Etyen Mahçupyan

Akşam

Katoliklerin ruhani lideri Papa Francesco'nun "20. Yüzyılın ilk soykırımı Ermenilere yapıldı" açıklaması hükümetten sert tepkilere yol açarken, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Başdanışmanı Etyen Mahçupyan'dan da dikkat çekecek bir açıklama geldi.

15 Nisan günü, kendisi de Katolik bir Ermeni olan Akşam yazarı ve Başbakan Davutoğlu'nun Başdanışmanı Mahçupyan, "Bosna ve Afrika'da yaşananların soykırım olduğu kabul edilirken 1915'te Ermenilere yapılanlara soykırım dememek imkânsız" dedi.

Mahçupyan, 19 Nisan günü ise sözlerinin çarpıtıldığını iddia etti ve eleştirilere karşı  "... eğer Başbakan’a soykırımı kabul etmesini tavsiye edip etmeyeceğim merak ediliyorsa, bir adım daha gidelim… Ben başbakan olsaydım soykırımı kabul etmezdim." dedi.

Bugün ise köşesinde "Türklerin görmesi gereken basit bir gerçek var: Birleşmiş Milletler’in soykırım tanımına göre 1915 tehcirinin ‘soykırım’ sayılmamasına ihtimal kalmıyor"  diyen Mahçupyan'ın "Bazı basit gerçekler" başlıklı yazısındaki cümleleri şöyle:

1915'İN SOYKIRIM SAYILMAMASINA İHTİMAL KALMIYOR

Bugün herkes hem kendisiyle hem de ötekiyle karşı karşıya ve istese de istemese de bir yüzleşme yaşanıyor. ‘Türklerin’ görmesi gereken basit bir gerçek var: Birleşmiş Milletler’in soykırım tanımına göre 1915 tehcirinin ‘soykırım’ sayılmamasına ihtimal kalmıyor.

 Epeyce geniş tutulmuş olan bu tanım, belirli bir kimlik grubunun sadece bir kısmına bile, sırf o kimliğe sahip oldukları için ve grup halinde sistematik imha, zarar veya kültürsüzleştirme çabası içine girilmesine ‘soykırım’ diyor. Hatta hiç kimse ölmese bile, çocukların annelerinden koparılması da aynı adla karşılanıyor. Bu eylem çerçevesinde ‘niyet’ tartışmasının önemli bir yeri var.

Soru İttihatçı hükümetin yapılanları ‘bilerek’ yapıp yapmadığı. Ne var ki Ermeni tehciri art arda birçok kafilenin ölüme gitmesini ifade ediyor. İlk kafile için ‘iyi’ niyet iddiası öne sürülebilse bile, herhalde sonrakilerin ‘iyi’ niyetle yapıldığını söylemek zor.

Bu tabloya tehcirin tüm Anadolu’yu kapsadığını, Ermeni erkeklerin önceden askere alınarak amele taburlarında silahsızlandırıldığını, İttihatçı merkezin, Teşkilatı Mahsusa’nın ve dönemin İçişleri Bakanlığı’nın tehcirle sorumlu ilgili dairesinin arşivlerinin tümüyle yakılmış olduğunu ekleyelim.

O dönemde yaklaşık 2500 kilise ve 2000’e yakın okula ve olası tüm kişisel servetlere el konması, bu siyasetin Cumhuriyet döneminde de açıkça sürdürülmesi ise olayın tamamlayıcı bir unsuru.


Son günlerde en çok ismi zikredilen, ne diyeceği merak edilen, sık sık çark etti suçlamasına maruz kalan Etyen Mahçupyan haklı olarak günün köşe yazarı oldu.