Fahrettin Altun: Hilafet tartışmaları anlamsız ve beyhude

İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun "Sayın Cumhurbaşkanımızın siyaset tarzı radikalizmi dışlar. Radikalizmin her türüne karşıyız. Ayasofya bağlamında ortaya atılan hilafet tartışmalarını da anlamsız ve beyhude buluyoruz. Bunun Türkiye siyasetinde bir karşılığı da yoktur" dedi.

İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, Akşam gazetesinden Melik Yiğitel'e verdiği röportajda şu açıklamalarda bulundu:

"MARJİNALLER HARİÇ, TOPLUM AYASOFYA KARARINDAN MEMNUN"

Marjinal kesimler dışında toplumun ana gövdesi bu adımdan çok memnun. Bazı kesimlerin tepki vereceği tahmin edilebilirdi. Zira bugüne kadar milletin heyecanlandığı, mutlu olduğu hiçbir işte farklı davranmadılar. Milletin karşısında duruyorlar ve kendilerini gizleme ihtiyacı bile duymuyorlar.

"ATATÜRK'ÜN İSMİNİN ARKASINA SAKLANIYORLAR"

Özellikle ülkemizin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün isminin arkasına sığınarak karşı geliyorlar tüm bu ilerleme ve kalkınma hamlelerine. Atatürk’ün ismini istismar etmeyi politik araç haline getirmiş bir kesim bu.

"MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLERİMİZ KARŞI KARŞIYA GETİRİLMEK İSTENİYOR"

Ayasofya’nın yeniden cami olarak açılması geçmişe değil bugüne ve geleceğe sözümüzün, kararlılığımızın bir ifadesidir. İdeolojik saiklerle milli ve manevi değerlerimizi karşı karşıya getirme çabaları beyhudedir.

"HİLAFET TARTIŞMALARI ANLAMSIZ ve BEYHUDE"

Şunu kimse hatırından çıkarmasın; Sayın Cumhurbaşkanımızın siyaset tarzı radikalizmi dışlar. Radikalizmin her türüne karşıyız. Ayasofya bağlamında ortaya atılan hilafet tartışmalarını da anlamsız ve beyhude buluyoruz. Bunun Türkiye siyasetinde bir karşılığı da yoktur.

HİLAFET ÇAĞRISI SONRASINDA YAŞANAN REJİM TARTIŞMALARI

Ayasofya Camii kararı sonrasında rejim tartışması başlatmaya çalışanlar, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırası üzerinden toplumun bir kesimini kışkırtmak için uğraşıyorlar. Kaybettikleri imtiyazlarını “Cumhuriyet” ya da “Atatürk” kılıfı ile tekrar sağlamak hedefindeler.

"TÜRKİYE'NİN TARİHSEL GERÇEKLİĞİ"

Türkiye’nin farklı din, kültür ve inançtan insanların bir arada huzur içinde yaşayabildiği ender ülkelerden biri olması tarihsel bir gerçektir ve tesadüf değildir. Yıllardır hedef alınan da bizim bu değerimizdir. Dediğim gibi, toplumun tüm kesimleri artık daha uyanıktır. Bu oyunlara artık gelmeyiz.

SÜMELA MANASTIRININ AÇILIŞI

Restorasyonun ardından dün ikinci etabının açılışı yapılan Sümela Manastırı da Türkiye’nin her türlü medeniyet mirasına sahip çıktığının somut örneğidir. Fener Rum Patriği Sayın Bartholomeos da Sayın Cumhurbaşkanımızı arayarak, restorasyon ve azınlık cemaatlerine destekleri için teşekkürlerini ifade etmiştir.

"İSTANBUL HEM MÜSLÜMAN HEM EVRENSEL BİR ŞEHİR"

Ayasofya kararı, İstanbul’un bir Müslüman şehri olduğu gerçeğini tescil etmiştir. İstanbul’un evrenselliğine, kozmopolit karakterine de güç katmıştır. Karar, İstanbul’un İslam dünyası için çok daha fazla çekim merkezi olmasına vesile olacaktır.

TÜRKİYE'NİN "KIZILELMASI"

Hep ifade etmeye çalışıyorum; Türkiye için kızıl elma, ülkemizin güven ve refah, bölgemizin istikrar, dünyanın sulh içinde olmasıdır. Yıllardır kararlılıkla sürdürdüğümüz, insan odaklı güvenlik ve dış politikamız bedeli ne olursa olsun sürecek, er ya da geç tüm taraflar Türkiye’nin çizdiği istikamete yönelecektir. Türkiye’nin en büyük gücü haktan ve hakikatten yana olmaktır. Birliğimize, dirliğimize, beraberliğimize, tarihimize ve geleceğimize kimse dışarıdan müdahale edemeyecektir.