kullanımıyla pek çok ülkenin önünde. Dijital dünyayı yakından takip ediyoruz. Dinamik ve sürekli gelişen, genişleyen bir mecrada oluşan ihtiyaçlara cevap vermek için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalışıyoruz. Diğer taraftan, Türkiye’de sosyal medyanın manipülatif kullanımı konusunda ne yazık ki pek çok örneğe şahitlik edebiliyoruz. Terör örgütleri başta olmak üzere Türkiye düşmanları sosyal, siyasal ve ekonomik hayatı hedef alan saldırılarını, yalan haberleri ve kaos amaçlı pek çok içeriği sosyal medya üzerinden servis ederek algı operasyonları yürütüyor. Bunlara dikkat çekmek bu rehberi hazırlama nedenlerimiz arasında ilk sıralarda.


BAŞARILI BİR KULLANICI PROFİLİ

Sosyal medya kullanım kılavuzunda neler var?

Hazırlanan kılavuz sosyal medyanın avantaj ve dezavantajlarına işaret ediyor. Kılavuzda ayrıca başarılı bir kullanıcı profilinin nasıl oluşturulacağına yönelik tavsiyeler de bulunuyor. Öğrenciler, çocuklar, gençler ve ebeveynler için sosyal medya kullanım önerileri ile sosyal medya hesaplarının ve içeriklerinin güvenliğine dair bilgiler de yer alıyor. İletişim Başkanlığı olarak temiz bilgi, temiz sosyal medya ve temiz iletişim için ulusal ve küresel çapta faaliyetler yürütüyoruz.

SİYASETİN DE PARÇASI OLDU

Dijitalleşme ve sosyal medya hayatımızı nasıl değiştirdi?

Teknoloji günümüzde sadece iletişimin değil siyasetin, sosyolojinin, ticaretin, eğitimin, kültür ve sanatın da bir parçası, aracı haline dönüştü. Sosyal medyanın zamanında ve doğru kullanımıyla birçok toplumsal olay ve provokatif unsurların bertaraf edildiğini de gördük. Bunun en önemli örneğini 15 Temmuz darbe teşebbüsünde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yine bir sosyal medya, iletişim aracı üzerinden canlı yayına bağlanarak, vatandaşlarımıza darbeye karşı birlik mesajını iletmesinde gördük.

BÜYÜK BİR ENDÜSTRİ

Sizce sosyal medya mecraları doğru kullanılıyor mu?

Ülkemizde sosyal medya ilk başlarda eğlence, sosyalleşme veya haber alma mecrası olarak kullanılsa da zamanla büyük bir endüstri olduğu anlaşıldı. Daha sonra Türkiye’de yaşanan bazı toplumsal ve siyasal olaylarda sosyal medya ne yazık ki kitleleri harekete geçirmede, provoke etmede kullanıldı. Gezi olaylarında, terörle mücadelede, sınır dışı askeri operasyonlarımızda Türkiye ile uzaktan yakından alakası olmayan görüntüler ülkemizle ilişkilendirilerek algı operasyonları yürütüldü.

YALAN HABERLER DE HIZLA YAYILIYOR

Manipülatif ve provokatif paylaşımların yanı sıra sosyal medya araçları ile toplumsal hassasiyetlere yönelik oluşturulan birlik ve dayanışmanın da sonuçlarını gördük. Bunun yanında üzülerek belirtmek isterim ki sosyal medya mecraları asparagas haberlere aracılık için de kullanılabiliyor. Çoğu zaman eksik, yalan ya da yanlış bilgi barındıran sosyal medya içerikleri hızla yayılabiliyor.

SUÇ MAHALLİNE DÖNÜŞMEMELİ

Kamu otoritesinin bir sorumluluğu da sosyal medyanın bir suç mahalline dönüşmesinin engellenmesi, kişilik haklarının, kamu çıkarının korunmasıdır. Bununla birlikte en büyük sorumluluk bizzat kullanıcıların kendilerine düşmektedir. Bu mecrada kişinin kendisini sorumlu hissederek paylaşımlarını ona göre yapmasında fayda görüyorum. Ayrıca sosyal medya üzerinden siyasal bilinç kazanan bir kitle ne yazık ki bu mecralardan gelen birçok bilgiyi teyit etmeden kullanıyor, siyasal bir tavır ortaya koyuyor. Bu manipülasyonların çoğunun da sahte hesaplarla yapıldığını görüyoruz.

TOPLUMUN TÜMÜNÜ TEMSİL ETMİYOR

Burada ortaya sosyal medyanın Türkiye’de toplumun ne kadarını temsil ettiği sorusu da karşımıza çıkıyor. Teknolojiye erişimi, internet kullanımını tüm vatandaşlar için kolaylaştırsak da sosyal medyada etkin olan kesim, toplumun tümünü temsil etmiyor.

Sosyal medyada algı operasyonlarına karşı ne yapılabilir?

Temiz ve doğru bilgi sunumuna, içerik oluşturulmasına öncülük etmeliyiz. Dijital dünyada da sosyal medyada da hakikatin savunuculuğunu yapmaktan
vazgeçmeyeceğiz. Bu anlamda “Yaşasın Hakikat” çağrımıza ses veren herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.

YAPILAN PAYLAŞIMLAR BİRÇOK HUKUK DALININ KAPSAMINDA

Sosyal medyanın hukuki boyutuyla ilgili nasıl bir çerçeve çizersiniz?

Kullanıcılar sosyal medyadaki paylaşımlarından mesuldür. Paylaşımlar çok farklı türde olunca sosyal medya da bilişim hukuku, medeni hukuk, ceza hukuku, fikri ve sınai haklar hukuku gibi birçok hukuk dalının kapsamına giriyor. Yine de 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’a göre sosyal medyada sorumluluk, içeriği ilk yükleyen ya da paylaşana ait oluyor. Bu yönüyle bir içeriği beğenmeden ya da paylaşmadan önce dikkatli olunması gerekiyor.

DOLANDIRICIYA SAHTEKÂRA DİKKAT

Yine sosyal medya sahtekarlık ve dolandırıcılıklara açık bir ortam da sunabiliyor. Teyit edilmemiş hiçbir bilgiye, ürüne ve kişiye güvenilmemelidir. Bunun son günlerdeki örneği de İletişim Başkanlığı ve CİMER adı kullanılarak kredi kartı aidatlarının iadesinin yapılacağı yönünde dolandırıcılık yöntemiyle karşımıza çıktı. Biz buna karşı da işlemleri hemen gerçekleştirdik ve vatandaşlarımızı böyle bir uygulamanın olmadığı yönünde uyardık. Ayrıca çok fazla sahte hesaplar çıkıyor. İnsanlar sahte hesaplar üzerinden saldırganlaşabiliyor, hakaretler edebiliyor. 

KILAVUZDA NELER VAR

‘Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu’nda sosyal medya okuryazarlığının önemi vurgulanırken, ırkçılık, nefret ve öteki söylemlere de dikkat çekiliyor. ‘Kriz ortamında sosyal medya kullanımı ve dezenformasyonla mücadele’, ‘sosyal medya ve algı yönetimi’, ‘sosyal medya bağımlılığı’ ve ‘sosyal medya hukuku’ da kitabın diğer önemli bölümlerini oluşturuyor. Doğru, sağlıklı ve güvenli bir sosyal medya kullanımına ilişkin önerileri de içeren kitapta, başarılı bir kullanıcı profilinin nasıl oluşturulacağı ile hesap ve veri güvenliğinin nasıl sağlanacağı konularına dair ipuçları yer alıyor.